Tacan Reynar: “’Masumiyet karinesi’ suçlular için bir koruyucu şemsiye olmuşsa, adalet için en tehlikeli nokta orasıdır”

Kıdemli eski yargıç, avukat Tacan Reynar, etkin soruşturma olmaması nedeniyle mahkemede tartışılması gereken adli süreçlerin bugünlerde kamuoyu önünde tartışıldığını söyledi.

HABER MERKEZİ

Kıdemli eski yargıç, avukat Tacan Reynar “Kim suçlu, kim haklı” başlıklı bir yazı kaleme alarak, kamuoyu önünde tartışılan adli süreçlerin mahkemede tartışılması gerektiğine ancak etkin tahkikat eksikliği nedeniyle bunun yapılamadığına işaret etti.

Reynar, “Etkin tahkikatın olmadığı yerde adalete erişim de olamaz” ifadelerini kullandığı yazısında, çağdaş ülkelerde “masumiyet karinesi”nin alternatifinin tartışılmaz olduğunun altını çizerken, geri bırakılmış ülkelerde ise adalete erişimi kısıtlı olanlar için tartışılır/eleştirilebilir bir kavram olarak karşımızda durduğuna vurgu yaptı.

Reynar’ın yazısının tamamı şöyle:

“KİM SUÇLU, KİM HAKLI?

Etkin tahkikatın olmadığı yerde adalete erişim de olamaz.

Bâzen “masumiyet karinesi”ni unutup sanki her yazılan ya da söylenilen doğruymuş gibi de hareket edebiliriz.

İnsanları yargılayabiliriz, asıp kesip küfürler yağdırabiliriz.

Bu işin kolay kısmıdır.

Bâzen de etkin tahkikatın olmadığı veya olamadığı durumlarda o karineye sığınmak daha kolay gelir.

Bu da işin kolay kısmıdır.

Hatta konu sistemin kendisine içkin adalet mekanizması yaratması durumu olunca daha da bir düşünmek gerekir.

Evet çağdaş ülkelerde “masumiyet karinesi”nin alternatifini tartışamazsınız.

Ancak geri bırakılmış ülkelerde adalete erişimi kısıtlı olanlar için tartışılır/eleştirilebilir bir kavram olarak karşımızda durur.

O kavram suçlular için bir koruyucu şemsiye olmuşsa, adalet için en tehlikeli nokta orasıdır.

Ben masumum diyen suçluların arasında artık onlar o kadar fazla olmuşlardır ki asıl biz serbest yaşar hale geliriz. Suçlu güçlü olmuştur, yüzsüz olmuştur, haklı çıkmıştır. Bildiğimiz adaletin metamorfoz hâli.

Bugün tartıştığımız ve kamuoyu önüne dökülen tüm adli süreçler (ki bunlar mahkemede tartışılmalıdır) etkin soruşturma olmamasının sonuçlarıdır.
Şunu da belirtmekte fayda var.

Biz uluslararası hukuktan uzak durdukça her şey elbette daha kötüye gidecek.

Sanık iade süreçlerinin hantal işlediği veya keyfe dayalı olarak olmadığı, Kıbrıs dışına kaçan kişilerin iadesinin imkansız olduğu, polisin doğrudan yürütmeye veya yönetsel organlara değil askere bağlı şekilde demokratik süreçlerin/denetimin dışında bulunduğu bir yerde elbette çok şey tartışılır olur.

Kamuoyu önünde, tüm çıplaklığıyla, kişi hak ve özgürlükleri yerle yeksan edilerek, ve yine acziyetimizin kalıntısı etkin soruşturmanın bir türlü yürüyemediği şekilde, herkesin hırsız, dolandırıcı, katil ve tecavüzcü, herkesin mağdur, müşteki, faili meçhul ve bir ceset haline geldiği, hiç birimizin gün sonunda masum çıkmadığı bir yapıda, karineler artık istisna halini alır. Bu rejimi değiştirmediğimiz müddetçe, evimizin önündeki süpürgenin işe yaramadığı ortada, masum değiliz hiç birimiz.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi