Kıbrıs Türk Toplumu’nun geniş bir kesimini temsil eden siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Bu Memleket Bizim Platformu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e, Pile’de ve Kıbrıs’ın güneyinde yaşanan şiddet olaylarına ilişkin bir mektup gönderdi.

Mektupta, BM yetkililerine yönelik saldırılar şiddetle protesto edilirken, Kıbrıs’ta diyaloğun ve barışın önemi vurgulandı. Platform, geçmişte yaşanan savaş ve göç deneyimlerinden hareketle, şiddetin bir çözüm olmadığına dikkat çektiği mektubunda, Pile’de gerçekleştirilen yol yapım girişiminin planlı bir provokasyon olduğunu işaret etti ve bu eylemleri organize eden ve planlayan kişilere karşı uluslararası bir soruşturma başlatılması talep etti.

Bu Memleket Bizim Platformu’nun mektubunda, Kıbrıs’ta yaşanan bu tür olayların, iki toplum arasındaki diyalog ve anlayışı zedeleme potansiyeline dikkat çekilerek, uluslararası hukukun üstünlüğüne vurgu yapıldı.

Mektup şöyle:

“Sn Antonio Guterres
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri,

Kıbrıs sorununa, Birleşmiş Milletler’in arabuluculuğunda bir çözüm bulunması süreçlerine, aktif olarak destek veren ve Kıbrıs Türk Toplumu’nun geniş bir kesimini temsil eden siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu Bu Memleket Bizim Platformu olarak Pile’ye yol yapılması gerekçesi ile diyalogdan kaçarak, şiddete başvurularak Birleşmiş Milletler yetkililerine yapılan saldırıyı şiddetle protesto ederiz.

Barışın bir erdem olduğu bilinciyle, adamızda iki toplumun yakınlaşması, önyargıların, ırkçılığın ortadan kaldırılması ve adamızı birleştirecek bir çözüme ulaşılmasında diyaloğun önemine inanıyoruz.

Savaşlar, göçler yaşanmış bir ülkenin insanları olarak kan ve gözyaşı üzerinden siyaset yaparak şiddet yolu ile bir yere varılmayacağını yaşayarak öğrendik.

Uluslararası hukuku hiçe sayarak, çatışmalara zemin yaratan yöntemlerle, 1974 yılındaki ateşkes koşullarının yaşandığı adamızda, toplumları çatıştırmaya yönelik Pile’ye yol yapma girişimini önceden planlanmış bir provokasyon olarak değerlendirmekteyiz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve uluslararası hukuk tanımlamalarına göre Türkiye’nin bir alt yönetimi olarak tanımlanan adamızın kuzeyinde bu eylemleri organize edenlerle onların arkalarında bu eylemleri planlayan kuzey Kıbrıs ve Türkiye’deki sorumlular hakkında derhal uluslararası soruşturma yapılarak uluslararası yargı önüne çıkarılmalarını talep ederiz.”