Rusya’nın Ukrayna saldırısının başladığı gün Putin neden 30 iş insanı ile görüştü?

Ortaya çıkan gizli belgeler, Rus oligarkların servetlerini ülke dışındaki off-shore şirketlere nasıl aktardığını gözler önüne serdi.

Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açtığı 24 Şubat günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkenin en zengin iş insanlarından oluşan bir grubu Kremlin’e davet etti. Putin’e yakın haber ajansları tarafından bu haber ‘savaş için gerekli bir önlem’ olarak aktarıldı. Söz konusu ajanslar, ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulanabilecek ekonomik yaptırımlara işaretle haberlerinde, “Hepimiz yaşadığımız dünyayı anlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Davetlilerin her biri Rus ekonomisinin sadık birer destekçisiydi. Bunlardan 14’ü milyarder olarak sınıflandırılıyordu. Şirketleri ülkedeki başlıca sektörler olan petrol, doğalgaz, bankacılık ve kimyasal sektörlerinin önde gelenleri olan bu kişilerin bazıları Putin ile yirmi yılı aşkın bir süredir görüşüyorlar.

Ancak ortaya çıkarılan gizli belgelere göre Putin’le olan bağlarına ve Rusya’daki konumlarına rağmen birçoğu yıllardır servetlerini ülke dışına aktarıyor. The Washington Post gazetesinin ‘Pandora Belgeleri’ (Pandora Papers) veya ‘Cennet Belgeleri’ (Paradise Papers) diye adlandırılan söz konusu gizli belgelere dayandırdığı haberine göre 37 katılımcının yarısından fazlası yüz milyonlarca doları yöneten, finansal yatırımlar yapan, kredi veren ve aile kredisi oluşturan off-shore şirketlerle doğrudan yahut yakından ilişkili kişilerden oluşuyordu.

Kremlin’deki toplantıya katılanlardan en az 21’i ya da yakın aile üyeleri, İngiliz Virgin Adaları, Kıbrıs Adası yahut mali gizlilik ve vergi avantajlarıyla bilinen diğer adalarda mülke/mülklere sahipler.

Daha önce Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’na (ICIJ) sunulan ve The Washington Post gazetesi ile paylaşılan belgelere göre belgelerdeki veriler 2007 yılından 2018 yılına kadar uzanıyor.

OFF-SHORE ŞİRKETLER VE SERVETLERİN KORUMASI
Putin’in davet ettiği kişiler arasında yabancı holdinglerin sahiplerinin çok olması, Rus ekonomisinin zirvesindeki iş insanlarının servetlerini ülke dışına ne ölçüde taşıdığı ve işlemlerin izini sürmeyi zorlaştıran gizli düzenlemelere ne ölçüde bel bağladığını yansıtıyordu. Off-shore şirketlerinin kullanılması kişisel servetlerin araştırmacılardan, vergi kurumlarından, rakip oligarklardan ve Rus devletinin kendi içindeki para hırslılarından korunmasını sağlayabilir.

Off-shore şirketler, yıllar önce başka amaçlar için oluşturulmuş olmasına rağmen Batı ülkelerinin Putin’in müttefiklerini cezalandırmak için uyguladıkları son ekonomik yaptırımları da engelleyebilir. ABD, İngiltere ve AB’nin yaptırımları, Kremlin toplantısına katılan iki iş adamı dışında tüm katılımcıları kapsadı.

Rusya Devlet Başkanı Putin, yıllardır ‘yabancı tahvillere’ karşı kampanya yürütüyor ve off-shore şirketlerin kullanılmasını vergi kaçakçılığı ve kara para aklamayla ilişkilendiriyor. Ancak bazı Rus ekonomi uzmanları, Putin’in ‘off-shore şirketlerini gizlice onaylamış ve hatta onunla zenginleşmiş dahi olabileceğini’ söylüyorlar.

ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) eski analisti ve ABD Hazinesi Terörizm ve Mali İstihbarat Dairesi’nde kıdemli politika danışmanı olan Julia Friedlander, gazeteye yaptığı değerlendirmede, “Putin, yakın çevresinin devlet şirketlerinin mali kaynaklarından ve devletin kendisinden faydalanmasına izin veriyor. Paranın yolculuğu genellikle yurtdışında bitiyor” ifadelerini kullandı.

OFF-SHORE ŞİRKETLERDE BİR TRİLYON DOLAR BULUNUYOR
Rus ekonomisiyle ilgili araştırmaların büyük çoğunluğuna göre off-shore şirketlerde Ruslara ait bir trilyon dolar bulunuyor. Pandora Belgeleri veya Cennet Belgeleri diye adlandırılan söz konusu gizli belgelerdeki bazı tahminlere göre Rus oligarklar, tüm Rusların toplam kazancına eşit bir servete sahipler.

Pandora Belgeleri’ne göre katılımcılar arasında ABD’de 230’dan fazla benzin istasyonu bulunan Rus petrol şirketi Lukoil’in geçtiğimiz haftalarda istifa eden eski başkanı Vagit Alekperov gibi isimler vardı.

Belgelere göre geçtiğimiz ay İngiltere tarafından yaptırımlar uygulandıktan sonra şirket başkanlığından istifa eden Alekperov’un yüz milyonlarca dolarlık yatırım yapmış ve kredi sağlamış off-shore şirketleri var. Alekperov, aynı zamanda Belize’de bir şirkete 130 milyon dolar yatırım yapan (Belize’de genellikle iki iş gününde sadece 639 dolara bir şirket kurulabilir) ve daha sonra bu şirkete 60 milyon dolarlık kredi sağlayan İngiliz Virgin Adaları’nda Topaz Opportunities Limited adlı bir şirketin de sahibi. Topaz Opportunities Limited, İngiliz Virgin Adaları’ndaki başka bir şirkete de toplam 237 milyon dolar değerinde iki parça halinde kredi verdi.

Rusya’nın devlete bağlı üçüncü büyük bankası Gazprombank Yönetim Kurulu Başkanı Andrey Akimov’un da İngiliz Virgin Adaları’nda kurulmuş en az sekiz şirketi bulunuyor. Belgelere göre bu şirketlerden birinin 360 milyon dolarlık varlığı vardı ve Moskova’da bir gayrimenkul projesi için finansman sağlaması gerekiyordu. Rus sanatçı Marianna Chaykina’nın ortağı olduğu bir başka şirkete ise 80 milyon dolar yatırım yaptı.

Pandora Belgeleri ayrıca, Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ın CEO’su Herman Gref’in toplam değerleri 54 milyon doları aşan, şirketler grubu ile yurtdışı kredilerini kontrol ettiğini ortaya koydu.

Yine belgelere göre 2017 yılında Sberbank’ın sahibi olduğu Panama’daki bir şirket, Putin’in eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Kirill Gennadievich Androsov’un yararlandığı bir fona 30,5 milyon dolarlık kredi sağladı.

The Washington Post gazetesi, Alekperov, Akimov, Gref ve Androsov ile temasa geçerek yorum yapmalarını istediyse de hiçbiri gazetenin talebine yanıt vermedi.

YATLAR VE UÇAKLAR
Pandora Belgeleri ya da Cennet Belgeleri’ne göre Kremlin’de 24 Şubat’ta yapılan toplantıya katılan yurtdışında holdingleri olan katılımcı sayısı daha baskın olabilir. Çünkü gizli belgeler, milyonlarca belge içermelerine rağmen, dış dünyaya ve mali sisteme sadece kısmi bir bakış sağlıyor. Söz konusu belgeler, katılımcıların çok çeşitli faaliyetler ve projeler için denizaşırı şirketleri nasıl kullandığını gösteriyor. Örneğin bazılarının bu faaliyetler ve projeler için yatları ve uçakları kullandıklarına işaret ediliyor.

Rus milyarder Andrey Melnichenko’nun sahibi olduğu, yaklaşık 600 milyon dolar değerindeki ‘Sailing Yacht A’ adlı Bermuda Adaları’ndaki şirketine kayıtlı dünyanın en büyük yelkenlisini ve bir diğer Rus milyarder Leonid Mikhelson’ın 65 milyon dolar değerindeki Gulfstream G650 model özel jetini de ortaya çıkardı. Belgelere göre uçak Mikhelson’ın Panama’daki Golden Star Aviation Limited adlı şirketine kayıtlı. Gazetenin yorum talebine ne Melnichenko ne de Mikhelson cevap verdi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Putin, Rus oligarklarla düzenli olarak bir araya geliyor. Belgeler, 1990’lı yıllarda Rusya piyasalarındaki reformlar üzerinde çalışan bir bankacı ve ekonomist olan Peter Aven gibi denizaşırı ülkelerde girişimleri olan zengin Rusların kaç kez bir araya geldiklerine işaret ediyor. Aven, üç Rus milyarder ile birlikte İngiliz Virgin Adaları’nda iki şirketin sahibi.

Yine belgelere göre Rusya’nın önde gelen demiryolu ekipmanı üreticisinin başkanı ve ülkenin Olimpiyat Komitesi üyesi olan Andrey Bokarev, Özbek asıllı Rus iş insanı Iskander Makhmudov ile İngiliz Virgin Adaları’nda iki şirketin sahibi. Hem Bokarev hem de Makhmudov, gazeteden gelen yorum taleplerine cevap vermezken Aven de aynı tutumu sergiledi ve cevap vermeyi reddetti.

Putin, Rus oligarklarla Ukrana’ya karşı savaşın başlatıldığı gün dahil yıllarca düzenli olarak bir araya geldi. 2000 yılında Putin ile yapılan röportajlardan derlenerek yayımlanan “First Person” (Birinci Şahıs) adlı kitaba göre Putin, Aven, Alekperov ve Vladimir Potanin ile görüşmeye 2000 yılında başladı.

Belgelere göre Aven, ABD’de özel yetkili savcı Robert Mueller’in Rusya’nın 2016 yılındaki ABD başkanlık seçimlerine müdahalesine ilişkin üçüncü soruşturması sırasında ABD’li müfettişlere yaklaşık 50 Rus milyarder iş insanının, Kremlin’de Putin ile düzenli olarak buluştuklarını söyledi.

24 Şubat’taki toplantıya katılanların bir kısmı, Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle ​​başlayan devlete ait mülklerin özelleştirilmesinden, bir grup milyarderin ortaya çıkmasına neden olan çalkantılı bir servet transferinden yararlanmış olan kişilerden oluşuyor.

Potanin, bazı Rus milyarderlerin nispeten küçük yatırımlar için devlet şirketlerinde büyük hisseler elde etmesini sağlayan ‘öz sermaye kredileri’ programının oluşturulmasında da önemli bir rol oynarken Aven, hükümete piyasa ekonomisine geçiş konusunda tavsiyelerde bulundu. AB’ye göre Aven, Vladimir Putin’e en yakın oligarklardan biri. Alekperov ise Sovyetler Birliği döneminde Petrol Bakanlığı’nda bir bölümün başkanlığını ve ardından bakan yardımcılığı görevini üstlenmiş bir isimdir. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden bir yılı biraz aşkın bir süre sonra Rusya’nın dev petrol şirketi Lukoil’in başına geçti.

Tüm kişilerin servetlerine ve güçlerine rağmen tarih, Putin’in içinden geçtiği sürecin bir bedeli olabileceğini gösteriyor. O kişilerden biri ve bir zamanlar Rusya’nın en zengin insanı olan petrol kralı Mihail Hodorkovski, bugün Putin’in karşısında yer alıyor. Hodorkovski, vergi kaçakçılığı ve destekçilerinin siyasi olduğunu söyledikleri başka suçlamalar nedeniyle hapse atıldı. Hapiste geçirdiği on yılın ardından Hodorkovski, Putin tarafından affedildi ve ardından serbest bırakıldı.

Aven, Mueller’in soruşturmasında görevli müfettişlere Putin’in önerilerini dikkate aldığını söyledi. Müfettişler tarafından hazırlan raporda, Aven’in bu önerileri uygulamadığı takdirde bunun bir takım sonuçları olacağının anlaşıldığı belirtildi. Teknolojiye ve diğer alanlara yatırım yapan diğer Rus milyarderler yakın zamana kadar toplantılara katılmıyorlardı. Aynı zamanda bazıları hükümette görevli yetkililerin akrabaları.

KORKU SERMAYENİN KAÇMASINA NEDEN OLDU
Rusya’da büyük servetler biriktiren bazı kişilerin servetlerini yurtdışında daha güvenli olduğu sonucuna varmasıyla 1990’lı yıllarda ülkede sermayenin kaçışı dalgası başladı. Rus milyarderlerin servetlerini yurtdışına aktarmaları sonunda siyasi bir meseleye dönüştü. Bu da Putin’e karşı kamuoyunun muhalefetine yol açtı.

Bu yaklaşım, vergi avantajları ve servetleri onları kolluk kuvvetlerinin müdahalesinden koruyan bir gizlilik içinde saklamalarını sağlayabileceğinden Rusların parasının bir kısmı, ‘tökezleme turu’ olarak bilinen bir mali manevra yoluyla Ruslara ait off-shore şirketlere yatırıldı.

Dünyanın en büyük alüminyum ve alümina üreticilerinden biri olan Rus şirketi Rusal’ın 2018 yılında ABD tarafından şirkete yaptırımlar uygulanmadan önce Uluslararası Uygulama Departmanı Direktörü olan ABD’li William R. Spiegelberger, sermayenin ‘öncelikle korku yüzünden Rusya’dan kaçtığını’ söyledi.

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov ise bu konuda yorum taleplerine yanıt vermedi.

Ancak Putin, 2012 yılındaki açıklamalarında defalarca off-shore şirketlerin rolünü vurguladı ve bu şirketlerin kullanılmasından duyduğu üzüntüyü ifade etti. Putin, aynı yıl Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, “Rus ekonomisinde yüksek derecede yabancı yatırım ve mülkiyet olduğu şüphe götürmez bir gerçektir” dedi. Daha sonra Putin, Rusya’nın önde gelen şirketlerinin 10’undan 9’unun Rusya yasalarına tabi olmadığını ifade etti.

Bir yıl sonra yine Federal Meclis’te yaptığı bir konuşmada Putin, konuyu gündeme getirerek bunu vergi kaçakçılığı, dolandırıcılık ve kara para aklama ile ilişkilendirdi. Putin, bankaların, sigorta şirketlerinin, emeklilik fonlarının ve diğer finans kurumlarının gerçek durumu hakkında bilerek yanlış yahut eksik bilgi veren yöneticilere cezai işlem yapılması gerektiğini vurguladı.

Putin, 2014 yılında aynı konuda yaptığı konuşmada, off-shore şirketleri olan insanları sermayelerini Rusya’ya geri getirmeye davet etti ve hiçbir suçlama ile karşılaşmayacaklarının garantisini vererek ‘sermayelerinin kaynakları ve edinme yolları hakkında’ hiçbir soru sorulmayacağının altını çizdi.

Bir kişinin Rusya’daki mülkünü yasallaştırırsa kolluk kuvvetleri dahil resmi kurumların hiç birinin herhangi bir müdahalesinin olmayacağına dair yasal garantiler sağlama sözü veren Putin, “Ona baskı yapmayacaklar. Bu kişi vergi dairelerinden hiçbir işlemle karşı karşıya kalmayacak” dedi.

Ancak Kremlin toplantısında halen yurtdışında varlıkları olan iş insanlarının sayısının fazla olması Putin’in başlattığı girişimin başarısız olduğunu yansıtıyordu. Ya da belki de bazı eleştirmenlerin iddia ettiği üzere onun dış finansmana yönelik sözlü saldırılarının hiçbir zaman kamu politikası değil, daha ziyade zenginlere yönelik bir tehditten ibaretti.

ABD VE AVRUPA ÜLKELERİNİN DENİZAŞIRI ŞİRKETLERİN ROLÜNÜ SINIRLAMADAKI BAŞARISIZLIĞI
ABD ve Avrupa ülkeleri, off-shore şirketlerin rolünü sınırlamaya çalıştılar ve bazen çok az başarı elde ettiler.

ABD’de geçtiğimiz yıl onaylanan Kurumsal Şeffaflık Yasası, şirketlerin ve sınırlı sorumlu şirketlerin sahiplerini bildirmelerini öngörüyor. İngiliz Virgin Adaları da Londra’nın baskısıyla paravan şirketlerle ilgili bir takım düzenleyici adımlar attı. Ancak eleştirmenler bu adımların uluslararası denizcilik sistemine şeffaflık ve hesap verebilirlik getirmede büyük ölçüde başarısız olduğunu söylüyor.

ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Tom Malinowski, yaptığı bir açıklamada şunları söyledi:

“Off-shore finans sistemi, Putin ve destekçilerinin, çaldıkları serveti, yarattıkları kanunsuz devletten korumalarına izin verdi. Rusya’da yolsuzluğu ve insan hakları ihlallerini gündeme getirdik ama Putin’in yolsuzluk ve ihlallerden çıkar sağlayan arkadaşlarının önüne kırmızı halı sermiş olduk.”

Kaynak: Independent Türkçe

DAUSEN

Girne Belediyesi

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi

array(4) { ["reklam_linki"]=> string(31) "https://guvensigortakibris.com/" ["reklam_gorseli"]=> string(63) "https://bugunkibris.com/wp-content/uploads/2024/11/mavi-gif.gif" ["hangi_pragraflar_arasina_geldin"]=> string(1) "3" ["reklami_yayinla"]=> bool(true) }