Kıbrıslıların Sesi bu bildiride birleşti

İki toplumun sorunlarını, siyasi son gelişmeleri tartışan "Kıbrıslıların Sesi" platformu toplantı sonuçlarını açıkladı.

HABER MERKEZİ

İki toplumlu Kıbrıslıların Sesi platformu pandemi önlemlerinin ardından ilk kez fiziksel olarak toplandı. İki toplumlu platform Nisan ayındaki Cenevre konferansını, Türk tarafının iki ayrı devlet tezini ve çözümün önündeki temel engelleri, her iki toplumdaki seçimleri, siyasi gelişmeleri ve yurttaşların barış sürecine katılımı konularını ele alarak tartıştı. Toplantının ardından varılan sonuçlar basın bildirisi ile kamuoyuna duyuruldu.

Platform’un açıklaması şu şekilde:

“Kıbrıslıların Sesi 10 Temmuz Cumartesi günü korona dolaysı ile alınan önlemlerinden sonra ilk kez fiziksel olarak bir araya gelmiş ve Nisan ayındaki Cenevre konferansı, Türkiye ve Kıbrıslı Türk liderin iki ayrı devlet inadı gibi çözümün önündeki temel engelleri, her iki toplumdaki seçimleri ve siyasi gelişmeleri ve yurttaşların barış sürecine katılımı konularını tartışmışlar ve aşağıdaki sonuçlara varmışlardır:

Müzakereler ve halk
Nisan 2021’de uluslararası (5+1) konferansta umutların çökmesinin ardından müzakereler tarihteki en kötü aşamasına gelmiştir. Her iki toplumdaki yönetimler halkın birlikteliği ve dayanışmasına gerek retorik gerekse siyasi olarak açıkça karşı çıkmaktadır. Çözüm yanlısı Kıbrıslılar bir araya gelmeli ve çözüm karşıtlarına karşı harekete geçmelidirler. Federasyon için yurttaşlığı aktif olarak öne çıkarmanın artık zamanı gelmiştir. Bugüne dek federasyon halkın bilgisine getirilmemiş, açıklanmamış, referandumda seçenek olarak sunulmamıştır. Kıbrıslıların Sesi halka ve sivil topluma barış mücadelesini sürdürmek ve ilgili Güvenlik Konseyi kararları ve BM çatısı altında İki Toplumlu, İki Bölgeli Federasyon için müzakere sürecine devam edilmesi için mümkün olan her şekilde girişimler geliştirmeleri çağrısı yapar.

Barış ve demokrasi için aktivizm
Kıbrıslıların Sesi 2020 yılında pandemi bahanesi ile geçiş noktalarının kapanmasının ardından özellikle Kıbrıslı Rum Gençler arasında gelişen ve büyüyen aktivizmi destekler. Siyasi partiler ile bağlantısı olmayan çeşitli gençlik grupları yeşilhattın her iki tarafındaki çarpık düzenin temizlenmesi istenci ile sokağa çıkmıştır. Güneydeki “os dame” ve kuzeydeki “bu memleket bizim” grupları bunun harika örnekleridir. Gruplar arasındaki koordinasyon halen zordur ancak iki toplumlu platformları daha düzenli şekilde bir araya getirecek iki toplumlu yurttaşlar meclisi kurulması için çalışmalar devam etmektedir.

Türkiye’nin kuzey Kıbrıs’a müdahalesi
Türkiye siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda trajik bir duruma gelmiştir. Halk acı çekerken, Erdoğan yönetimi iktidarda kalma kavgası vermektedir. Durumu kendi çıkarına çevirmeyi başarmadığı sürece Kıbrıs’ta bir çözüm mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs’a fütursuzca müdahale etmekte ve Kıbrıs Türk toplumunu vatandaşlıklar dağıtarak, rüşvet ve tehditlerle, camiye giden gençlere bisiklet dağıtarak kontrol etmeye çalışmaktadırlar. Türkiye laik ve demokratik Kıbrıslı Türkleri etnik ve dindar bir topluma dönüştürmeye çalışmaktadır. Tatar’ı seçtirmek için Türkiye seçimlere müdahale etmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin özellikle ikinci turunda, Tatar’ın seçilmesi için MIT ve TC Elçiliği açık ve aleni müdahalelerde bulunmuştur: (a) Karpaz göçmenlerine çözümle birlikte Kıbrıslı Rumların mallarına geri dönecekleri söylemiş, (b) Maraşın vakıflar lehine açılacağı sözü verilmiş, (c) oy satın alınmıştır. Somut müdahaleler Kıbrıs Türk toplumun önde gelen isimleri tarafından araştırılmış ve raporlanmıştır. Müdahale Raporu bulgularını inceleyen Kıbrıslıların Sesi Sivil Topluma ve siyasi liderliğe birlikte bu müdahaleleri dikkate alıp sonuçlarının Kıbrıs Sorununa kalıcı bir çözüm bulmak çalışmaları yönünde çağrı yapar.

