Biyologlar Derneği: “Süreç kimyasal ilaç firmalarına bırakıldı!”

Biyologlar Derneği yaptığı yazılı açıklamada, Sağlık Bakanlığı'nın Batı Nil Virüsü yayan sivrisinek mücadelesinde sivil toplum örgütlerini dışladığını ve sürecin kimyasal ilaç firmalarına bırakıldığının altını çizdi.

Bugün Kıbrıs

Biyologlar Derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada, derneğin Asya Kaplan Sivrisineği’nin ülkemizde bulunduğunu 2022 yılının Haziran ayında tespit ettiğini ve bu sivrisineğin bazı tehlikeli viral enfeksiyonları insanlara bulaştırma potansiyeli taşıdığı belirtildi. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın bu bilgiyi uzun bir süre halktan sakladığı ve ancak 2022 sonlarında bu durumu kabul ettiği ifade edildi.

Açıklamada, Batı Nil Virüsü’nün, ana konağı vahşi kuşlar olan, sivrisinek sokması ile bulaşan bir tür viral enfeksiyon olduğu, bu hastalığın doğrudan kişiden kişiye bulaşmadığı, ancak sivrisinek üreme kaynaklarının kontrol edilmediği taktirde tehlikeli boyutlara ulaşabileceği vurgulandı.

Biyologlar Derneği, Sağlık Bakanlığı’nın sivrisinek mücadelesinde doğru ürünleri kullanarak doğru yöntemlerle hareket etmesi gerektiğini belirterek, sivrisinek mücadelesinin yıllardır başarılı bir şekilde yürütülen ‘biyolojik larvasit’ yöntemi yerine, kimyasal ilaçlarla devam etmek istendiğini ifade etti.

Dernek, Sağlık Bakanlığı’nın bu mücadelede sivil toplum örgütlerini dışladığını ve sürecin kimyasal ilaç firmalarına bırakıldığının altını çizdiği açıklamada, Sağlık Bakanlığı ve Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi’nin sivrisinek mücadelesi yaklaşımının halk sağlığı için yeterli olmadığını vurguladı.

Biyologlar Derneği’nin açıklaması şöyle:

“SAĞLIK BAKANLIĞI, BATI NİL VİRÜSÜNE RAĞMEN HALK SAĞLIĞINI HİÇE SAYIYOR!

Bilindiği üzere, derneğimiz 2022 Haziran ayında Alerjik reaksiyonlar başta olmak üzere Dang Ateşi, Batı Nil, Sarı Humma ve Zika virüslerinin yol açtığı hastalıklara neden olan Aedes albopictus ya da bilinen adıyla Asya Kaplan Sivrisineği’nin ülkemizde görüldüğünü tespit etti. Ancak, tüm uyarılara rağmen Sağlık Bakanlığı ve Temel Sağlık Hizmetler Dairesi bu bilgiyi gizleme yoluna gitmiş ve aradan aylar geçtikten sonra 2022 yılının sonunda bu sivrisineğin ülkemizde görüldüğünü kabul etmek zorunda kalmıştı.

Asya kaplan sivrisineğinin sağlık açısından tehlikeli olmasının en büyük sebebi ise bu sivrisineğin bazı ciddi viral enfeksiyonların insanlara geçme ihtimalinin bulunmasıdır. Asya kaplan sivrisineği veya Aedes albopictus; Güneydoğu Asya’ya özgü, gövdesinde ve bacaklarında bulunan beyaz renkli şeritlerle diğer türlerden ayırt edilebilen, özellikle gündüzleri aktif olan kan emici bir sivrisinek türüdür. Bu nedenle, su kaynaklarında ‘‘Biyolojik Larvasitler’’ aracılığıyla yapılacak kaynak mücadelesi dışındaki alışılagelmiş yöntemler bu sivrisinekle mücadelede hiçbir anlam ifade etmemektedir. Özetle, bilindik şekilde sokak sokak araçlarla gezerek akşamüzeri havaya zehirli kimyasallar atılması bu mücadelede etkisizdir.

