2023 Avrupa Vatandaşı Ödülü, Kıbrıs’ı aşkla birleştirenlere…
2023 Avrupa Vatandaşı Ödülü iki toplumun LGBTI+ derneklerine verildi. İki toplumlu Onur Yürüyüşü nedeniyle Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek tarafından önerilen örgütler, yapılan oylamanın ardından bu yılki ödülün sahibi oldu.
2023 Avrupa Vatandaşı Ödülü, Kıbrıs’ı aşkla birleştirenlere…
2023 Avrupa Vatandaşı Ödülü iki toplumun LGBTI+ derneklerine verildi. İki toplumlu Onur Yürüyüşü nedeniyle Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek tarafından önerilen örgütler, yapılan oylamanın ardından bu yılki ödülün sahibi oldu.
Bugün Kıbrıs
Avrupa Parlamentosu Kıbrıs Ofisi, 2023 Avrupa Vatandaşı Ödülü için bugün Lefkoşa’nın güneyindeki Avrupa Evi’nde tören düzenledi. Ödül, Kıbrıs’ta her yıl düzenlenen Onur Yürüyüşü festivaline katkılarından dolayı Kuir Kıbrıs Derneği ve Accept–LGBTI Kıbrıs’a verildi. Kıbrıs’ın kuzeyinden ödül törenine davetli olan Bugün Kıbrıs etkinliği takip etti.
KETTİS: EŞİTLİĞİN EL ÜSTÜNDE TUTULDUĞU BİR AVRUPA İÇİN…
Törenin açılış konuşmasını Avrupa Parlamentosu Kıbrıs Ofisi Sorumlusu Andreas Kettis yaptı. Kettis konuşmasında her vatandaşın hakkının korunduğu bir Avrupa’nın önemine değindi. Kettis şunları söyledi:
“Eşitlik ve farklılıkları, insan haklarını yükseltmeye çalıştıkları için bugün bu ödülü hak edenlere vermek için toplandık. Bu iki örgüt bize şunu gösterdi; herkesin ayrımcılık korkusu yaşamadan yaşayabileceği bir toplumu yaratmanın önemini bize hatırlattı. Bu iki örgüt bireylerin hakları hakkında farkındalık yaratıp, kapsayıcı bir toplum için çalışıyorlar. Onların çabası AB’nin temel hak ve özgürlükleri korumaya çalışmadaki duruşuyla paraleldir. Kapsayıcı, çeşitliklerin kabul edildiği ve herkesin hoşgörü ile karşılandığı bir Avrupa yaratmak hepimiz için çok önemli… Onların başarıları, herkesin kendisi olarak korkmadan yaşayabileceği bir toplumun ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyor. Çeşitliliğin kutlandığı, eşitliğin el üstünde tutulduğu ve her vatandaşın hakkının korunduğu bir Avrupa için birlikte çalışmaya devam edelim…”
KIZILYÜREK KONUŞMASINI TÜRKÇE YAPTI, DEMOKRASİ İSTEDİ
Avrupa Parlamentosu üyesi Niyazi Kızılyürek ise burada yaptığı konuşmada iki örgütün verdiği mücadelenin çok onurlu bir mücadele olduğunu vurgulayarak herkesi bu mücadeleye demokrasi adına destek vermeye çağırdı. Kızılyürek konuşmasında şunları söyledi:
“Anadilim Türkçenin parlamentoda kullanılması için uğraşıyorum, henüz başarmış değilim ama bugün üç dilde çeviri yapılıyorken, fırsatım varken Türkçe konuşmak istiyorum…
AKEL olarak AB Vatandaşlık Ödülünün, Kuir Kıbrıs Derneği’ne ve Accept Cyprus’a verilmesi önerisini yaptığımızda kafamızda şöyle bir soru vardı: ‘Bir demokrasi nasıl olmalı?…’
Çünkü biz bunu demokrasi sorunu olarak algılıyoruz. Bir temel insan hakları problemi olarak algılıyoruz ve bu yüzden bütün demokrasilerin daha ileri götürülmesi gerekiyor. Buna Avrupa demokrasisi de dahil. Buradan hareketle Yorgos arkadaşımla bu öneriyi yaptık ve ödülü kazanmalarından da son derece mutluyuz…
Yazılı bir konuşmam var ama okumayacağım nedeni ise şu: Bu sabah bir haber okudum ve yazımı bir kenara bırakmaya karar verdim. Haber şuydu: New York’tan BM Genel Kurul çalışmalarından dönen Recep Tayyip Erdoğan uçakta gazetecilerle konuşurken BM binasında gördüğü LGBT renklerinden son derece rahatsız olduğunu söyledi. Hatta Genel Sekreter ile bu konuyu konuşmak istediğini belirtti çünkü girişteki merdivenlerde yer alan renklerden çok rahatsızlık duydu. Diyor ki; ‘Onlar kaç kişidirler ki onların renkleri buraya konuluyor…’
‘Onlar kaç kişidirler ki’ sözüne takıldım… Demokraside insanların yaşam biçimlerini yaşamaları temel bir haktır ve bu hak onların kaç kişi olduğu ile ilgili değildir.
Bir müddet önce yine bir etkinlik oldu Limasol’da, birtakım maskeli adamlar bu etkinliğe baskın düzenlediler. Bu tavır ile Erdoğan’ın tavrı arasında hiçbir fark yoktur. Ama sadece onlar değil, isterseniz Macaristan’a bakalım, başka AB ülkelerine bakalım.. Öyle bir noktaya geldik ki ‘LGBTQ Free Zone’ ilan eden ülkeler görüyoruz.
