Sedat Peker’den Mehmet Cengiz ve Mesut Yılmaz paylaşımı

Ülkücü mafya Sedat Peker Cengiz Holding'in sahibi Mehmet Cengiz ve eski Başbakan Mesut Yılmaz hakkında paylaşımlar yaptı.

Ülkücü mafya Sedat Peker “Deli Çavuş” hesabından yeni iddialarda bulundu. Cengiz Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Cengiz hakkında iddialarda bulunan Peker, Cengiz ile olan akrabalığını anlatırken eski Başbakan Mesut Yılmaz hakkında da açıklamalar yaptı.

Peker, Mesut Yılmaz’ın 1996’da Budapeşte’de uğradığı yumruklu saldırıya ilgili kumar oynadığı ve bunu gizlediğini söylerken, “kumar oynarken olan görüntülerin kasetinin kendinde olduğunu ve bu kasetle şantaj yaptığını” ifade etti. Kumar görüntüleriyle ilgili Mehmet Cengiz’i Kırşehir Cezaevi’e yanına gönderdiğini iddia eden Peker, kasetin bir dakikalık görüntüsünü Mesut Yılmaz’a Cengiz aracılığıyla ilettiğini de söyledi.

Söz konusu paylaşımlar şöyle:

“Bugün size akrabam olan Mehmet Cengiz’i anlatacağım. Beşli çeteye böylelikle ilk selamımızı vereceğiz. Lan omurgasız Ertuğrul Özkök, Mehmet Cengizle röportaj yapıp yalakalıktan diyordun ya ‘Ben size çete denmesine çok üzülüyorum’, sen de iyi oku.

Bizim esas soyadımız Yamakoğlu’ydu. Soyadı Kanunu çıkınca dedemler Peker’i, onlar ise Cengiz soyadını aldılar. Dedem o bölgenin en zengini olan Ahmet Yamak Ağa’ydı. Mehmet Cengiz’in babası Sultan Amca sülalede sevilen, maddi durumu iyi olmayan, dedemin yardımcısı bir kişiydi. Mehmet Cengiz’le benim akrabalığımın tam olarak tanımı budur.

“MESUT YILMAZ MACARİSTAN’A KUMAR OYNAMAYA GİTTİ”
Ben Bolu Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra diğer bir akrabamız olan Zafer Salman tarafından daha sık görüşmemiz sağlandı. Ben devlet ricalinin isteği üzerine 1997-1998 senelerinde Bulgaristan ve Romanya’ya bazı çalışmalar yapmak için gönderildikten sonra Türkiye’de Mesut Yılmaz başbakanlığında, gazetecilerin cazgırlığıyla temiz toplum yaygarası ülkeyi inletiyordu. Beni de bu hikayede sermaye yapmak istediklerini gıyabımda tutuklama kararı çıkardıklarında anladım. Özel bir uçak çağırarak Türkiye’ye döndüm.

Benim çok büyük bir hata yaptığımı, bir daha tahliye olamayacağımı düşünüyorlardı. Benim rahatlığım ise herkesi şaşırtıyordu. Mesut Yılmaz’ın Macaristan’a kumar oynamaya gittiği, orada dayak yediği haberleri bir anda ülkenin gündemini değiştirmişti. Başbakan Mesut Yılmaz kumar oynamaya gitmedim diyordu. Çünkü merkez sağ partisi olduğu için dindar kesimin oylarını kaybetmek istemiyordu. Ben teslim olduğumda ülkenin gündemi bu konuyla çalkalanmaya başladı. Çok saygı duyduğum, o dönemki rahmetli milletvekili Enis Sülün’ün aracılık yaptığı yazıldı söylendi. İrtibatta olduğum devlet görevlilerinin şemaları yazıldı söylendi.

Bugün itibariyle son yapacağım paylaşıma kadar geçecek isimler, konular, hepsi birbiriyle bağlantılı. Lütfen her satırı dikkatli okuyun (organize şubenin yaptığı o şemadaki isimlerle ilerideki paylaşımlarımızda sık sık karşılaşacağız). Bayrampaşa Cezaevi’nde yatarken yine bir el devreye girdi, ‘Bayrampaşa Cezaevi’nde Sedat Peker Krallığı’ haberleri bir anda ülkenin gündemi oldu. Cezaevleri Genel Müdürü Suat Ertosun cezaevine gelerek incelemeler yaptı. İstanbul Başsavcısı, mekanı cennet olsun, Ferzan Çitici cezaevine gelerek benimle görüşme yaptı. Cezaevi benim kontrolümde olduğu için, gitmem için üç tane cezaevi önerdi. Pazarlık sonucunda ben başka bir cezaevini söyleyerek orayı kabul ettirdim (cezaevinde isyan çıkmaması için benim isteğimi kabul ettiler).

