Kadın Eğitimi Kolektifi muhafazakarlaştırma politikalarına karşı eylem yaptı

Kadın Eğitimi Kolektifi'nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın önünde yaptığı eylemde Bakanlığın görevini yapmadığını bu nedenle de gericiliğin ve yoksullaşmanın tırmandığı vurgulandı.

Yobazlığa ve yoksullaşmaya karşı eylem bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 13.15’te Kadın Eğitimi Kolektifi tarafından gerçekleştirildi. Kolektif aktivistlerinden Kadın Eğitimi Kolektifi eğitmeni Cansu N. Nazlı eylemin açılış konuşmasında eyleme ilgi gösteren basın emekçilerine ve destek veren örgütler Baraka Kültür Merkezi ve Bağımsızlık Yolu’na teşekkür ettiklerini ifade ederek kadınların ülkede yobazlığa geçit vermeyeceğini ve yoksullaşma karşısında mücadelede bu eylemin yalnızca bir direniş durağı olduğunu belirtti. Nazlı, konuşmasının devamında devletin sosyal politikalar alanından geri çekilmesine paralel olarak gerici kurumlara milyonlarca bütçe aktarılmasının gelmiş geçmiş hükümetlerin bilinçli bir tercihi olduğunu söyleyerek kadınları, çocukları, yoksulları, LGBTI bireyleri ekonomik ve sosyal olarak koruyacak önlemler almayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görevini yapmadığını bu nedenle de gericiliğin ve yoksullaşmanın tırmandırılmasıyla bu kesimlerin istismara ve şiddete açık hale getirildiğini ifade etti. Eylemin devamında eğitmen/aktivist Nazen Şansal’ın Kadın Eğitimi Kolektifi adına basın bildirisi okumasının ardından eylem sona erdi. Kolektifin açıklamasının tam metni şöyle:

“Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir!

Yükselen muhafazakarlaşma ve dinsel gericilik dalgasıyla bir yandan biz kadınların bedeni üzerindeki baskı artarken bir yandan da, düşük ücretle güvencesiz çalışma koşulları, hayat pahalılığı, yoksullaşma, ücretsiz kamusal eğitim, sağlık gibi hizmetlerin geriletilmesiyle kadınların emeği üzerindeki sömürü de artmaktadır.

Özellikle son yıllarda ülkemizde de görünür bir şekilde artan muhafazakarlaştırma politikaları başta kadınları, çocukları, LGBTI bireyleri olmak üzere, halkın sivil, demokratik, laik değerlerini ve seküler yaşam tarzını tehdit edici niteliktedir. Kadınların çalışmasından cinsel yaşamına, evcil hayvan beslemesinden üremesine kadar kadınların yaşamı üzerine vaaz vermeyi kendinde hak gören ve kamusal alanda bir devlet yetkilisi sıfatıyla kadınları aşağılayıcı ifadeler kullanmaya cüret eden Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal, bardağı taşıran son damla olmuştur.

Kadınları erkeklere tabi, onların ihtiyaçlarını karşılamak için var olan ikinci cins gören ve kadınları kamusal alandan izole edip özel alana hapsetmeyi amaçlayan bu gerici zihniyetin adamızda boy vermesine kadınlar izin vermeyecek!

Kavşak başlarında türeyen camiler çoğalırken devlet tarafından tek sığınma evi kurulmaması gelmiş geçmiş hükümetlerin iş bilmezliği değil, bilinçli olarak icra ettikleri bir devlet politikasıdır.

Sosyal Hizmetlere bütçe ayrılmazken ve uzun yıllardır personel ihtiyacı giderilmezken Din İşleri Dairesine ve Vakıflar İdaresi’ne ek bütçelerle milyonlar saçılması tesadüf değildir.

Okulu, hastanesi, toplu taşıması olmayan bir ülkeye külliye inşa edilmesi de yine aynı bilinçli politikanın tezahürüdür.

Başbakanlık Denetleme Kurulu Başkanının Başbakanlık bünyesinde çalışan kimseleri mesai saatleri içerisinde tehditle din derslerine götürmesi de tıpkı Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın açıklamaları gibi toplumun sivil, demokratik, laik değerlerine zarar vermiş, yürütmenin başı konumunda olan işbirlikçi hükümetin Anayasayı bir kez daha delmesine neden olmuştur.

Biz bu ülkeyi yurt bilen kadınlar, TC’den ülkemize dayatılan neoliberal muhafazakar politikaların buraya kök salıp büyümesini varlığımıza bir tehdit olarak görüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, ülkemizde muhafazakarlaştırmanın ve yoksullaşmanın tırmandırılması, kadınların emeği, bedeni ve kimliği üzerindeki baskıyı çoğaltacaktır.

Kadına yönelik şiddeti önleyici ve kadınları şiddetten korucuyu önlemler alınmazken gericiliğin yaygınlaşması evde, işte, sokakta çoğalması biz kadınları şiddete açık hale getirecektir.

Bizler dinsel gericiliğin ve muhafazakarlaştırmanın karşısında duruyor ve hükümet edenlerin yüzüne söylüyoruz: Kadınlar olarak bu ülkede yobazlığa geçit verecek değiliz! Ülkemize dayatılan Sunni İslamlaştırma politikalarına boyun eğmeyeceğiz.

Bu ülkede yaşayan çocukların henüz soyut düşünme becerisi bile kazanmamışken kuran kurslarına, din derslerine maruz bırakılmasına var gücümüzle engel olacağız! SEVKAD adlı dernek gibi cemaatlerin küçük yaşta çocukları din eğitimi adı altında toplamasının da, camilerde soyut düşünme becerisi olmayan çocuklara kuran kursu verilmesinin de çocukların ruhsal ve zihinsel gelişimine zarar vermesi nedeniyle çocuk istismarı olduğunun altını çizeriz. Bu yönde yapılan haberlerin adli ihbar kabul edilip Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürlüğü tarafından tahkikat başlatılması elzemdir. Yasalarımıza göre tüm çocuklardan anne babasından önce Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü sorumludur. Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını göreve çağırır, bu yönde olayların aydınlatılması ve kamuoyu ile paylaşılması için cesaretle mesleğini icra eden Özgür Gazete ve Bugün Kıbrıs’taki gazeteci kızkardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve kendileriyle dayanıştığımızı da kamuoyuna bildiririz.

İster Bakan, ister hoca, ister patron, ister koca olun şiddete uğraya her kadının, istismara karşı korumasız bırakılan her çocuğun hesabını tek tek soracağız! Son olarak Kadın Eğitimi kolektifi olarak eylememimizin taleplerini paylaşıyor ve taleplerimiz gerçekleşene kadar hükümet edenlerin ve vekillerin peşini bırakmayacağımızı yineliyoruz:

Çocuk İzlem Merkezleri Bir An Önce Kurulsun!

Her Bölgeye Şiddet Önleme Merkezleri ve Kadın Sığınma Evleri Kurulsun!

Alo 183 hattına derhal alt yapı kazandırılsın!

Hayat Pahalılığına karşı halkın alım gücünü koruyacak önlemler Alınsın!

Asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin!

Kadınları hamileyken işten atmak yasaklansın!

Doğum izni her iki ebeveynin de dönüşümlü kullanabileceği şekilde ebeveynlik izni olarak düzenlensin!

Ücretsiz kamusal kreşler ve çocukların okul dışında vakitlerini sanatla, sporla, bilimle geçirebileceği ücretsiz kamusal etüt merkezleri kurulsun!

Din İşleri ve Vakıflar İdaresi’ne ayrılan bütçe Sosyal Hizmetlere Harcansın!

Kadın Düşmanı Açıklamalar Yapan Din İşleri Başkanı ile Başbakanlık Denetleme Kurulu Başkanı Derhal Görevden Alınsın!”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi