İsrail medyasından Türkiye analizi: Seçimler öncesinde Türkiye’yi neler bekliyor?
Jerusalem Post'ta yayımlanan analizde, 'Türkiye'nin otoriterliğe kaydığı ancak seçmenlerin daha önceki tercihleriyle bunu onayladığı' yorumunda bulunuldu.
The Jerusalem Post’ta yayımlanan Seth Frantzman imzalı Türkiye analizinde, AKP’nin birçok muhalefet üyesini hapse atması ve neredeyse tüm muhalif medyayı kapatmasıyla Türkiye’nin son yirmi yılda daha otoriter geldiği belirtildi.
Bazı yorumcuların, Mayıs ayında yapılması planlanan seçimlerin “Türkiye’de herhangi bir demokrasi görüntüsünün olduğu son demokratik seçim olacağı” yorumları yaptığı aktarılırken, seçimler öncesinde Yunanistan, ABD, Avrupa Birliği, İsrail, Ermenistan ve Suriye ile krizlerin gündeme gelebileceği ileri sürüldü.
Türkiye’nin “otoriterliğe kaymasının Rusya ve Venezuela gibi diğer ülkelerde de aynı eğilimi” gösterdiği yorumu yapılan yazıda, seçmenin ‘sanal bir parti devletine dönüşen’ Türkiye’nin mevcut durumunu önceki seçimler ve referandumlarla verdiği onaylarla sağladığı iddiasında bulundu. Makalede, Türkiye’deki seçimlerin bu sebeple ‘karmaşık’ hale geldiği ifade edildi.
‘TÜRKİYE OTORİTERLİĞE Mİ KAYDI?’
Bugün birçok Türk’ün sadece Erdoğan’ı eleştirdiği için hapiste olduğunu aktaran makale, ülkede neredeyse hiç protesto gerçekleşmediği iddia edildi. TRT ve Anadolu Ajansı’nın ‘propaganda kanalları’ haline geldiği yorumunda bulunan JP analizinde, Türkiye’de AKP’ye yönelik açık eleştiriye izin verilmediği kaydedildi.
Ancak seçimler öncesinde kamuoyu yoklamalarında, AKP’nin mutlak çoğunluğu kazanamadığının görüldüğü belirtilerek, “Bu da gösteriyor ki, tüm bağımsız medyadan kurtulup, yargıyı ve orduyu kontrol etseniz, siyasi muhalifleri hapse atsanız bile insanlar yine de muhalefet edecek” değerlendirilmesinde bulunuldu.
Erdoğan’ın önceki seçimlerde İsrail’e karşı açıklamalar yaptığı, sonrasında ibreyi Ermenistan’a yönelttiği belirtilen makalede, “2020’de Türkiye, Azerbaycan’ı Ermenistan ile savaşmaya teşvik etti” iddiasında bulunuldu. Türkiye’nin son dönemde Yunanistan’ı savaşla tehdit ettiği, Kuzey Kıbrıs’ı ilhak etme imasında bulunduğu belirtilen yazıda, Suriye’ye yönelik operasyonlar hatırlatıldı.
‘TERÖRİZM TEHDİTLERİ İCAT ETMEYE BEL BAĞLANIYOR’
“Türkiye’nin iktidar partisi, seçmenlerine korku aşılamak için ‘terörizm’ tehditleri icat etmeye bel bağlıyor” değerlendirmesinde bulunan JP, 2008’den 2016’ya, Ergenekon davasından 15 Temmuz darbe girişime kadar olan süreçte, AKP’nin devlet kurumlarından yaklaşık 150 bin kişiyi tasfiye ettiği belirtildi.
Makalede, “Herhangi bir ‘teröristin’ gerçekten öldürülüp öldürülmediği veya Ankara’nın rastgele köyleri bombalayıp ‘teröristleri’ vurduğunu iddia edip etmediği asla net değil” iddiası öne sürüldü. “Suriye’de icat edilmiş düşmanlarla bitmeyen savaşları, gerçek bir çatışmadan çok George Orwell’ın 1984’ünden fırlayan sahnelere benziyor” yorumunda bulunulan makalede, Taksim’de Kasım ayında gerçekleşen bombalı saldırının ardından devletin “SDG bağlantılı bir teröristi yakaladığını iddiasının gerçekten desteklenmediği” ileri sürüldü.
‘TÜRKİYE’DE SEÇİMLERİNDEN ÖNCE HER ZAMAN, İSLAMİ MESELELER ORTAYA ÇIKAR’
Jerusalem Post, “İktidar partisi ‘teröristlerle’ savaşmadığı veya Ermenistan, İsrail ve Yunanistan’ı tehdit etmediği zaman Avrupa’yla krizler çıkarıyor” iddiasında bulunarak, mevcut koşullarda Türkiye’nin NATO’ya katılmak isteyen İsveç’le yaşadığı kriz örnek verildi. AKP’nin oy kazanmak için “İslami davaları” benimsediği öne sürüldü.
Makalede, “İktidar partisi, NATO üyesi olmasına rağmen NATO’yu tehdit ederken, aynı zamanda Suriye’de ABD destekli SDG’ye karşı yeni bir operasyon başlatacağı yönünde tehditler savuruyor, Rusya ve İran ile de çalışıyor” denildi.
Ukrayna krizinde Türkiye’nin durumuna ilişkin, “insansız hava aracı satışlarının yarısı tamamen hayal ürünü gibi görünüyor ve Ankara, mevcut savaştan önce Kiev’e sağladığı insansız hava araçları için cephane sağlamayı bırakmış görünüyor” ifadeleri kullanıldı.
‘SEÇİMLERDEN ÖNCE YENİ BİR OPERASYON BAŞLATILABİLİR’
“Ankara seçimlerden önce yeni bir operasyon başlatabilir” iddiasında bulunulan analizde, “muhtemelen yeni ‘terör’ tehditleri icat edilerek, ABD ve Avrupa ile yeni tartışmalar yaratılacaktır” denildi.
AKP’nin seçim öncesinde ABD’yle F-16 anlaşmasını gerçekleştirememesi durumunda, bu durumu “Türkiye’ye yönelik bir komplo” olarak yorumlayarak Rusya, İran veya Suriye’yle yakınlaşabileceği ileri sürüldü. Yazıda, Türkiye ile İsrail yeni bir anlaşmazlığın göz ardı edilmemesi gerektiği belirtildi.