Mavrides: “Kıbrıslı Türkler karar vermeli; ya Türkiye ya AB”

Annan Planı’na hayır dediğini ama bugün bu plana benzer bir anlaşmaya evet demeye hazır olduğunu söyleyen Mavrides, Strazburg’da gazeteci Aysu Basri Akter’e konuştu...

Aysu Basri Akter

Strazburg’da Avrupalılar ağırlıklı olarak karbon tüketiminin azaltılması ile ilgili üye devletlere getirecekleri düzenlemeleri tartışıyor. Ana hedef 2050 yılına kadar karbon sıfır noktasına gelmek. Bütün dünyayı sarsan ve artık gündelik hayatımızda da fazlasıyla hissettiğimiz iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım olması beklenen bu düzenlemeler kapsamında 2030 yılı itibariyle gaz emisyonunun yüzde 55 oranında azaltılması hedefleniyor. Tabii ki her ülkenin kendine göre zorlukları var ancak bu uygulamalar için AB üye ülkelere milyonlarca Euro’luk da bir kaynak ayırıyor.

Avrupa’nın sıcak gündeminde ise Ukrayna-Rusya savaşı var. Beklemediği ve öngörmediği bir noktada savaş gerçeği ile sarsılan Avrupa Ukrayna’ya desteğini yinelerken, yeni dönem için politikalar üretmeye çalışıyor.

Ve tabii ki başta Ukrayna-Rusya krizi olmak üzere gündemde Avrupa ülkelerini de sarsan enflasyon sorunu gibi birçok sıcak konu varken, Kıbrıs sorunu kimse için bir tehdit ya da öncelikli sorun olarak görülmüyor.

Kıbrıslı parlamenterler ise, Türkiye’de yapılacak olan seçimleri ve buradan çıkacak sonucu bekliyor.

Annan Planı’na Benzer Bir Anlaşmaya Bugün Evet Diyebilirdim
DIKO’nun Avrupa Parlamentosu’na gönderdiği ve üçüncü dönemine seçilen vekili Costas Mavrides ile kendi çerçevesinden samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
Kıbrıs Üniversitesi’nde Ekonomi ve Finans alanında akademisyen olan Mavrides aynı zamanda Türkiye-AB ortaklık komitesi üyeliği de yapmış.

Mavrides, Dikmen’de doğduğunu anlatıyor. DIKO’nun siyasi çizgisine atıfta bulunurken, “DIKO’luyum ama canavar değilim” diyerek espri yapıyor ve aslında Kıbrıs siyasetinin bir gerçeğini de hatırlatan ilginç bir ayrıntıyı paylaşıyor; Mavrides, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eski başkanlarından Hristofias’ın da yakın akrabası!

2014 yılında Avrupa Parlamentosu’na ilk seçildiğinde, doğduğu eve bir ziyaret gerçekleştirmiş. Çocukluğunda yaz geceleri kapının önüne atıp uyuduğu demir karyolaya adının baş harfini kazıdığını ve o karyolayı hiç beklemediği şekilde o evde bulduğunda ne kadar derinden etkilendiğini anlatırken gözleri doluyor!

Sohbet boyunca samimi değerlendirmeler yaparken, açık gönüllülükle Annan Planı’na hayır dediğini ama bugün bu plana benzer bir anlaşmaya evet demeye de hazır olduğunu söylüyor.

Tek çekincesi Türkiye’nin ada üzerindeki gücü!

Kıbrıslı Rumların En Önemli Endişesi Güvenlik
Çözümsüzlüğün Türkiye’nin özellikle adanın kuzeyindeki etkisini artırdığını söylemekle birlikte, Kıbrıslı Rumların güvenlik konusunda sadece AB’ye güvenemeyeceğini belirtiyor. “Kıbrıslı Rumların en önemli endişesi güvenliktir. Kendilerini Türkiye’ye karşı güvende hissetmiyorlar ve bunu çözebilirsek çözümle birlikte bu sorunu AB kurumlarına bırakacak şekilde AB’ye güvenebilirler” diyor.

Mavrides’in güvenlik endişesinden kastettiği kuşkusuz Türkiye’nin adadaki askeri varlığı! Uzun zamana yayarak garantörlük haklarının aynen devam etmesi ve Türkiye’nin askeri varlığını adada sürdürmesi halinde Kıbrıslı Rumların ancak %2’sinin bir anlaşmaya onay vereceğini anlatıyor.

Çekince Türk Askeri Varlığı
“Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklerle sorunu yoktur. Buradaki çekince Türk askeri varlığıdır. Kıbrıs’ta oldukça büyük bir çoğunluk Kıbrıslı Türkleri geçmişteki farklılık ve düşmanlıklardan ayrı olarak kendisiyle eşit bir Avrupalı olarak görüyor” diyor.

Erdoğan Türkiye’si AB’ye Girmek İstemiyor. Kılıçdaroğlu Daha Milliyetçi
Türkiye’deki seçimler ve Türkiye’nin AB ile ilişkileriyle ilgili de değerlendirmelerini paylaşan Mavrides, “gerçekçi olmak gerekirse Kıbrıs sorununun çözümü Erdoğan ile çok kolay değil ama yine de denemek zorundayız. Erdoğan Türkiye’si AB’ye girmek istemiyor. AB üyeliği için kabul etmesi gereken birçok temel yasa var. Türkiye özellikle Erdoğan’la sadece AB yolundan gitmeyi kabul etmemekle kalmıyor bu yasaların tamamının karşısındadır. İnsan hakları, düşünce özgürlüğü ya da azınlık hakları gibi temel konularda ciddi sorunlar yaşıyor. Gerçekte Türkiye AB’ye girmek istemiyor” şeklinde anlatıyor görüşlerini.

Ancak Mavrides Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirirken, yeni dönemde seçilme potansiyeli olan Kılıçdaroğlu ile ilgili de iyimser konuşmuyor!

Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a göre daha milliyetçi olduğuna işaret ederek, özellikle Kıbrıs konusundaki tavrını kestiremediğini bunu zamanla göreceklerini ifade ediyor. “Kılıçdaroğlu daha milliyetçi ama bir şans verilebilir. Daha seküler daha batılı bir siyaset izleyebilir. Bunu gelecekte tecrübe edeceğiz” diyor.

Kıbrıslı Türkler Karar Vermeli; Ya AB ya Türkiye
Mavrides’e göre özellikle çözüm konusunda Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye karşı daha yüksek bir ses çıkarmalı. “Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye karşı daha yüksek bir ses çıkarmaya karar verirse daha fazla destekçi bulacaklardır” ifadelerini kullanıyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni seçilen başkanı Hristodulis’in aldığı inisiyatifleri desteklediklerini de söyleyen Mavrides, müzakerelerin önümüzdeki aylarda başlaması için AB’nin daha güçlü bir şekilde sürece müdahil olmasına yönelik çağrılarının önemli olduğunu ifade ediyor ve özellikle AB tarafının Kıbrıslı Türkleri ikna etmesi gerektiğine işaret ediyor.

“Kıbrıslı Türklerin kaderi AB’dedir. O yüzden Kıbrıslı Türkler bir karar verecekler. Ya Türkiye yolunda gidecekler ya da AB.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi