Bugün Kıbrıs

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, Mağusa’da ilahiyat koleji yapımını öngören protokolün Meclis’te görüşüldüğü oturumda konuştu. Protokolün hem hukuken hem de siyaseten sorunlu olduğunu söyleyen Özdenefe, “Yasama yetkisini devrediyorsunuz, egemenliği elinizin tersiyle itiyorsunuz. Bu halka sormadan hiçbir yetkiyi başkasına devredemezsiniz” dedi.

Meclis’in sağlıklı çalıştırılmadığını, hükümetin yasama sürecini istismar ettiğini belirten Özdenefe, protokolü “giderayak verilen bir zarar” olarak nitelendirdi. “Ne acıdır ki, giderayak diyoruz ama bu giderayak hükümet gidene kadar bu topluma hâlâ daha büyük zararlar vermek için elinden geleni ardına koymuyor. Büyük bir umursuzlukla bir şeyler yapmaya çalışıyor ve yaptıklarının tamam sanıyor” dedi.

Hükümetin halkla bağının koptuğunu ve siyasi kutuplaşmayı derinleştirdiğini belirten Özdenefe, “Halkına sırtını dönmüş, halkı duymayan, halkın ihtiyaçlarını bilmeyen bir hükümet var” dedi. Dini hassasiyetler üzerinden toplumu bölmeye çalışan bir anlayışla yönetildiğini savunduğu hükümet için, “Bu toplumda yıllardır huzur içinde yaşayan insanların huzurunu becerip kaçırdınız. Böyle rezalet olamaz!” ifadelerini kullandı.

“KOMİTEYE EĞİTİM BAKANLIĞI’NDAN KİMSE GELMEDİ”
Protokolün görüşüldüğü Meclis Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi’nin toplantısına Eğitim Bakanlığı’ndan kimsenin katılmadığını açıklayan Özdenefe, “Düşünebiliyor musunuz? Bu kadar önemli bir mesele… Bir okul ihtiyacından bahsediliyor ve Ankara’nın buna destek olacağından. Gittik toplantıya, eğitim bakanlığının hiçbir temsilcisi yoktu” dedi.

Toplantının ilk günü eğitim bakanlığı yetkilisinin bulunmaması üzerine oturumun ertelendiğini belirten Özdenefe, “Nazım Bey’in imzası var altında, Eğitim Bakanlığı’ndan biri de gelsin izahatta bulunsun dendi. Bu kadar büyük bir mesele, bilgi alacağız, görüş alacağız, ama gelen yok” diyerek sürecin ciddiyetsizliğine dikkat çekti.

“ANAYASAYA AYKIRILIK ŞÜPHESİNE RAĞMEN SAVCILIK GÖRÜŞÜ ALINMADI”
Meclis İçtüzüğü’ne göre, anayasa şüphesi bulunan yasa tasarılarında savcılıktan görüş alınması gerektiğini hatırlatan Özdenefe, “Biz ilk nazarda bu maddeye baktığımızda belirli maddelerde ciddi şekilde anayasaya aykırılık söz konusu olduğunu söyledik. Ama hiçbir şey yapılmadı” dedi.

Bazı milletvekillerinin “Anayasaya aykırılığı Anayasa Mahkemesi belirler” şeklinde yanıt verdiğini söyleyen Özdenefe, “Meclisin içtüzüğünün 40. maddesi çok açık şekilde emreder ki, anayasa şüphesi varsa ilgili merciden görüş alınmalıdır. Bu da yapılmadı” ifadelerini kullandı.

“BU HÜKÜMETİN HALKLA BAĞI KOPMUŞTUR”
Protokolün siyasi boyutuna da değinen Özdenefe, hükümetin artık halkla istişare kuramayacak durumda olduğunu belirtti. “Nazım Çavuşoğlu, sizin ve hükümetinizin halkla, halkın ihtiyaçlarıyla ve sınırlı kaynakların nasıl kullanılacağıyla ilgili herhangi bir iş yapma kapasiteniz kalmamıştır. Yapamıyorsunuz, tahayyül bile edemiyorsunuz” dedi.

“BU OKULU KAÇ MAĞUSA’LI ÇOCUK İÇİN YAPIYORSUNUZ?”
İlahiyat koleji ihtiyacının verilerle desteklenmediğini belirten Özdenefe, “200 küsur çocuk Mağusa’dan gelir diye bu okulu yapıyorsunuz. Bu çocukların kaçı ilahiyat bölümü için geliyor? Kaçı koleje gidiyor? Bu sorulara yanıt yok. Namık Kemal Lisesi’ni tamir etseniz belki böyle bir ihtiyaç bile kalmazdı” dedi.

Komite toplantısında yetkililerin bu verilere dair hiçbir belge sunamadığını belirtti: “İlk gün temsilciniz gelmedi. İkinci gün gelen temsilcinizin elinde bu konuda herhangi bir çalışma yoktu” ifadelerini kullandı.

“3.3 VE 3.4. MADDELERİYLE YASAMA YETKİSİNİ DEVREDİYORSUNUZ”
Protokolün 3.3 ve 3.4 maddelerine özel olarak dikkat çeken Özdenefe, bu hükümlerle Meclis’in yasama yetkisinin fiilen devredildiğini savundu. “Okulda ilahiyat müfredatı uygulanacağı yazıyor. Hatta ileri gidiyor: Müfredat dışına çıkılırsa okul binası KİSAV’ın kullanımına verilecek, diyor” dedi.

İlahiyat müfredatının içeriğinin bile belli olmadığını ve bu konuda hâlâ istişare yapılacağı yazıldığını belirten Özdenefe, “Nazım Çavuşoğlu istişare yapacak, ömrü yeterse. Kolejde Hala Sultan’daki müfredat uygulanacak, diyor. Gerekirse mevzuat değiştirilecek, istişarede bulunulacak. Demek ki siz bu müfredatın içeriğini bile imza atmadan önce bilmiyordunuz” dedi.

“EGEMENLİK HAKKINI DEVRİ, HALKA SORMADAN YAPILAMAZ”
Anayasa’nın 3. ve 4. maddelerine atıfta bulunan Özdenefe, “Egemenlik halkındır. Yasama yetkisi Meclis’tedir. Yürütme, Anayasa’ya uygun kullanılmalıdır. Siz bu görevlerinizi yerine getiremediğiniz için egemenlik hakkınızı devrediyorsunuz” dedi.

“Egemenlik, devletin sahip olduğu en üst karar alma ve uygulama yetkisidir. Eğitimi, anayasanın 59. maddesi çerçevesinde yerine getirmek zorundasınız” diyen Özdenefe, protokolde Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat ve denetim süreçlerine ortak olduğunu hatırlattı.

“SİZ HALKA SORMADAN EGEMENLİĞİ DEVREDEMEZSİNİZ”
“Eğer egemenlik devretmek istiyorsanız, halkın onayını almak zorundasınız. Referandum yapmadan, halka sormadan böyle bir protokolü imzalayamazsınız. Ben böyle bir referandum hatırlamıyorum” diyen Özdenefe, hükümeti halk iradesine saygı göstermemekle suçladı.

“YAPTIKLARINIZ HİÇBİR ŞEKİLDE KARŞILIKSIZ KALMAYACAK”
“Siz halkın iradesiyle sahip olduğunuz egemenliği bir çırpıda elinizin tersiyle itebileceğinizi sanıyorsunuz. Ama bu kadar kolay değil Nazım Bey” diyen Özdenefe, protokolün hukuka, meşruiyete ve toplumsal ihtiyaçlara aykırı olduğunu savundu.

“Yaptığınız hiçbir şey yanınıza kar kalmayacak. Bu ülkenin Meclisi de, yargısı da, halkı da bu kontrolsüz gidişe pabuç bırakmayacak” diyerek konuşmasını tamamladı.