HDP: Kriz üreten bu sistem değişmeli, yeni bir düzen kurulmalı
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP'nin 5. Büyük Kongresi'nde vurguladı: "HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır."
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Türkiye’de gelecek Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri açısından muhalefet cephesine yönelik “Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır” dedi.
Türkiye gündemindeki parti kapatma davası ve siyasetçilere yönelik yargılamalar gölgesindeki HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Mithat Sancar, partinin 5. Büyük Kongresi’yle hem iktidar cephesindeki AKP-MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’na hem de muhalefet cephesindeki CHP öncülüğündeki altılı masaya mesajlar verdi.
Kongrede kürsüye çıktığında sert ifadeleriyle salonda yoğun alkışlarla destek alan Buldan, Ankara siyasetinde var olmaya devam edecekleri vurgusuyla konuştu. Buldan, “Önümüzdeki seçim cumhurbaşkanı seçimi değildir. Asıl mesele kriz üreten bu sistemin değiştirilmesi, yeni bir düzenin kurulması meselesidir. HDP yeni dönemin temel belirleyenidir, siyasal gücüdür. Türkiye halkları kriz iktidarına da restorasyon siyasetine de asla mahkum ve muhtaç değildir. Sistemi değiştirme iddiasında değil, iktidarı ele geçirme hedefinde olan yeni bir gelecekte işte bizler yeni seçime bu şekilde hazırlanıyoruz. Kendisini yeni bir gelecekte görmek isteyenlerin duracağı çizgi, duracağı yer Halkların Demokratik Partisi’dir. Bizler başka bir yol var diyoruz. O yol da HDP’nin kararlılıkla savunduğu üçüncü yoldur. Demokrasi İttifakı aynı zamanda savaş karşıtı mücadele ortaklığıdır. Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki HDP, salt nehri geçmek üzere yapılan hiçbir siyasi hesapta köprü olmayacaktır. Bizler başka bir yol var diyoruz. O yol da, HDP’nin kararlılıkla savunduğu üçüncü yoldur. Bu da tüm demokrasi güçleriyle birlikte yol alacağımız Türkiye’nin demokrasi ittifakı dediğimiz Demokratik İttifaktır. Demokrasi ittifakı savaş karşıtı mücadele ortaklığıdır, emeğin mücadele birliğidir, kadınların mücadele ittifakıdır, gençliğin özgür ve güvenceli yaşam ittifakıdır. Doğa talanına karşı ekoloji ittifakıdır. Halklar ve inançların eşit yurttaşlık ittifakıdır. Sivil toplumun, engellilerin, ezilenlerin hak ve eşitlik ittifakıdır. Demokrasi ittifakı tarihsel bir mücadele ortaklığıdır. Cumhuriyeti güçlü demokrasiyle buluşturma kararlılığıdır” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da, AKP lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarılması noktasında “Halkların, ezilenlerin, dışlananların ortak iradesi parlamentoda en güçlü şekilde temsili hedefimizde en ufak bir tereddüdümüz yoktur. Bu yürüyüş bu hedefe doğru ilerlemektedir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yine tutumumuz nettir. Bizler kamuoyu önünde açık, şeffaf görüşmeler yapılması halinde tutum belgemizde de belirttiğimiz ilkeler çerçevesinde müzakerelere ve ortak aday fikrine açığız. Eğer bu çağrımıza karşılık bulamazsak en doğal hakkımız olan seçimlere kendi adayımızla girme seçeneği de güçlü bir seçenek olarak durmaktadır. Böyle bir durum olursa tabanımızla, Demokrasi İttifakının bileşenleriyle, ulaşabileceğimiz tüm kesimlerle, aday belirleyeceğiz. Hedefimiz de en az ikinci tura çıkmak olacaktır. Bu ülkenin barış, adalet, özgürlük, kadın, gençlik, kayyım rejimi, yoksulluk, yolsuzluk, çoklu krizlerin yaşadığı sorun alanlarında çözümü işte bu ilkelerle getireceğiz. Milyonlar değişim istiyor açlık aldı başını gidiyor yoksulluk ülkeyi kasıp kavuruyor. Yalancı, talancı sistem ülkeyi sömürüyor, felakete sürüklüyor. Bizler işte bu siyasete ve bu iktidarı yaratan düzene karşı en güçlü mücadele adresiyiz. Sözümüz var, çözüm gücü de sizden gelecektir. Çözüm biziz. Bu birlikteliği kurarsak bu ülkeyi yönetmek sadece bir amaç değil bizim için bir mecburiyet olacak. İşte bu yürüyüş bu hedefe doğru yeni bir yaşamı, toplumsal sözleşmeyi ve bu temelde Demokratik Cumhuriyeti kurma yürüyüşüdür. Bu yürüyüşte başarılı olacağımıza inanıyoruz. İnancımız sonsuzdur” açıklaması yaptı.
