Mossad eski Direktörü Tamir Pardo, halefi Yossi Cohen’in eski Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Fatou Bensouda’yı tehdit ettiğine yönelik iddiaları “çok üzücü” bulduğunu söyledi.

Pardo, İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’e verdiği söyleşide, iddialar karşısında şoke olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

Böyle bir şey olduğuna inanmıyorum. İsrail’de bir başbakanın böyle bir emir verebileceğine inanmıyorum ve bir Mossad direktörünün böyle bir şeyi gerçekleştirmeyi kabul edebileceğini aklım almıyor.

2011-2016’da Mossad’ın başında yer alan Pardo, “Bu yaşananlar Sicilya mafyası tarzı bir şantaj işine benziyor. Akıl almaz bir durum. Bana sanki İsrail’den değil de başka bir ülkeden bahsediyorlarmış gibi geliyor” dedi.

İsrail’deki istihbarat faaliyetlerine yönelik çalışmalarıyla tanınan gazeteci Yossi Melman’a konuşan Pardo, Tel Aviv yönetiminin gerçekten çizgiyi aştığını söyledi.

Melman’ın, istihbarat teşkilatlarının bilgi toplamak ve düşmanı devre dışı bırakmak için karanlık eylemlere ve tehditlere başvurabileceğini hatırlatması üzerine eski Mossad direktörü şunları söyledi:

İstihbarat teşkilatlarının yapması yasak olan şeyler vardır. Bu da onlardan biri. Çünkü burada bir mahkemeden bahsediyoruz ve bunu yapmak için hiçbir neden yok. Birileri bir şeylerden mi korktu bilmiyorum. Halen bunun bir iftiradan ibaret olduğunu umuyorum. Bırakın 36 yıl boyunca görev yaptığım kurumun başında bulunan bir kişiyi, bu kurumda çalışan hiç kimsenin medyada anlatılan olaya karıştığını düşünmek istemiyorum.

Pardo, demokratik ülkelerde istihbarat teşkilatlarının belirli kurallara uygun şekilde hareket etmek zorunda olduğuna dikkat çekerek “Bana öğretilenlere dayanarak, bu tür bir faaliyetin hizmet ettiğim teşkilatta yasak olduğunu söyleyebilirim” dedi.

Ne olmuştu?

Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Guardian, Pardo’nun ardından Mossad’ın başına geçen Cohen’in, Tel Aviv yönetiminin Bensouda’ya karşı yürüttüğü baskı çalışmalarına doğrudan müdahil olduğunu öne sürmüştü.

28 Mayıs’ta yayımlanan haberde, 2016-2021’de Mossad’ın direktörlüğünü yapan Cohen’in emriyle İsrailli casusların Bensouda’nın eşinin bazı telefon görüşmelerini gizlice dinlediği ve başsavcının ailesini yakın takibe aldığı iddia edilmişti.

Kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen kaynaklara dayandırılan haberde, Cohen ve Bensouda’nın en az üç kez yüz yüze görüştüğü, bu konuşmalarda eski Mossad direktörünün başsavcıya farklı tehditler savurduğu ileri sürülmüştü.

Üst düzey bir İsrailli yetkili, Cohen’in baskı çalışmalarının İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından onaylandığını da savunmuştu.

İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, iddiaların temelsiz olduğu ileri sürülmüştü. Guardian, Bensouda ve Cohen’in yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarmıştı.

Haaretz’in 30 Mayıs’ta yayımladığı haberde, gazetenin Cohen’in baskı ve tehditlerini 2022’de gündeme getirmeye çalıştığı fakat Tel Aviv yönetimi tarafından engellendiği belirtilmişti.

UCM’NİN YAKALAMA KARARI BAŞVURUSU
UCM, İsrail’in Filistin’de yaptıklarının savaş suçu sayılıp sayılmayacağının belirlenmesi için 16 Ocak 2015’te ön inceleme başlatma kararı almıştı. Bunun üzerine Tel Aviv hükümeti, ön incelemenin resmi soruşturmaya dönüşmemesi için UCM’ye baskı uygulamaya başlamıştı.

Ancak Bensouda, 3 Mart 2021’de resmi soruşturma başlatıldığını duyurmuştu. Bu kapsamda Netanyahu dahil birçok üst düzey İsrailli yetkili ve bakan hakkında tutuklama kararı çıkarılmasının önü açılmıştı.

Bu süreçte, Bensouda’nın yerine geçen UCM Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs 2024’te Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı başvurusu yapmıştı.

Buna ek olarak Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları’nın lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da başvuruda bulunulmuştu.

Kimliğinin paylaşılmasını istemeyen bir UCM sözcüsü, Guardian’a açıklamasında, Han’ın Bensouda’nın Cohen’le görüşmelerini inceleyip incelemediğine dair bilgi vermedi. Fakat sözcü, Han’ın Mossad direktörüyle hiç görüşmediğini öne sürmüştü.

UCM sözcüsü, Han’ın da yakalama kararı başvurusunun ardından İsrail’den “baskı gördüğünü ve tehdit aldığını” iddia etmişti.

Independent Türkçe, Guardian, Haaretz, AA