“Maddi ve manevi tazminat davası açma hakları var”

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, depremzedelerin hakkını nasıl arayacağını anlattı.

Kahramanmaraş merkezli depremin üstünden üç hafta geçti. Evi, dükkânı yıkılmış, yakınını kaybetmiş depremzedelerin nasıl haklarını arayacakları soruları ise gündemdeki yerini koruyor. Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzeri birçok kurum depremzedelerin haklarına ilişkin hukuk rehberleri paylaştı.

Paylaşılan bilgilerde depremzedelerin haklarını nasıl arayacaklarına dikkat çekilirken hasar tespitinin dava süreci için ne kadar önemli olduğuna vurgu yapıldı.

Cumhuriyet tüm bu konuları Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan ile konuştu.

TBB Başkanı Sağkan, “Depremde yakınını kaybedenlerin veya yaralananların ceza yargılamasındaki davalara katılma hakları var. Cumhuriyet savcıları tarafından re‘sen bir soruşturma yürütülüyor ancak bu soruşturmaya mağdur müşteki sıfatlarıyla katılmak ve bu davalarda alınacak bilirkişi raporları veya toplanacak olan delillere itiraz edebilme hakları var” dedi.

AVUKAT YARDIMI ALSINLAR
Bir dilekçeyle cumhuriyet savcılığına mutlaka başvurmaları gerektiğini öneren Sağkan sözlerin şöyle sürdürdü:

“Avukat yardımından da faydalanmaları çok önemli. Ceza yargılamasında binayı yapan müteahhitten başlamak üzere yapı denetim firmalarının, bu yapılara verilen iskân izinleri dahil olmak üzere, denetim görevini yerine getirmekte ihmali ve kusuru bulunan belediye ve bakanlık yetkililerinin sorumluluğu olacağı da muhakkaktır. Maddi olarak zarara uğrayan ve aynı zamanda yakınlarını kaybetmesi veya yaralanması nedeniyle zarara uğrayan vatandaşlarımızın, maddi ve manevi tazminat davası açma hakları var” dedi. Sağkan, önceki depremlere ilişkin davalara vurgu yaparak “Ceza yargılamasında mahkemelerin, taksirle ölüme sebebiyet vermek veya bilinçli taksirde ölüme sebebiyet vermek üzerinden değerlendirmeler yaptığını görüyoruz. Ancak özellikle deprem kuşağında yer alan illerde deprem yönetmeliklerine aykırı olarak bir bina yapmak ve bu binayı yurttaşların kullanımına sunmak yönündeki eylemin sadece taksirle ölüme sebebiyet vermek olarak değerlendirilmemesi kanaatindeyim. Öngördüğünüz bir sonucu umursamayarak yapılan bir hareket ‘olası kastla ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek’ suçundan bu sorumluluğun yürütülmesi gerekiyor.”