TATAR’IN GÖREV SÜRESİ DOLDU

CTP milletvekili Asım Akansoy, “BM’de geçtiğimiz günlerde yapılan görüşmelerde bir kez daha ortaya çıktı. Tatar ne iki devletli tezi ne de KKTC’yi tanıtabildi. Bir yılda misyonunu tamamladı, koltuğu terk etmesi gerekiyor” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) miletvekili Asım Akansoy, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun geçtiğimiz günlerdeki açılışının ardından Genel Sekreter Antonio Guterres ile yapılan görüşmelerde ve devlet temsilcilerinin yaptığı açıklamalarda iki ayrı devlet tezine bir kez daha onay çıkmadığını ifade etti. Uluslararası camianın Kıbrıs sorununa hakim olduğunu belirten Akansoy, “Kıbrıs’ta iki devletin yaratacağı gerilim ve tehlikenin farkındalar ve buna izin vermezler” dedi.
Tatar ve ekibinin New York ziyaretini Bugün Kıbrıs’a değerlendiren Akansoy, Tatar’ın misyonunu tamamladığını ve koltuktan kalkması gerektiğini savundu. Akansoy, “Tatar’ın ayrılıkçı hezayanları yüzünden federasyon müzakereleri gerçekleşmiyor. Bunun sorumlusu ortak zemini ortadan kaldıran Tatar’dır. Bir yıl boyunca esti yağdı, günün sonundan hayalinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını gördü” dedi. Akansoy, bu süreçte federaslitlerin ötekileştirildiğini, en ağır hakaretlere maruz kaldığını ancak günün sonunda federalistlerin haklı olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.

KOLTUĞU TERK ETMESİ GEREKİYOR
Ersin Tatar’ın iki ayrı devlet dediğini, KKTC’yi dünyaya tanıtacağını, direkt uçuşları başlatacağını, ticaret ofisleri kuracağını iddia ettiğini vurgulayan Akansoy, “Hiçbiri olmadı. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan da müjde müjde diye iki binanın yapılmasından bahsetti” dedi. Akansoy sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir yıldır gerek Ankara hükümetinin müdahalesi gerekse Tatar’ın ayrılıkçı hezayanları yüzünden federasyon üzerinde müzakereler gerçekleşmemektir. Bunun sorumlusu ortak zemini ortadan kaldıran Tatar’dır. BM’nin kabul ettiği zemin Güvenlik Konseyi’nin kararlarıdır. Bir yıl boyunca Tatar esti yağdı, günün sonunda hayalinin gerçeklemesinin mümkün olmadığını gördü. Biz bunu çoktan biliyor söylüyorduk. Uluslararası camiadan Tatar’ın beklentileri vardı. İngilizlere yatırım yaptı, ‘ben tanıtırım’ dedi, ‘siz ayrı devlet istemediğiniz için Anastasiadis ayrı devleti konuşmuyor oysa kendisi istiyor, bu önerinin bizden gitmesini bekliyor, bu nedenle iki devlete inanan birinin seçilmesi gerekiyor’ dedi. Tüm bunların doğru olmadığı BM’de geçen gün yapılan görüşmelerde bir kez daha ortaya çıktı. Tatar, Kıbrıslı Türklerin önünü açabilecek bir siyasete sahip değildir. İki ayrı devlet tezini sürdürdüğü sürece Kıbrıslı Türkler tutsak olarak izalasyonlar altında daha da zor koşullarda yaşamak zorunda kalacak. Sözüne sadık olduğunu söylüyor, o zaman koltuğu değiştirmesi ve koltuğu terk etmesi gerekiyor. Kıbrıslı Türkler için bu saatten sonra yapabileceği en iyi katkı onların önünü açmaktır.”

FEDERALİSTLER HAKLI ÇIKTI
“Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde nelerin yaşandığını Kıbrıslı Türkler çok iyi biliyor. O dönem Kıbrıs sorunu ile ilgili tartışmalara katılmasına çevresi de izin vermemişti. Genelgeçer konulara girilmişti. Kendisi hep bundan kaçtı, mesele budur. Kendisinin müdahele ile seçildiğini ve bizce atanmış bir kişi olduğunu kendisi de bilmektetir. Sayın Tatar’ın bunlarla yüzleşmesi ve istifa etmesi siyaseten doğru olandır ve halkın beklentisi de budur. Nedeni şudur; ayrılıkçı bir teze sahip olduğu için bunun bedelini Kıbrıslı Türkler ödüyor. Kıbrıslı Türkler bugün ne AB ile ne de dünya ile ilişki kurabiliyor. Bunun nedeni ayrılıkçı tezlerdir. Bizim dünya ile temasımızı engellemiş durumdadır. Bunlar bize kulislerde söylenmektedir. BM kararları ve daimi üyelerinin tavrı çok nettir ve iki devletli çözümün olmayacağını bir yıl içinde gördük. Federaslistlere karşı büyük saldırılar yapıldı, en ağır hakaretlere maruz kaldı ama günün sonunda bu insanlar haklı çıktı.”

BU DÜZEN NASIL DEĞİŞECEK?
“Kendi dinamizmimizle yapabileceklerimiz vardır ama bunların Kıbrıs sorunundan bağımsız ya da yok sayılarak planlanıp projelendirilmesi bizi dar alana sokmaktadır ve belli bir kuşatılmışlık içerisinde kendi kendini tekrar eden ve güven kaybeden bir siyasete dönüşmektedir. Kıbrıs sorunu bu ülkede temel meseledir. Bu meselenin hayatın her alanını etkilediğini bilmemiz lazım. Hazırlayacağımız tüm projelerin her an sürekli iç içe geçmiş bir yaklaşımla ele alınması gerekir. Bunları hayal dünyasında söylemiyorum. Siyaset bir mücadeledir ve kısa erimli bir şey değildir. Bu mücadeleyi sürdürmek lazım. Bugüne kadar yapılan yanlışlar ya tamamen dış politikaya odaklanmak ve iç sorunları göz ardı etmek ya da sadece iç konulara yönelip Kıbrıs sorununu göz ardı ederek yetkiyi başka mecralara atmak oldu.”

TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
“Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçek anlamda demokrasinin tesisi, Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetmesi, Kıbrıslı Türklerin kültürünü koruması ve varlığını sürdürmesi Kıbrıs sorununun çözülmesiyle doğrudan ilintilidir. Aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) üyeliğini de kapsayacak bir projeksiyondan bahsediyorum. Bunu yapacak irade, mücadele Kıbrıs Türk insanında vardır. Yeter ki doğru bir tanımlama yapılsın. Kaçak korkak güreşilmesin, açık olunsun, Türkiye ile ilişkiler korkarak çekinerek kurulmasın. Cesaretle konuşulsun her şey. Toplumu dönüştürecek adımların atılacağı bir toplum projesine ihtiyacımız var. Kıbrıs sorununu aklımızdan çıkarmadan, federasyonu gözeterek, içimizi AB’ye uyumlu şekilde düzenleyerek toplumumuzun göç etmesinin önüne geçmeliyiz. Sayın Tatar, ‘gidenler gitsin’ yaklaşımı içindedir. Böyle bir cumhurbaşkanı olamaz. ‘İsteyen göç etsin nasılsa gelecek olan vardır’ diyen bir cumhurbaşkanı olamaz. Uluslararası çeşitli raportörlere bunları söylediği ifade ediliyor.”

KÜLLİYE KONUSU
“Yeni bir cumhurbaşklanlığı binasına ihtiyaç yoktur. Günü geldiğinde de bir şey yapılacaksa Kıbrıslı Türk mimarlar ve mühendisler tarafından çizilip, planlanıp, projenlendirilir. Ayrıca halk bu denli ekonomik sıkıntı içindeyken kendini beğenmişçe ve şımarık bir şekilde böyle bir konunun gündeme getirilmesi ayıptır. Bunu engellemek hepimize dairdir. Ülke bir varlık sorunu yaşıyor. Ülkedeki köklü geçmişimize işaret ediyoruz. İçinde bulunduğumuz durum ancak güçlü bir Sol hükümetle aşılabilir. Tepeden tırnağa olan tüm sorunların çözümü için biat edenlere karşı, yurduna sahip çıkan insanlarımızın, demokratların birleşmesi gerekiyor.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi