Dünya iklim krizinin en ciddi sonuçlarından bazılarını önlemek istiyorsa, ülkelerin fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye hızla geçmeye başlaması gerekecek.

Sorun, tüm bu yeni altyapıyı inşa etmenin pahalı olması; güneş panelleri, rüzgar türbinleri, bataryalar ve diğer yenilenebilir enerji sistemlerini kurmak dünyaya trilyonlarca dolara mal oluyor.

Ancak yeni bir çalışma, bu maliyetlerin yalnızca kısa vadeli olabileceğini ortaya koyuyor.

Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan analize göre, neredeyse tüm dünyayı verimli ve yenilenebilir bir enerji sistemine geçirmek yaklaşık 62 trilyon dolara mal olacak.

Ancak tüm bu yeni, lüks altyapı, sonrasında her yıl enerji maliyetlerinde trilyonlarca tasarruf sağlayacak. Bu da tüm geçiş sürecinin 6 yıldan kısa bir sürede kendini masrafını çıkarmasına anlamına geliyor.

Araştırma ekibi, hep birlikte fosil yakıt kullanarak dünyadaki karbondioksit (CO2) salımlarının yüzde 99,7’sinden sorumlu olan 145 ülkede yenilenebilir enerjiye geçiş maliyetlerini inceledi.

Bu maliyete güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerji gibi teknolojilerle yeni elektrik santralleri inşa etmek de dahildi. Ayrıca bataryalar gibi yeni elektrik depolama, ulaşım için elektrikli araçlar ve binalarda iklim kontrolü için ısı pompaları gibi yeni teknolojilerin eklenmesini de kapsıyordu.

Araştırmacılar, elde ettikleri sonuçları haziranda Energy & Environmental Science akademik dergisinde yayımladı.

Tüm bu yeni şeyleri inşa etmek 62 trilyon dolara mal olacak. Ama sonra potansiyel tasarrufları da incelediler.

Sadece özel enerji maliyetleri yüzde 62,7 ya da her yıl yaklaşık 11 trilyon dolar azalacak. 6 yıldan kısa bir süre içinde, bu tasarruflar başlangıçtaki tüm inşa maliyetlerinden daha fazla olacak.

Fosil yakıtlardan kaynaklanan tüm sosyal maliyetler dahil edilerek daha da fazla tasarruf sağlanabilir. Araştırmacılar, elektrik santrallerinden kaynaklanan hava kirliliği ve iklim hasarı gibi şeylerden kaçınarak tasarruf edilen tüm parayı hesapladıklarında, dünyanın yenilenebilir altyapıya yaptığı tüm yatırımı bir yıldan daha kısa sürede telafi edebileceğini buldular.

Araştırmacılar, maliyet tasarrufuna ek olarak, tüm bu yeni altyapının dünya çapında 28 milyondan fazla istihdam yaratacağını ve dünyadaki kara parçasının yüzde 1’inden daha azını kullanacağını tahmin ediyor.

Çalışma, iklim krizinin önlenmesinin muhtemel toplumsal faydalarına işaret eden en yeni araştırma. Ve “her zamanki gibi” bir yolda kalmanın sonuçları, sadece parasal maliyetlerden daha fazlasını kapsayacak.

Atmosfere giderek daha fazla sera gazı salınması sonucu daha sıcak bir gezegen, muhtemelen çok daha ölümcül kuraklıklar, fırtınalar, orman yangınları ve kasırgalar anlamına gelecek.

Bu yıl, küresel iklim bilimi konusunda önde gelen bir otorite olan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, dünyanın ısınmayı 1,5 santigrat derece civarında tutmak ve iklimin olası en kötü sonuçlarından kaçınmak istiyorsa sera gazı emisyonlarının 2025’e kadar düşmeye başlaması gerektiği uyarısını yaptı.

Gezegen halihazırda 19. yüzyıla göre yaklaşık 1,1-1,2 santigrat derece daha sıcak.

Kaynak: Independent