SANCAR: KÜRT SORUNU SEÇİM DÖNEMLERİNDE HATIRLANACAK MEVZU DEĞİL
Mithat Sancar, muhalefet cephesindeki diğer partilere ise, “Kürt sorunu seçim dönemlerinde hatırlanacak ve araçsallaştırılacak bir sorun değildir. Her kim ki bu meseleyi siyasi hesapları için kullanmayı düşünürse büyük yanılır, büyük kaybeder. Her kim birkaç oy için bu mesele üzerinden milliyetçilik yarışına girer, halkların çözüm taleplerini yok sayarsa, büyük kaybeder, büyük çözülür. Demokratik kamuoyu da dolaşıma sokulan sahte tartışmalara itibar etmemelidir. İçinde ilke, ciddiyet ve demokratik çözüm yaklaşımı barındırmayan hiçbir söze ve hamlenin başarı şansı bu ülkede yoktur. Olmayacağını da herkes bilmelidir. Çözüm ve barış için ilke, ciddiyet, kararlılık ve irade buradadır, bizdedir, HDP’dedir, sizdedir, halklardadır. O nedenle diyoruz ki çözüm biziz ve çözüm için de halklara sözümüz var. Çözümsüzlüğün bu ülkeyi bir yüzyıl daha esir almasına izin vermeyeceğiz. Çözümün yolunu barışın yoluyla mutlaka buluşturacağız” mesajını verdi.
BULDAN “KÜRDİSTAN” SİYASETİNDEKİ BİRLİKTELİĞİ İŞARET ETTİ
İktidar ve kapatma davası sürecine karşı “Kimsenin önünde diz çökmedik. Kimseye biat etmedik bundan sonra da kimseye diz çökmeyeceğimize, biat etmeyeceğimize sizlerin huzurunda söz veriyoruz” mesajını veren Buldan, kongreye yoğun katılım gösterilmesiyle tarih yazıldığını ve geleceği kuracak değişim iradesinin gösterildiğini söyledi. Buldan, “Her yere sesimizi ve sözümüzü ulaştıracağız. Ayrımcılığa ve haksızlığa uğrayan herkesi HDP’de buluşturacağız. Büyüyen demokrasi ittifakımız ve Kürdistani partilerle olan ittifakımız umudu büyütmektedir. Bu final dönemini halklarımızın demokratik zaferine mutlaka yetiştireceğiz” ifadesini kullandı.
Buldan, HDP’nin öncülüğünü üstlendiğini belirttiği “demokrasi ittifakı” açısından da “Bu ittifakı; tüm toplumsal kesimler adına geleceğin güçlü bir teminatı, sigortası olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönem demokrasinin kurulması sürecinde en güçlü rolü oynayacak olan, demokrasi ittifakıdır. Bunun için; en geniş katılımla siyasal ve toplumsal temsiliyeti parlamentoya taşımamız, güçlü demokrasinin inşası ve hak temelli yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılması için hayati önem taşımaktadır” vurgusu yaptı.
“ASIL MESELE KRİZ ÜRETEN SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK”
AKP-MHP’nin Türkiye’yi yaşam savaşı ve ekonomik buhran içindeki bir ülkeye çevirdiğini söyleyen Buldan, “Kamu kaynaklarını bir bir kendi özel servetlerine dönüştürdüler. Yolsuzluk çarkını merkezden yerele kadar her yere yaydılar. Zam ve vergi furyasıyla halkın cebine ve sofrasına çöktüler. Milyonları, ekonomik güvencesiz bıraktılar. Adaletsizlik, hukuksuzluk, parlamento ve siyaset üzerindeki iktidar vesayeti, halk iradesini gasp eden kayyım rejimi, cezaevlerindeki ağır işkence ve neden olunan ölümler, kumpas davaları, özgür basına yönelik sansür girişimleri, kadına yönelik her türlü şiddet ve gençlerin ömrünü çalan uygulamalar, demokratik hakların kullanımına yönelik baskılar, yakıcı sorunlar olarak karşımızda durmaktadır. Büyük değişimin arifesindeyiz. Hukukla ve halkın gerçekleriyle bağı kalmayan Saray saltanatından illallah eden herkes yeni bir geleceğin hayalini kurmaktadır. Türkiye’nin ihtiyacı; çoğulcu, katılımcı demokratik bir sistemdir. Güçlü yerel demokrasidir. Geniş yetkiye sahip, çoğulcu bir parlamentodur. Biz bu sistemin inşasını hedefliyoruz. Evet, önümüzde önemli bir seçim süreci var. Bu seçimler, kimin cumhurbaşkanı ya da başbakan olacağı seçimi değildir. Asıl mesele; kriz üreten bu sistemin değiştirilmesi ve demokratik eşitlikçi yeni bir düzenin kurulması meselesidir. HDP bu seçimlerin ve sonrasındaki sürecin temel belirleyenidir” diye konuştu.
