AB Uyum ve Reform Komiseri: Bütün Kıbrıslılar AB vatandaşı ve ülkenin tümü de Avrupa’nın parçasıdır
Avrupa Birliği (AB) Uyum ve Reform Komiseri Elisa Ferreira, Kıbrıs'a yaptığı ziyaretin ardından açıklamalarda bulundu.
Avrupa Birliği (AB) Uyum ve Reform Komiseri Elisa Ferreira, güneydeki basında yer alan demecinde, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’ta taraflarla yaptığı temaslarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Fileleftheros gazetesinin “Kıbrıslı Türklerin Finansmanının Kesilmesine Hayır” ara başlığıyla yer verdiği habere göre Ferreira, göçmen akışları konusunu geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’taki temaslarda Kıbrıs Türk toplumu temsilcileri ve Rum Yönetimi makamlarıyla ele aldığını ifade etti.
Gazeteye demecinde, tüm “aktörlerin” konuyu çok iyi bildiklerinin ortaya çıktığını ifade eden Ferreira, AB’nin Rum Yönetimine göçmen akışlarını idare etme kabiliyetini güçlendirmesi için yardımcı olduğunu, bununla birlikte, uzun vadeli katılıma yardımcı olmak için, Avrupa düzeyinde “CARE” ve “FAST CARE” programlarını geliştirdiklerini ifade etti.
Konuyu Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la da görüştüğünü ve Tatar’ın, büyük göçmen akışları olduğunun farkında olduğunu dile getiren Ferreira, Tatar’ın, durumla daha iyi başa çıkabilmeleri için Rum Yönetimiyle görüşmeye istekli olduklarını söylediğini aktardı.
“AB Komiseri Margaritis Schinas’ın kısa süre önce Kıbrıs’ı ziyaretinde, AB’nin, mülteci problemi konusunda Kıbrıs Türk toplumunu Türkiye’yle birlikte ortak sorumlu haline getirmek için bir formül bulmasını önerdi. Böyle bir şey nasıl sağlanabilir? Avrupa kaynaklarının kesilmesi önerisine nasıl bakıyorsunuz?” sorusuna karşılık ise Ferreira, kısaca şu yanıtı verdi:
“Eylemlerin koordine edilmesi için diyaloğun bir şekilde kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu kararlılık ve büyük bir dikkatle ele alınması gereken bir şeydir. Finansmanın azaltılmasından söz edildiği zaman, konunun başka bir bakış açısıyla ele alınması gerektiği düşüncesindeyim. Yardım programlarıyla finanse ettiğimiz şey, aslında iki tarafa da faydası olan ve iş birliğini cesaretlendiren projelerdir. Bazı Kıbrıslı Türkler, şartların sınırlı olmasından ötürü, gerçekte AB fonlarına erişemediklerini savunuyor. Dolayısıyla, yasal koşulların karşılanması koşuluyla, Kıbrıslı Türklerin Avrupa finansmanına erişmelerinden dışlanmamaları gerçekten önemlidir.”
Kıbrıs Türk tarafına gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili bir soru üzerine ise, Kıbrıs’taki iki toplumun farklı bakış açılarıyla etkileşime geçme ve bunları anlamalarının çok önemli olduğunu dile getiren Ferreira, bütün Kıbrıslıların AB vatandaşı olduklarını ve ülkenin tümünün de Avrupa’nın parçası olduğunu ifade etti.
Herkesin bildiği gibi AB müktesebatının adanın Kuzey kısmında askıya alındığını dile getiren Ferreira, bununla birlikte, BM kararları temelinde adanın yeniden birleşmesi hedefiyle, iki toplumu yakınlaştırmak için birçok proje geliştirdiklerini kaydetti.
Kendisinin de sorumlu olduğu ve Kıbrıs Türk toplumuna yardım programı aracılığıyla desteğin nasıl sağlandığını anlamak istediğini dile getiren Ferreira, Kayıp Şahıslar Komitesi’ni ziyaret ettiği ve görüşme fırsatı bulduğu zaman çok duygulandığını da söyledi.
Bunun yardım programı çerçevesinde AB tarafından finanse edilen projelerden biri olduğunu kaydeden Ferreira, bunun çok acı verici bir şey olduğunu, fakat aynı zamanda geçmişin yaralarının sarılması ve birçok ailenin acısının son bulması için çok önemli olduğunu dile getirdi.
TATAR’LA GÖRÜŞMESİ…
Ersin Tatar’la görüşmesi konusundaki bir soruya karşılık ise Ferreira, “durumla ilgili fikrini almak için buraya geldiğini belirterek, anlaşmazlıklar arasında köprü kurulması isteniyorsa, her iki tarafı ve tezlerinin ne olduğunu algılamaya çalışmaları gerektiğini” ifade etti.
Bu durumda da, iki toplumdan diğer faktörlerle yaptığı gibi, Tatar’ın vizyonunu dinlediğini ifade eden Ferreira, adadaki durumu ve müzakerelerdeki bugünkü çıkmazın aşılmasına ilişkin yöntemleri ele aldıklarını da ifade etti.
AB’nin, iki kesimli iki toplumlu federasyonla ilgili olarak, BM arabuluculuğundaki sürece desteğini yinelediğini de ifade eden Ferreira, Cumhurbaşkanı Tatar’la, her iki toplumdaki insanların yaşamını iyileştirebilecek daha pratik konu ve çalışmaları ele alma fırsatları bulduklarına işaret etti.
Örneğin kısa süre önce, ticareti yapılan mal kategorilerinin genişletilmesi gibi, Yeşil Hattın yönetimiyle ilgili meseleleri ele aldıklarını dile getiren Ferreira, Yeşil Hat üzerinden ticareti yapılmasına izin verilen malların genişletilmesine olan ihtiyacın devam ettiğini dile getirdi.
Adaya ziyareti sırasında, insanların sınır kapılarından geçmek için ne kadar süreye ihtiyacı olduğunu işittiğini de söyleyen Ferreira, Rum Yönetiminin, bu zamanın kısalması için geçiş noktalarındaki kişi sayısını artırmaya dair istekli olduğunu anladığını sözlerine ekledi.