Hristodulidis’in bağımsızlık günü mesajı: Kıbrıs’ın birleşmesi için Türk tarafına çağrı
"Kıbrıslı Türk yurttaşlarımıza seslenerek ortak yurdumuz olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeniden birleşmesi ve oluşacak tüm perspektiflerin değerlendirilmesi için elimden geleni yapacağımı temin etmek istiyorum."
Hristodulidis’in bağımsızlık günü mesajı: Kıbrıs’ın birleşmesi için Türk tarafına çağrı
"Kıbrıslı Türk yurttaşlarımıza seslenerek ortak yurdumuz olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeniden birleşmesi ve oluşacak tüm perspektiflerin değerlendirilmesi için elimden geleni yapacağımı temin etmek istiyorum."
Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, ülkenin bağımsızlığın 63. yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladı. Kıbrıslı Rum lider, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kısa tarihinde karşılaştığı meydan okumaları ve sorunları, uluslararası varlığının sorgulanması ve toprak bütünlüğü için verilen mücadeleleri hatırlattı. Ayrıca, toprağının yüzde 37’sinin yarım asırdır işgal altında olduğunu ve bu durumun Kıbrıs’a en büyük darbeyi indiren Türk istilasının sonuçları olduğunu belirtti.
Hristodulidis, Kıbrıs halkının adaletsizliğe karşı durduğunu, devlet varlığını güçlendirdiğini ve 2004 yılında Avrupa Birliği’ne üye olarak başarıya ulaştığını vurguladı. Ayrıca, Kıbrıs’ın modern bir Avrupa devleti ve Doğu Akdeniz ile Orta Doğu bölgesinde bir istikrar unsuru haline geldiğini belirtti.
Rum lider, en önemli önceliğinin Kıbrıs’ın kurtuluşu, işgalin sona ermesi ve yeniden birleşme olduğunu ifade etti. Türk tarafının BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB ilke ve değerleri temelinde işlevsel ve sürdürülebilir bir çözüme varmak için müzakere masasına gerçek irade ile dönmesi gerektiğini vurguladı.
TÜRK TARAFI YAKLAŞIMINI DEĞİŞTİRMELİ
Hristodulidis, “Bu çerçevede, Kıbrıslı Türk yurttaşlarımıza seslenerek ortak yurdumuz olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeniden birleşmesi ve oluşacak tüm perspektiflerin değerlendirilmesi için elimden geleni yapacağımı temin etmek istiyorum. Ancak, bu amaca ulaşmak için, Türk tarafının yaklaşımını değiştirmesi gerekmektedir. BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB ilke ve değerleri temelinde olan işlevsel ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için müzakere masasına gerçek iradeyle dönmeleri gerekmektedir. BM Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreter tarafından müzakerelerin yeniden başlamasını araştıracak bir temsilcinin atanması için hazır olduklarının ifade edilmesi, bu önerinin Türk tarafı tarafından kabul edilmesiyle gerçekleşeceğini ummaktayım” ifadelerini kullandı.
Bugün Kıbrıs ile paylaşılan Nikos Hristodulidis’in açıklamasının tamamı şöyle:
“Değerli vatandaşlar,
Bağımsızlığın 63. yıldönümü vesilesiyle, aklımıza bugünlerde sahip olduğumuz en değerli şey olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna götüren ve yurdumuzun sömürge boyunduruğundan kurtuluşuna sebep olan mücadelede savaşanlar ve hayatını feda edenler geliyor.
Hayatları pahasına küçük ülkemizin uluslararası arenada bir devlet varlığına sahip olmasını başaran özgürlük mücadelecilerini kendilerine borçlu olduğumuz saygıyla selamlıyoruz.
Kıbrıs Cumhuriyeti, kısa tarihi boyunca baştan itibaren ciddi meydan okumalar ve sorunlarla, hatta uluslararası varlığının sorgulanması ile de karşı karşıya gelmiştir. Demokrasinin sağlanması ve ülkemizin bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğü için mücadele vermek gerekli olduğu zor anlar yaşandı.
Dolayısıyla, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra meşruluğun korunması ve yarım asırdır toprağının neredeyse %37’sinin işgal altında olmaya devam etmesi ile yurdumuza en büyük darbeyi indiren Türk istilasının göğüslenmesi için mücadele edenleri saygı ile selamlamak boynumuzun borcudur.
İnsanlarımızın yerlerinden olması, göçmen olması, mahsur ile kayıp kişilerimiz ve ekonomik yıkım, Türk istilasının ertesi gününde ebeveynlerimizin, halkımızın üstesinden gelmesi gerektiği acı gerçeklerdi.
Yıkım ve zorluklara rağmen, Kıbrıs halkının YILMADIĞINI, VAZGEÇMEDİĞİNİ, UNUTMADIĞINI haklı olarak ve gururla kabul etmeliyiz. Adaletsizliğe ödün vermeyerek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devlet varlığını güçlendirerek ve 2004 yılında Avrupa Birliğine girmesini başararak yürüyüp mücadele etti.
Dolayısıyla, meydan okumalara rağmen, küçük yurdumuzu modern bir Avrupa devleti ve Doğu Akdeniz’de yanı sıra daha geniş Orta Doğu bölgesinde de bir istikrar unsuru haline getirerek halkımızın başardıkları ile haklı olarak gururluyuz. AB ilke ve değerlerine saygı gösteren, bu ilke ve değerleri uygulayan, uluslararası hukuku ve insan haklarını savunan ve yoğun biçimde çalışarak, ısrarla tüm meydan okumaları göğüsleyen bir Avrupa devleti.
