Bugün Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yenidüzen gazetesi ile gazeteciler Serhat İncirli ve Cenk Mutluyakalı hakkında, dört ayrı köşe yazısı gerekçesiyle “zem ve kadih” iddiasında bulunarak 2 milyon TL ile 5 milyon TL arasında değişen ağırlaştırılmış tazminat talebiyle dava açtı. Dava bugün mahkemede görüşülmeye başlandı.

Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) yaptığı açıklamada, bu girişimin yalnızca basın ve ifade özgürlüğüne değil, aynı zamanda kamuoyunun doğru habere ulaşma hakkına da ağır bir darbe olduğunu belirtti.

“2020 Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve sonrasında, kendisine muhalif olan gazetecilere karşı intikam alma hırsıyla hareket eden Tatar, bir yandan Ankara’ya gazetecileri jurnalleyerek Türkiye’ye girişlerinin yasaklanmasına neden olmuş, diğer yandan da yargıyı baskı aracı olarak kullanma yoluna gitmiştir” denilen açıklamada, Tatar’ın topluma liderlik etme vasfını yitirdiği ve halkına zarar verme pahasına koltuğunu koruma telaşında olduğu vurgulandı.

“BİAT ETTİĞİ REJİMİ ÖRNEK ALIYOR”
Basın-Sen açıklamasında Tatar’ın, gazetecilerin düşüncelerini ifade etmelerini cezalandırmaya yönelik bu girişiminin, ancak anti-demokratik rejimlerde rastlanabilecek bir uygulama olduğunu kaydederek şu ifadelere yer verdi:

“Belli ki Tatar, biat ettiği dikta rejimlerine hayranlık duyuyor ve basını yargı tehdidiyle susturmaktan büyük bir memnuniyet duyuyor. Kıbrıslı Türk toplumunun iradesine ve hassasiyetlerine zerre kadar değer vermeyen Tatar, şimdi de basını hedef almış durumda.”

“GAZETECİLER YALNIZ DEĞİL”
Basın-Sen, bu ve benzeri yargı süreçlerine karşı mücadele kararlılığını da duyurarak gazetecilerin yanında olduklarını belirtti:

“Bu baskılara asla boyun eğmeyeceğiz. Paydaş örgütlerimizle birlikte gazetecilerin yanındayız, faşist dayatmalara karşı kol kola yürümeye devam edeceğiz.”