Bugün Kıbrıs

MİLYONLARCA LİRA ‘İNDİRİM’
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay’ın şikayeti üzerine polisin başlattığı soruşturmaya gölge düştü. Siyasilerin baskısı ile Malpas Otel’in devri sırasında 40 milyon liralık vergiyi 13 milyona indiren Vergi Dairesi hakkında başlatılan polis soruşturması ve polisin talep ettiği Maliye Teftiş ve İnceleme Kurulunun araştırması, sorumlu Bakan’ın müdahalesiyle gölgeleniyor.

BAKAN ‘KARAR VERDİ’
Bugün Kıbrıs’ın güvenilir kaynakları Bakan’ın iki haftadır yaptığı ziyaretlerde memurlara güvence verdiğini, bir şey olmayacağını taahhüt ettiğini, yola devam mesajı verdiğini belirtiyor. Berova dün basına yaptığı açıklamada ise “Doğru olmayan iddiaların kendilerini üzdüğünü” ifade etti. Berova ayrıca vergi memurlarının gazetecilere konuşmamasını ima ederek “maksimum dikkat” çağrısı yaptı.

ÖZERSAY GAZETEMİZE KONUŞTU
Berova’nın açıklamalarını Bugün Kıbrıs‘a değerlendiren Özersay, “Bu, polis soruşturmasına dolaylı müdahale anlamına gelir, polise ‘soruşturmayı durdurun, gerek yok’ mesajı mı verilmek isteniyor? Madem ki doğru değil neden Maliye Teftiş’e araştırma görevi verildi. Ayrıca, Maliye Teftişin bağlı olduğu Bakan bu açıklamayı yaparsa o saatten sonra Maliye Teftiş, Bakanı yalanlayan bir tespiti nasıl yapacak?” diye sordu.

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay şunları söyledi:

“Sayın Maliye Bakanı Gelir ve Vergi Dairesi ile ilgili iddiaların doğru olmadığını kamuoyuna açıklamış. Polis soruşturması devam eden bir konuda, polisin iddiaları incelediği, soruşturma başlattığı, ifadeleri aldığı ve evrakları incelemekte olduğu bir konuda görevde bulunan hükümet yetkilileri bu iddialar doğru değil diye açıklama yaparsa polisin yapmakta olduğu işi anlamsızlaştırır ve aslında polisin soruşturmasına dolaylı olarak müdahale etmiş olur. Bu polisimize de dolaylı olarak “bu soruşturmayı yapmayın da gereksizdir çünkü iddialar doğru değil” mesajıdır ki bu kabul edilemez çünkü soruşturmayı etkileyebilecek nitelikte ifadelerdir, polisi baskı altına alacak ya da yönlendirecek türden ifadelerden kaçınmaları gerekir. Evet masumiyet karinesi var ve sonunda eğer bir şey varsa da yoksa da ortaya çıkar çünkü biz polisimize güveniyoruz ancak görevde olanlar bu konuda polisin bağımsız şekilde görevini yerine getirebilmesi için ona bir hareket alanı bırakmaları gerekir.

Kaldı ki iddialar Gelir ve Vergi Dairesi çalışanlarından da ziyade birilerine vergi kıyağı yapılsın diye siyasiler tarafından yapılan müdahalelerle ilgilidir. Yani iddialara asıl konu olan ve soruşturulan şey siyasilerin baskı ya da ricası ile birilerine vergi kıyağı yapılıp yapılmadığıdır. Bunu araştırıp adli anlamda yanıtı bulacak olan polisimizdir, siyasiler hele de soruşturmaya konu olan Bakanlığın en üst idarecisi konumdaki Bakan değildir.

Bir diğer önemli konu da Maliye Teftiş tarafından hazırlanacak olan rapordur. Maliye Bakanlığı bünyesindeki Maliye Teftiş bir konuda inceleme yapıyor durumdaysa, orada da bir inceleme devam ediyorsa bu birimin de hiyerarşik olarak başı konumundaki Bakan’ın “bu konuda iddialar doğru değildir” gibi açıklamalar yapması o birimi de sıkıntıya sokar. Hatta akla şu soru gelir: Madem ki iddialar doğru değil o zaman Maliye Teftişe bu çalışmayı neden yaptırıyorsunuz? Maliye Teftişin bağlı olduğu Bakan bu açıklamayı yaparsa o saatten sonra Maliye Teftiş, Bakanı yalanlayan bir tespiti nasıl yapacak?

Siyasetin bu konulara dikkat etmesi gerek polisimize gerekse Maliye Teftişe görevlerini bağımsız ve tarafsız şekilde yapabilmeleri için gerekli alanı açmaları ve müdahale etmemeye özen göstermeleri gerekir. Mesela gerek Bakanlar gerekse Sayın Üstel neden reçete olayında olduğu gibi çıkıp “sonuna kadar bu olayın üzerine gideceğiz” benzeri açıklamalar yapmıyorlar da “iddialar doğru değildir” deme ihtiyacı hissediyorlar?”