“Sivil itaatsizliğin kapısını sonuna kadar araladınız! Daha önce yaptık, YİNE YAPARIZ!”
Esnaf ve Zanaatkarlar hükümeti uyardı; "Vergiyi de harçları da primleri de bizim ödediğimizi unutmuşa benziyorsunuz!"
“Sivil itaatsizliğin kapısını sonuna kadar araladınız! Daha önce yaptık, YİNE YAPARIZ!”
Esnaf ve Zanaatkarlar hükümeti uyardı; "Vergiyi de harçları da primleri de bizim ödediğimizi unutmuşa benziyorsunuz!"
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’ndan yapılan açıklamada, sadece kamu çalışanlarına yansıtılacağı söylenen yüzde 43 oranındaki hayat pahalılığını toplumu bölmek ve mücadeleyi zayıflatmak amacıyla açıklandığını belirtildi. Maaşlara yansıtılan artışların yapılan zamlarla geri alındığı vurgulanan açıklamada, “Çalışma yaşamı, çalışma yaşamına katılanların, devlet ve özel sektör olarak ayrışması nerede görüldü? Birileri taş birileri ekmek mi yiyor? Birlikte çözümler üretmek gerekmiyor mu? Dahası adalet ve vicdan en başından; küçükten, aç olan insandan, daha çok ezilenden başlamayı gerektirmiyor mu? Yoksa küçüğü en çok ezileni kollamayı artık kitaplardan çıkardınız mı?” denildi.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’ndan yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
“Sonu gelmeyen bir zam furyasının içine girmiş bulunuyoruz.
Bir yandan işsizlik çığ gibi büyürken, bir yandan yoksulluk ve açlık ülkeyi kasıp kavuruyor.
Hızla kapanan iş yerlerinin sayısını takip etmek imkânsız hale geldi.
Davalık ve mazbatalık sayısında rekor üzerine rekor kırılıyor. Mahkemeler 22 bin beş yüz sayısından söz ediyor. Bankaların salgın nedeniyle öteledikleri borçların peşine daha yeni yeni düştüklerine göre bu sayı nerde durur kestirmek mümkün değil.
“Ahval ve şeraitimiz” bu…
Durumun farkında olan ve korkuya kapılan hükümet, yüzde 43’lük hayat pahalılığı kararını alelacele üreterek, kamuoyuna duyurdu. Yasa gereği 6 ayda verilmesi gereken hayat pahalılığı ödeneğinin, geriye çekilerek 5 ayda açıklanmasının nedeninin “halkı ezdirmemek” olduğu söylendi. Yangından mal kaçırmak buna denir işte… Bu kararda keşke iyi niyet olabilse.
Toplumda kabaran öfkeyi bölmek için harekete geçtikleri apaçık ortada! Bu ortamda nasıl olsa kontrolsüz, çığırından çıkmış olan zamlar ile yapacakları her artışı geriye alabileceklerini biliyorlar.
Nitekim elektrik ve akaryakıta bir kez daha zam kapıda! Kuyruklar şimdiden yollara taşmış durumda! Faturaların bir türlü açıklanmamasının nedeni şimdi daha iyi ortaya çıktı! Diğer yandan ekmekte sebep oldukları zamlar hayat pahalılığı ödeneği içerisine yansıtılmamış. Bütün bunlarla kalsa neyse… TL değer kaybının bir günde yüzde 3’lere dayanmış olmasının kendileri için kazanca döndürmenin hesabı içinde oldukları çok açık. (Vergi alacaklar.)
Bu filmi bir önceki uygulamalarda gördük.
Mesele bu kadarla da bitmiyor! Hayat pahalılığı ödeneğinin sadece devlette çalışanlar için açıklanmış olmasının vicdanları sızlatan bir yanı daha var. Çalışma yaşamı, çalışma yaşamına katılanların, devlet ve özel sektör olarak ayrışması nerede görüldü? Birileri taş birileri ekmek mi yiyor? Birlikte çözümler üretmek gerekmiyor mu? Dahası adalet ve vicdan en başından; küçükten, aç olan insandan, daha çok ezilenden başlamayı gerektirmiyor mu? Yoksa küçüğü en çok ezileni kollamayı artık kitaplardan çıkardınız mı?
Belli ki her zamankinden daha fazla bir öfkenin fitilini ateşlemek üzeresiniz! Bizleri daha büyük bir kaosun tarafı olmaya zorluyorsunuz! Vergiyi de harçları da primleri de bizim ödediğimizi unutmuşa benziyorsunuz!
Sivil itaatsizliğin kapısını sonuna kadar araladınız! Daha önce yaptık, YİNE YAPARIZ!”
SON EKLENENLER