Dolayısıyla benim açımdan bu yaklaşım, bu ayrımcılık, demokrasiye dönük bir tehdittir ve tabii ki hiç de tesadüf değildir. İster Limasol baskınını yapanlar ister Sayın Erdoğan’ın, ister Macaristan’da Sayın Orban’ın tutumu hepsinin ortak bir noktası var; onlar liberal demokrasiyi sevmiyor. Hatta artık açık açık ‘illiberal demokrasi’ dedikleri bir şey söylemek istiyorlar.
Yani; ‘Biz temel insan hak ve özgürlüklerini benimsemiyoruz, sizin demokrasi dediğiniz şey bizim sadece seçim yapıp iktidara gelmemiz için bir araçtır. İktidara geldikten sonra da demokrasinin bütün kurumlarını tek tek sökeriz, istediğimiz yaşam biçimini istediğimiz gibi dayatırız’ diyorlar. Bu bakımdan bu onurlu kavgayı veren bu arkadaşlarımın kavgası bir demokrasi kavgasıdır ve bu kavgada biz hep birlikteyiz. Sizi de bu kavgayı vermeye davet ederiz…”
YEORGİU: YAŞANANLAR DEMOKRASİ KALİTEMİZ
Avrupa Parlamentosu üyesi Yorgos Yeorgiu ise konuşmasında Limasol’da yaşanan ırkçı saldırılara değinerek bunun Kıbrıs’ın demokrasi kalitesini ve uygarlık seviyesini ortaya koyduğunu ifade etti. Yeorgiu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kızılyürek’in ve bizim desteğimizle bu iki örgüte bu ödülün verilmesi çok anlamlı. Maalesef bunun öncesinde çok trajik olaylar yaşandı. Irkçılıkla ilgili ayrımcılık ve nefret söylemiyle ilgili olaylar yaşandı ve bunlar demokrasimizin kalitesi, uygarlığımızın kalitesi ile alakalı konular…
Bunlar sadece Kıbrıs’ta yaşanmıyor. AB’nin Eşitlikten Sorumlu Komiseri birçok Avrupa ülkesinde ve Kıbrıs’ta da maalesef yüzde 30 oranında AB vatandaşının eşit haklara sahip olmadıkları hissiyatı içinde olduklarını söyledi.
LGBT bireyleri şiddet gördüklerini, cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılık yaşadıklarını, şiddete uğradıklarını söylüyor. Kimi zaman da ölüm korkusu ile yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu konuda ulusal bir eylem planı oluşturulmalı ve bu çerçevede bu problemler ele alınmalı. Sevgili Niyazi, Avrupa Parlamentosu önünde bunu önermeliyiz, kabul edilmesini sağlamalıyız. Avrupa Komisyonunda da bu yönde çalışanlar var. Sadece Kıbrıs Onur Yürüyüşü Festivali değil onun dışında da çok şey yapıyor bu iki örgüt… Sizler sayesinde demokratik değerlere sahip olduğumuzu gösteren bir gün yaşıyoruz.”
ÖDÜL KONUŞMASINI BİRLİKTE YAPTILAR
Kuir Kıbrıs Derneği aktivisti Derviş Taşkıranlar ve Accept LGBTI Derneği Başkanı Nicholas Tryfon ise kendi dillerinde selamladıkları katılımcılara ortak açıklamayı birlikte okudu. İkili şunları kaydetti:
“Bu ödül sadece çabalarımızın bir kanıtı değil ama yıllık Onur Yürüyüşü etkinliği LGBT topluluğunun Kıbrıs’ta ne kadar dirençli bir örgüt olduğunu göstermektedir.
2014 yılında ilk kez bu iki örgüt, bütün insanların ve LGBTI+’ların haklarını savunmak için bir araya geldi. Birçok ülkenin temsilcisinin yanı sıra Kıbrıs’taki gençlik örgütleri ile birlikle hepimiz bir misyon üstelendik ve cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet çerçevesindeki ayrımcılığı ortadan kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu platform bir uzlaşı platformu oldu. 5 binin üzerinde insan Onur Yürüyüşüne katıldı. Aileler, çocuklar, çeşitliliği ve kapsayıcılığı birlikte kutladık. Çabamız barış içindir, birliktelik içindir ve sevgi sınır tanımaz…
Kıbrıs’ta bunun için uğraşıyoruz. Bu ödülün önemi çok büyük. Barış inşa sürecinin bir kez daha tanınmış olduğunu gösteriyor bize. LGBTI+ toplumu sevgi, kapsayıcılık ve kabullenmenin bir arada olabileceğini gösteriyor. Farklılıklarımızı kutlarken toplumun çok daha güçlendiğini görüyoruz ama çabalarımız bitmiş değil.
Bugünkü ödülü alırken işimizin bitmediğinin farkındayız. Üstesinden gelmemiz gereken çok büyük sorunlar var. Şeffaflık, kalite, saygı… Bunlar bizim için çok önemli. Onur Yürüyüşü sadece bir kutlama değil eyleme geçmek için bir çağrıdır. Görünürlük çok önemli. Biz artık saklanmıyoruz, kim olduğumuzdan artık utanmıyoruz, Onur Yürüyüşünün siyasi bir amacı var ve LGBTI+ bireyler birçok haktan yararlanmıyor; mesela evlenemiyorlar, sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar, ayrımcılığa uğruyorlar. Herkesin yanımızda durması, daha kapsayıcı bir gelecek inşa etmemiz için hepinize özellikle Avrupa Parlamentosuna bizi aday gösterdikleri için teşekkür ederiz. Barış içinde bir Kıbrıs arzu ediyoruz. Güzel adamızın üstünde parlayan sevgi gökkuşağının parlamasına izin verelim…”