Çevreciler, Çevre Koruma Dairesi’nde mesaiye başladı
Yeşil Barış Hareketi, Çevre Koruma Dairesi'nin çevre talanlarının önüne geçemediği için daire önüne masa koyarak mesai yapma kararı aldı.
Yeşil Barış Hareketi, Turizm ve Çevre Bakanlığı Çevre Koruma Dairesi önünde “vatandaş ihbar masası” kurdu. Bugün Kıbrıs’a konuşan Yeşil Barış Hareketi yöneticileri, vatandaşlardan gelen ihbarların arkasının kesilmemesi sebebiyle böyle bir eylem başlattıklarını söyledi.
Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel, uzun bir zamandır hükümet krizleri ile yapay bir gündemin içerisinde sürüklenildiğini vurgulayarak, “Hükümetler yıkılıp tekrar kuruluyor, bakanlar görevden alınıp, tekrar atanıyor. Bütün bunlar olurken devletin işleyişi aksıyor, daireler çalışmıyor. Dairelerinin işlevlerini yerine getirememesi çevreye büyük zarar veriyor çünkü çevre katliamlarının, tahribatlarının ve çevreye verilen zararın geriye dönüşü yok.” ifadelerini kullandı.
“ALO 123 ÇEVRE İHBAR HATTI ÇALIŞMIYOR, İHBARLAR BİZE GELİYOR”
Tel, derneğe her gün yüzlerce ihbarın geldiğini, aynı ihbarların “Alo 123 Çevre İhbar Hattı”na da gitiğini ancak bu hattın çalışmadığını kaydetti. Yeşil Barış Hareketi Başkanı Tel konuyla ilgili şunları söyledi:
“Derneğimize her gün yüzlerce ihbar geliyor. Çevre Dairesi’nin Alo 123 ihbar hattını arayan vatandaşlar, ses kaydı bırakıyorlar ancak bu ses kayıtları kimse dinlemiyor. Bu hat aslında çalışmıyor. Dolayısıyla çevreye duyarlı vatandaşlar da bizleri arayarak şikayetlerini dile getiriyor. Dernek yönetimi olarak kendimizi, Çevre Koruma Dairesi adına burada mesai yapmak zorunda hissettiğimiz için bugün buradayız.”
“HAKLARIMIZ YAĞMALANIP DESTE DESTE PARAYA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR”
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir ise açıklamasında, çevrenin herkesin ortak evi olduğunu, bunun Anayasada da böyle tarif edildiğinin altını çizdi. Sahir, devletin bütün vatandaşlara eşit çevre hakkını sağmala yükümlülüğü olduğunu hatırlatarak devletin, vatandaşların ve yatırımcıların da çevreyi korumakla sorumlu olduğunu vurguladı.
Sahir açıklamasının devamın şu ifadelere yer verdi:
“Çevreyi yağmalayanlar aslında bizim haklarımızı yağmalıyor. Bunları deste deste paraya dönüştürme niyetleri var. Bizim ülkemizin doğal sermayesini arsızca harcıyorlar ve bize borçlanıyorlar. Maalesef bunlara hesap soracak bir devlet yok. Şimdi hükümetin kurulma aşamasında en önemli talebimiz çevrenin siyasilerin ötesinde tamamen bağımsız bir makam tarafından yönetilmesi. Gelen şikayetleri değerlendirecek siyasetten arınmış bir merci olması gerekiyor. Derneğimizin, gelen şikayetleri gün yüzüne çıkarmasını bir sorun olarak gören devletin herkesin hakkına sahip çıkmasını bekliyoruz. Vatandaşları da kendi haklarına sahip çıkmalarına çağırıyoruz. Biz onlar adına burada mesai yapıyoruz, şikayetleri almaya devam ediyoruz. Sesimizi daire önünde daha gür duyurmak için buradayız. Asıl olan sorumluların dikkatini çekmek, o yüzden buradayız.”