ÖCALAN’IN ROLÜ VURGULANDI, HALAYLARDA SLOGAN ATILDI
“Kürt sorunu hakikat olarak bu ülkenin önünde durmaktadır. Bir yüzyıl daha aynı acılarla böyle devam etmeyecektir. Kürt karşıtı dış politikanızla Kürt sorunu gerçeğini ve Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldıramayacaksınız. Çözüm HDP’dir, çözüm biziz, çözüm sizlersiniz” diyen Buldan’ın, İmralı Adası’nda hükümlü Abdullah Öcalan’ı da vurgulaması dikkat çekti. Buldan, “Bu coğrafyaya 100 yılını kaybettiren Kürt sorunu bir hakikat olarak ülkenin ve siyasetin önünde durmaktadır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. ‘Bir haftada çatışma ihtimalini ortadan kaldırırım’ diyen sayın Öcalan’ın çağrısına ağır tecritle karşılık verilmesi, çözümsüzlük kaosunu daha da büyüttü. Tecritte ısrar, İmralı sistemiyle Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak her yönüyle kontrol altında tutan uluslararası çözümsüzlük ve komplo aklına hizmet etmektedir. Bu yanlış yoldan bir an önce dönülmeli ve tecrit sonlandırılmalıdır” ifadesini kullandı.
Mithat Sancar da, AKP’nin 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde Öcalan aracılığıyla yürüttüğü girişimi anımsatacak şekilde, “Seçimler yaklaştıkça Kürt sorununun, en başta iktidar tarafından kısır siyasi hesapların ve ikbal senaryolarının aracı haline getirilmek istendiğini görüyoruz. Son dönemde İmralı’da uygulanan mutlak tecritle ilgili tartışmaların bu çerçevede değerlendirilmesi gerekiyor. Hükümeti buradan uyarıyoruz: Tecrit üzerinden oyun oynamayın, tüm ülkeyi ve bölgeyi ilgilendiren bu denli önemli ve hassas bir meseleyi siyasi ikbal ve iktidar hedeflerinize alet etmeyin. Etmeye kalkarsanız da başaramazsınız. İmralı adına söz kurmayın, halkı yanıltmaya çalışarak afaki gündemler yaratmayın. Tecride son verin, Abdullah Öcalan’ın ne düşündüğünü kamuoyunun öğrenmesini sağlayacak ve esasen hakkı olan bütün imkanları sağlayın. Diğer muhalefet partilerine de buradan seslenmek istiyorum: Tecrit meselesi, iktidarın tekeline ve manipülasyonlarına terk edilemeyecek kadar ciddidir ve önemlidir. Barış konusunda belirleyici katkı sağlayacağı geçmişte defalarca kanıtlanmış bir aktörün şimdi de bu rolünü oynamasını mümkün kılacak şartların yaratılmasını muhalefetin ve demokrasi güçlerinin de talep etmesi lazım. Tecridi kaldırma meselesi tecrit üzerine tecrit bu ülkede çözüme katkı sunmaz, aksine çözümsüzlüğü derinleştirir” dedi.
BAŞSAVCILIKTAN KONGRE ALEYHİNE SORUŞTURMA AÇIKLAMASI GELDİ
Bu arada kongre salonunda Öcalan’dan söz edildiği sıralarda “Biji Apo” (Yaşasın Apo) şeklinde sloganlar atıldı. Halaylar sırasında benzeri sloganlar atılırken; kongre biter bitmez Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan soruşturma açıldığı açıklaması gelmesi dikkat çekti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Halkların Demokratik Partisi (HDP) 5. Olağan Kongresinde atılan sloganlar nedeniyle Başsavcılığımızca 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2. maddesi gereğince Terör Örgütü Propagandası Yapmak suçundan re’sen soruşturma başlatılmıştır. Şu ana kadar 4 şüphelinin kimlikleri tespit edilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılığımızca verilen talimatlara istinaden, tüm şüphelilerin tespit edilmesi ve Başsavcılığımıza sevklerinin sağlanması işlemlerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü ekiplerince devam edilmektedir” denildi.
Kaynak: Amerika’nın Sesi