Tatar: “KKTC’nin gelişmesi ve kalkınması engelleniyor”

Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, Yapısal Reform Destekten Sorumlu Genel Direktörü Mario Nava’yı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Siyasi İşler ve Barış İnşasından Sorumlu Yardımcısı Rosemary DiCarlo görüşmelerinden sonra açıklama yaptı.

HABER MERKEZİ

Cumhurbaşkanlığındaki Ersin Tatar, egemenliğin, hürriyetin, bağımsızlığın ve özgürlüğün kendileri için kutsal değere haiz olduğunu ve bulardan asla taviz vermeyeceğini söyledi.

Tatar, bugün Avrupa Komisyonu’nda Yapısal Reform Destekten Sorumlu Genel Direktörü Mario Nava’yı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Siyasi İşler ve Barış İnşasından Sorumlu Yardımcısı Rosemary DiCarlo’yu ayrı ayrı kabul etti.

KKTC’nin düzensiz göç, sağlık, ekonomi, kriminal olaylar, deprem gibi farklı konularda kurulan komitelerde iş birliğine destek ve önem verdiklerini söyleyen Tatar, ancak bu çalışmalarda KKTC makamlarının dikkate alınması gerektiğine vurgu yaptı, hassasiyetlerini Brüksel’e iletmek üzere Nova’ya aktardıklarını söyledi.

“DOĞAL KAYNAKLAR İÇİN ADIM ATILACAKSA MUTLAKA TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ İLE KOMİTELER OLUŞTURULMALI”
Ada etrafındaki doğal kaynaklar konusunu da Nova’yla görüştüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, ilerleyen dönemde ciddi adımlar atılacaksa mutlak surette Türkiye’nin de desteğiyle komiteler oluşturulması, bu komitelerde KKTC makamlarının da olması şeklindeki görüşlerini Nova’ya aktardıklarını dile getirdi.

“Biz de kendisine tekrar Kıbrıs konusunu, geçmişini, özünü ve içinde bulunduğumuz noktada diyalog ve teknik komite çalışmalarına olumlu baktığımızı anlattık. Ancak resmi görüşmelere geçmek için Cenevre’de yapılan 5+1 toplantısında ortaya koyduğumuz yeni siyasetimizin geçerli olduğunu, egemen eşitliğimiz, eşit uluslararası statümüzün tanınmasıyla resmi müzakerelere geçebileceğimizi kendisine detaylarıyla aktardık” dedi.

Tatar, DiCarlo ile yapılan görüşmede ise, AB’de, Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa Kıbrıslı Türkler’in AB içerisinde “Kıbrıs Cumhuriyetine” entegre olması yoluyla olabileceği yönünde bir anlayışın hakim olduğunu, kendilerinin bunu asla kabul etmeyeceklerini söyledi; tüm bu görüşlerini DiCarlo’ya anlattıklarını ifade etti.

Tatar, sorulan bir soru üzerine ise şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs Türk tarafına uygulanan baskılar vardır. Önemli bu baskılara karşı dik durabilmektir. Biz işbirliğinden, iyi niyetten, komitelerden bahsediyoruz ama hala daha ambargolar, izolasyonlar, spora yönelik tehditler, bizim çocuklarımızın gençlerimizin hiçbir yerde, uluslararası müsabakalarda yer alamamaları, ekonomik baskılar, direkt uçuş olmaması, direkt ticaretin olmaması, gemilerin Kıbrıs’a ancak Türkiye üzerinden gelebileceği noktasında uluslararası toplumun, uluslararası camianın Rumların tehdidi ile Avrupa Birliği’nin bir bakıma müdahalesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişmesi ve kalkınması da engellenmektedir. Ama bize bir tehdit olarak sökmüyor. Biz yolumuza devam edeceğiz. Çünkü bizim için önemli olan bu devleti yaşatmaktır, halkımızın geleceğine yönelik kendi kaderini tayin etmek hakkı self-determinasyon hakkını sonuna kadar sürdürmesidir, egemenliğimizdir, hürriyetimizdir, bağımsızlığımızdır, özgürlüğümüzdür. Bütün bunlar bizler için kutsal değere haiz kavramlar ve kazanımlar olduğu için biz bunlardan asla taviz vermeyeceğimizi yine söyledik ve pozisyonumuzu korumaya çalıştığımızı ifade ettik.”