Ana konağın vahşi kuşlar olduğu Batı Nil Virüsü, sivrisinek sokması ile bulaşan bir tür viral enfeksiyondur. Asya Kaplan Sivrisineği yanında, özellikle kirli su kaynaklarında üreyen ve ülkemizde de yoğun olarak bulunan Culex cinsi sivrisineklerin sokması ile insanlara bulaşan bir hastalıktır. Ülkemizde de var olduğu bilinen Culex türü sivrisineklerin bulaştırdığı virüs özellikle atlar ve insanlar üzerinde etkilidir. Bu hastalık, kişiden kişiye direkt olarak bulaşmaz ama sivrisinek üreme kaynakları kontrol altına alınmazsa çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Potansiyel olarak insan yaşamını tehdit eden Batı Nil Enfeksiyonu, pek çok nörolojik semptoma yol açar.

Tüm bu bilgiler ışığında, Biyologlar Derneği olarak yine yaptığımız uyarılarda konakçı sivrisineklerin ülkemizde var olduğunu ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğini defatle vurgulamıştık. Ancak, Sağlık Bakanlığı ve Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi, yaklaşan bu tehlikeye rağmen hiçbir önlem almamıştır. Hatta, yıllardır başarılı bir şekilde sürdürülen ‘‘biyolojik larvasit’’ mücadelesi ve bu doğrultuda yapılan ihaleler bertaraf edilmek istenmiştir. Öyle ki, 20 yılı aşkın bir süredir her yıl düzenli olarak biyolojik larvasit ihalesine çıkan bakanlık 2020 yılından beridir ihaleye çıkmamış, bu konuda mücadele yöntemini tabiri caiz ise adeta askıya almıştır.

Geldiğimiz noktada, Tabipler Birliği’nin de ortaya koyduğu veriler neticesinde şu an itibarıyla Batı Nil Virisü hastalığının ülkemizde görülmüş olduğu belirlenmiştir. Endişemiz, gerekli tebirler alınmaz ve doğru yöntemler tercih edilmezse sivrisinek kaynaklı bu hastalıkların görülme sıklığının artması ve vatandaşlarımız için de bir tehdit oluşturur duruma gelmesi olasılığının bulunmasıdır. Bunun için Sağlık Bakanlığı yetkilerine de defalarca aktardığımız şekilde DOĞRU ürünlerle, DOĞRU bir sivrisinek mücadelesinin sivil toplu da dışlamadan yıllardır sürdürüldüğü şekilde yapılmasıdır.

Ne var ki, bizzat Sağlık Bakanı’nın talimatıyla yıllardır sürdürüldüğünün aksine sivrisinek mücadelesi çalışmalarını sivil toplum örgütleriyle değil de sözde ‘‘İskele Belediyesi’’ temsilcisi olan bir kimyasal ilaç firması yetkilisinin görüşleri çerçevesinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Buradan da anladığımız üzere, yıllardır başarılı bir şekilde ‘‘biyolojik larvasitler’’ kullanılarak sürdürülen kaynak mücadelesi yerine hormon analoğu ve kimyasal kökenli ilaçlar tedarik edilerek devam ettirilmesi amaçlanmaktadır.

Bu doğrultuda, gelmiş geçmiş tüm hükümetler döneminde 20 yılı aşkın bir süredir Sağlık Bakanlığıyla görüş birliği içerisinde ve ortaklaşa sürdürmüş olduğumuz sivirineklerle biyolojik mücadele programı sonlandırılmak istenmektedir. Bu konuda, Sağlık Bakanlığı ile birlikte ilgili paydaşlar olarak oluşturduğumuz komiteden Biyologlar Derneği tamamen dışlanmış ve süreç tamamen ‘‘kimyasal ilaç firmalarının temsilcilerine’’ teslim edilmiştir.

Sonuç olarak, sivrisinek mücadelesinde hiçbir işe yaramayacağını bildiğimiz ve devletin mali kaynaklarının boşa israf edileceğini düşündüğümüz bir sürecin parçası olamayız. Bu çerçevede, Sağlık Bakanlığı ve Temel Sağlık Hizmetler Dairesi özelinde gerçekleştirilen sivrisinek mücadelesi çalışmaları sorunu çözme noktasından oldukça uzaktır ve hiçbir şekilde onayımız yoktur. Tüm halkımıza ve Kamuoyuna önemle duyururuz…”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

****
****