“KASETININ BENDE OLDUĞUNU SÖYLEDIM”
“Kırşehir Cezaevi’ne gidince bazı sebeplerle Mesut Yılmaz’a düşman olan Süleyman Demirel’in akrabası Kamuran Çörtük’ün kulağına gidecek şekilde bahsi geçen Mesut Yılmaz’ın kumar oynadığı kasetinin bende olduğunu ayrıca da başka videoların ve belgelerin bende olduğunu belirtecek haber yolladım. Şu an da olduğu gibi her şey planladığım gibi gitti. Kamuran Çörtük Mesut Yılmaz’a kumar kasetlerinin bende olduğunu söyleyince Mesut Yılmaz, akrabam olduğunu bildiği için 1998 senesinde Kırşehir Cezaevi’ne Mehmet Cengiz’i yanıma ziyarete yolladı.”

“KASET KARŞILIĞI 2,5 MİLYON DOLAR ALDIM”
“Ben de kasetin doğru olduğunu ancak Kamuran Çörtük’e vermediğimi söyledim. Mehmet Cengiz, Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz inanmak için kaseti görmek isterler dediğinde cezaevindeki telefonumdan aradım (o zaman cezaevleri benim için çok rahattı). Mesut Yılmaz ve Bakan Cavit Kavak’ın içinde olduğu bir dakikalık bölümünün görüntüsünü Mehmet Cengiz İstanbul’a döner dönmez kendisine teslim ettirdim. Yaptığımız pazarlık Mehmet Cengiz’in ziyaretinden sonraki ilk mahkemede tahliye olacağım ve uğradığım maddi kaybın telafi edilmesi için 5 milyon dolar ödemeleri yönündeydi. Anlaşma sağlandı. İlk 2,5 milyon dolarını peşin aldım. Kalan 2,5 doları da ortak akrabamız olan Zafer Salman vasıtası ile teslim aldım (Paralar Mehmet Cengiz tarafından Zafer Salman’ın hesabına gönderildi bir kısmı da Zafer Salman’a elden teslim edildi.). O dönem Mesut Yılmaz’ın yakını olan, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin başsavcısı olan Engin Baltacı’nın organizasyonu ile tahliye edildim. Aylarca cezaevine girmeden önce basın kuruluşları temiz toplum çığırtkanlığı yaparken, o kadar ağır cezalarla yargılanırken tahliye olmam ülkenin gündemini allak bullak etti. Bütün herkes bu nasıl olur dedi.

“BU SAHTEKAR ERTUĞRUL ÖZKÖK VAR YA…”
“Bu sahtekar Ertuğrul Özkök var ya, o tarihteki temiz toplum projesinin başında o vardı. O zaman da prim alıyordu, şimdi de prim alıyor. Mehmet Cengiz telefon konuşmasında milletin a…na koyacağız diyor, bu ülkedeki tüm fakirleri kurtaracak vergi borçları siliniyor, ülkenin bütçesinin neredeyse yarısını beşli çetenin diğer dört ailesiyle beraber çalıyorlar, halen daha “’size çete denmesini ben tasvip etmiyorum’ diyor.”

“Ben cezaevinden tahliye olduktan sonra Mehmet Cengiz’in yazıhanesinde Turgut Yılmaz bey ile tanıştık. Kendisi akıllı ve bir duruşu olan insan. Gerçi sonraları bana biraz kötülük yaptı, Tayyip Bey’i Pınarhisar Cezaevi’nde ziyaret ettiğim ve bazı sebepler için.”

“SEÇİM ÖNCESİ VIDEOLARLA YAPMAM GEREKENİ YAPACAĞIM’
Seçim öncesi YouTube’da yapmayı planladığım videolarla ben yapmam gerekeni yapacağım. Neyse konumuza geri dönelim. Bu video krizini hallettikten sonra Mehmet Cengiz’in yükselişi durdurulamaz bir hal aldı. Öyle ya kahraman oldu. Tabii ki sizler şu ana kadar bilmiyordunuz. Ancak Başbakan Mesut Yılmaz’ın aslında ise ülkeyi yöneten Turgut Yılmaz’ın kahramanı oldu. Tabii o zamanki dönemlerde 5 milyon dolar büyük para. İlk olarak SimTeli satın aldım. 10 yıldır kendisi ile görüşmediğim menajer olgun aydın’ın üzerine aldım (geçmiş zaman ama yanlış hatırladığımı zannetmiyorum). Hatta o tarihlerde Akşam Gazetesi’nde ekonomi yazarı olan Güler Kömürcü, Sedat Peker SimTeli satın alıp Koç ailesine rakip oldu diye bir haber yapmıştı.