Parlamenter Seçimlerin Analizi
Güneydeki seçimler ilk bakışta solun güç kaybetmesi ve milliyetçiliğin ve radikal sağ partilerin yükselmesi yönünde görülebilir. Ancak kullanılan oyların ve sonuçların dikkatli analizi genel siyasi sistemin halkın desteğini alamadığına işaret etmektedir. İdeolojik olarak bakacak olursak tüm partilerde hemen hemen aynı oranda bir oy kaybı yaşandığını görürüz; Sol bir parti olan AKEL 10 bin 292, sağ partiler DISY+DIKO+ELAM 13 bin 262 oy kaybetmiştir. Öte yandan, merkez partiler DIPA ve EDEK’in önceki popülist gruplardan, Yurttaş İttifakı ve Dayanışma’dan kaydırılan oyları merkezde birleştirmiştir. Seçimlere belirli bir ideolojik duruşa veya siyasi liderliğe sahip olmayan birçok grup katılmış, ancak bu parlamentonun oluşumunda bir fark yaratmamıştır. Bu gözlemler, siyasi liderliğin halkla bağının koptuğunu gösteriyor. Çözüm arayan insanlara siyasi anlam sağlayacak, aynı zamanda sosyal birlik ve Kıbrıs yurttaşlığının oluşmasını sağlayacak bir siyasi çerçeve oluşturulmalıdır.

Yolsuzluk ve Sosyal Etkileri
Esas olarak derin kayırmacılık ve iktidardaki kişilerin kirli iş ilişkileri şeklinde vuku bulan güneydeki yolsuzluk, (a) 1974 darbesi ve işgalinin neden olduğu coğrafi bölünme, (b) her iki topluma da acı veren ekonomik çöküş, (c) adanın çölleşmesine yol açan ekolojik politikalar eksikliği (d) kültür ve eğitim politikalarının yetersizliği, (e) devasa yolsuzluk sorunu, (f) hukukun üstünlüğünün erozyona uğraması yaşamımızı her yönden mahvetmiştir. Kıbrıslı Rum siyasi elitler işgale karşı verilen mücadele adı altında, kendi ekonomik çıkarları uğruna statükonun koruyucusu ve sürdürücüsü olmuşlardır. Tüm bunlar, vatanseverlik adına yapılmaktadır. Kıbrıslıların Sesi, bu faaliyetlerin devam etmesinden duyduğu derin endişeyi dile getirmekte ve tüm yurttaşları, ancak Kıbrıs sorununun çözümü ve Federal demokratik bir sistem oluşturulması ile mümkün olabilecek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen elitlerinin siyasi dürüstlüğe yönelme zorunda bırakacak radikal bir değişiklik talep etmeye çağırır.

Güven Artırıcı Önlemler
Müzakerelerdeki kilitlenme, Türkiye’ye bağımlılık ve Türkiye’nin dini, sosyal ve ekonomik müdahaleleri ve kendi yapısı içerisinde yer alan çarpıklıklar dolaysı ile Kıbrıs Türk toplumu günden güne küçülmektedir. Güçlü ve bağımsız bir Kıbrıs Türk toplumu olmadan çözüm çalışmaları Türkiye’nin önce kuzeyi sonra da tüm adayı ilhak etme politikasına yenik düşecektir. Kıbrıs Sorununun yerel ve ulusal aktörleri derhal Kıbrıslılığı vurgulayan ve Kıbrıs Türk toplumunun özgün yanlarını ortaya çıkaran spesifik adımlar atmalıdırlar. Bu adımlar: (a) Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti, uluslararası tepkinin teşviki yoluyla Türklere daha fazla vatandaşlık verilmesini önleyebilir; (b) AB Kıbrıs’ın kuzeyini Kıbrıs’ın ikinci bölgesi olarak tanıyarak bölgesel politika fonlarının kullanılması yoluyla Kıbrıs Türk toplumununun ekonomik kalkınmasını sağlayabilir; (c) AB ve BM, KKTC vatandaşı da olan Türk Vatandaşlarının Kıbrıs kimliklerini korumaya ve AB yurttaşlığına yol açacak iki Toplumlu iki Bölgeli Federasyonu kabul etmeleri için cazip teşvikler önerebilir. Kıbrıslıların Sesi, güven artırıcı önlemleri mevcut dinamikleri koruyacak ve kalıcı bir çözüm çabalarına destek olacak iyi bir araç olarak kabul eder ve memnuniyetle karşılar.

İleri adımlar
Kıbrıslıların Sesi, toplumlar arasında güven artırıcı önlemlerin uygulanmasının önemini kabul ederek, sivil toplum dayanışmasının ve ortak aktivizmin güçlendirilmesine acil ihtiyaç olduğu tutumunu benimser. Barış mücadelesine katkı yapacak, ÖZELLIKLE BM sürecinin devamı, Sivil Toplumun barış sürecine katılımı, iki toplumlu bir sivil toplumun teşviki, bir gençlik hareketinin desteklenmesi, çözüm odaklı literatürün/uygulamalrın teşvik edilmesi ve özellikle BM Genel Sekreteri’nin liderliğinde barış sürecinin bir parçası olarak düzenlenebilecek resmi ve gayri resmi konferanslar, seminerler ve sosyal faaliyetlerin teşvik edilmesi yoluyla insanların fiziksel olarak bir araya getirilmesi gibi her olumlu yol kullanılmalıdır.”

DAUSEN

Girne Belediyesi

Gönyeli Alayköy Belediyesi