Bayanlar, Baylar,
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 63 yıl ve Kıbrıs tarihinin en trajik anından neredeyse yarım asır sonra, trajik Temmuz 1974’den birkaç ay sonra dünyaya gelen ve savaşın, göçün diğer çocukları ile büyüyen ilk Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak, en önemli önceliğim, yurdumuzun kurtuluşu, işgalin sona ermesi ve yeniden birleşmedir.
İşgal ve bölünmüşlükten kurtulmamız elzemdir. Bunun tek yolu, çabalarımızı yoğunlaştırmak, uluslararası gelişmeleri doğru biçimde okumak, jeostratejik dengeleri anlamak, devletin tüm güç faktörlerinin güçlendirilmesi vasıtasıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslararası varlığını zırhlandırmak ve bölgedeki rolünü ön plana çıkarmaktır.
Yegâne yol ve izleyeceğim yol, kalkınma, iş birliği ve barış yoludur, çıkmazın aşılmasına yönelik her türlü çabanın devam edilmesi ve çok özlenen çözüme ulaşmak için müzakerelerin yeniden başlaması yoludur. İlgili BM kararları, AB ilke ve değerleri temelinde bir çözüme, ilgili BM kararlarının öngördüğü siyasi eşitliği olan İki Bölgeli, İki Toplumlu Federal çözüme ulaşmak için.
Zorluklara, hayal kırıklıklarına, meydan okumalara rağmen, şu anda yüksek duvarlarla karşı karşıya olmamıza rağmen, işgalle uzlaşmayız, çocuklarımıza teslim etmek istediğimiz gelecek bu değildir. Gerçeklilik, kararlılık ve ısrarla, sızlanmadan, bozgunculuk ve içe dönüklük yapmadan, uluslararası gerçekte çabalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz. Bölgesel ve uluslararası ortamı inceliyoruz, meydana gelen değişiklikleri takip ediyoruz, meydan okumaları göğüslemeye ve fırsatları değerlendirmeye hazırız.
Bu çerçevede, Kıbrıslı Türk yurttaşlarımıza seslenerek ortak yurdumuz olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeniden birleşmesi ve oluşacak tüm perspektiflerin değerlendirilmesi için elimden geleni yapacağımı temin etmek istiyorum.
Ancak, bu amaca ulaşmak için, Türk tarafı yaklaşımını değiştirmeli, BM Güvenlik Konseyi kararları ve AB ilke ve değerleri temelinde olan işlevsel ve sürdürülebilir bir çözüme varmak amacıyla müzakere masasına gerçek irade ile dönmelidir.
BM Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreter tarafından, müzakerelerin yeniden başlamasını araştıracak bir temsilcinin atanması için hazır olduklarının ifade edilmesi, bu önerinin Türk tarafından kabul edilmesiyle gerçekleşeceğini bekliyorum.
Değerli dostlar,
Ülkenin yeni hükümeti olarak, en temel önceliğimiz ve amacımız tüm Kıbrıs halkına umut ve perspektif yaratmaktır.
28 Eylül tarihinde, hükümetimizin ilk bütçesini onayladık. Bu bütçe, siyasi önceliklerimizin neler olduğu açık biçimde ortaya koyuyor. Hükümet programının temel ilkelerini maliyetlendiren ve gerçekleşebilir proje ve reform haline getiren, insanı merkezinde bulunduran ve fazlası olan bir bütçedir.
Mali istikrar ve sorumluluk çerçevesinde sürdürülebilir ve dayanıklı bir ekonomiye ulaşmak ve modern bir iktidar yoluyla yeşil ve dijital dönüşümü ilerletmek öncelikli hedeflerimizdir. Hedef, sosyal yardım politikasının ilerletilmesi için, güvenlik ve refah koşullarının yaratılması için en iyi zırhımız olan sağlam bir ekonomiyi sağlamaktır. Ekonomi, deney yapmaya uygun değildir.
Rekabet gücünü, verimliliği ve tüm çalışanların maaşlarını iyileştiren ve buna paralel olarak yeni kaliteli istihdam olanakları yaratan kalkınmaya yönelik harcamalar yoluyla gerçek ekonominin üzerinde duruluyor.
Ekonomimizin rekabet gücünün güçlenmesi, Eğitim, Sağlık, Sosyal Yardım gibi önemli alanlarda faaliyet göstermemize, göç, iskân ve trafik gibi meydan okumaları göğüslememize izin verecek.
Nüfusun en fakir kesimleri güçlendirmek, orta sınıfı özlü biçimde desteklemek, vatandaşların günlük hayatını iyileştirmek ve pahalılığın etkilerini göğüslemek, sosyal yardım ve kalkınmaya yönelik öncülük yapan bir idare modelinin eksenleridir.
Değerli dostlar,
Kıbrıs Cumhuriyeti, halkımızın mücadeleleri ve fedakarlıklarının taçlandırılmasıdır. Meşruluğun koruyucusu, Hukukun ve Eşitliğin savunucusudur. Ancak her şeyden önce, hepinizi, Kıbrıs toplumunu nitelendiren her şeyin sonucudur: Israr eden, sabreden, emek harcayan, insana sevgi gösteren Kıbrıs halkını.
Nice yıllara. Tüm halkımıza kalkınma ve refah dilerim.”