“BANKASYA’DAN KREDİ ALDIK”
“SimTeli satın aldık ancak bankalar korktuğu için bizimle çalışmıyordu. Yine Mehmet Cengiz’i ziyaret ettim, durumu anlattım. Kendisi BankAsya’nın genel müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nu aradı. SimTel adına ilk 500 bin dolarlık alım kredisini BankAsya’dan aldık. 40 yaşından genç kardeşlerim, BankAsya’ya para yatıranlar ‘fütücü’ diye cezaevine koyuldu. BankAsya’nın 16 sene genel müdürlüğünü yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu SPK’nın başına geçip borsayı yönetti. Mehmet Cengiz Türkiye’nin en zengin iş adamı oldu. Kültür Bakanlığı’nın organizasyonu ile Türklük Hakanı ödülünü alan ben ise çocuklarımla beraber binlerce kilometre uzakta gurbette yaşamaya mahkum oldum. Bu nasıl namus? Bu nasıl şeref? Bu nasıl onur?”

“BORSA DOSYASINI AÇTIĞIMDA BU KIŞILERI SES KAYITLARI ILE DAHA YAKINDAN TANIYACAKSINIZ”
“Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nun kız kardeşi Zehra Taşkesenlioğlu’nu Erzurum milletvekili yapacaksınız. AK Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun kocası Ünsal Banı Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin rektörü yapacaksınız (diplomaları para ile sattığı için, soruşturma geçirdiği için görevinden ayrıldı). Ayrıca Ünsal Banın ilk eşi Amerika’da. Hakkında ‘fütü’ soruşturması olduğu için Türkiye’ye gelemiyor. Tüm bunlar ortadayken ‘fütü’ ile mücadele ediyoruz diye milleti kandıracaksınız. 2 ay önce görevinden ayrılan SPK başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AK Parti Erzurum milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, onun kocası Ünsal Banın isimlerini lütfen unutmayın. Borsa dosyasını açtığımda bu kişileri ses kayıtları ile WhatsApp yazışmaları ile daha yakından tanıyacaksınız.”

“200-300 BİN DOLAR HEDİYE VERMEDİN Mİ?”
“Mehmet Cengiz Yılmaz Özdil abiye tazminat davası açmışsın. Bu benim anlattıklarımla ilgili de tazminat davası açsana. Beni yalanlasana. Varlığı ile onur duyduğum Yılmaz Özdil abiyi tanımıyorum ancak benim kırmızı çizgim. Mehmet Cengiz duayen gazeteci Sabahattin Önkibar’la bundan bir sene önce görüşüp ‘Sedat Peker’le 30 senedir hiç görüşmedim’ demiş. Cezaevinden çıktıktan sonra ben sizin holding binasına gelmedim mi (baz istasyonu kayıtları çıkar elbet)? Hem senin hem kardeşin Ekrem Cengiz’in telefonundan kaç kere görüşmedik mi? Ziyarete geldiğimde yanındaki arkadaşlara dağıtırsın diye 200-300 bin dolar hediye vermedin mi? Beni yalanlasana. Bu haberleri yapan gazetecilere dava açsana. Babanız Sultan Amca öldüğünde mezarlıkta görüşmedik mi (resimler var)? Türk-İslam kültüründe bir insan öldüğü zaman onun evlatları mezara girip onu mezara yerleştirmez mi? Mezarın içinde üç kişi vardık. İki oğlu bir de ben. Yani evladı kadar yakınım (resimleri var). Hani biz 30 senedir görüşmemiştik?”

“SENİN İŞ BÜRONDA YAPTIĞIMIZ GÖRÜŞMELERİ KONUŞMAYACAK MIYIZ?”
“Mehmet Cengiz ile aramız bir dönem kötü oldu. 2000’li yılların başlarında Rize’ye ziyarete gittiğimde yerel gazeteciler yerel televizyoncular etrafımı sardığında, Mehmet Cengiz ile ilgili soru sorduklarında ‘Devleti soyan benim akrabam değildir. Onlar devleti soyuyorlar o yüzden akrabam değiller’ dediğim konuşmamın bantlarını niye toplattırdın? 2004 yılında ben cezaevine girince Türkiye’nin önemli kulüp başkanlarından biri araya girip bizi barıştırmadı mı? Önümüzdeki zamanlarda Turkcell hisselerinin halka arzı yapılacakken, basında temiz toplum çığlıkları atılırken senin iş büronda yaptığımız görüşmeleri konuşmayacak mıyız?

Ekrem Cengiz, Remzi Gür’le beni görüştürdün sağolasın (7. videoda Remzi Gür detayı). Bunları da video çekerken konuşacağız. Video çekerken son yıllarda gerçekleşen birçok şeyi de konuşacağız. Mehmet Cengiz unutma konuşacağız.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

****
****