Bugün Kıbrıs

Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen), son dönemde toplumda artan kutuplaşmaya ve nefret söyleminin yaygınlaşmasına dikkat çekerek, medya kuruluşlarına ve gazetecilere net bir çağrıda bulundu. Açıklamada, bazı çevrelerin kasıtlı olarak yaydığı ayrımcı ve dışlayıcı söylemlerle toplumun bilinçli biçimde bölünmeye çalışıldığına işaret edildi.

“MEDYAYA DÜŞEN SORUMLULUK BÜYÜK”
Basın-Sen, medyanın yalnızca bilgi aktaran bir araç olmadığını, aynı zamanda toplumsal sorumluluk taşıyan bir güç olduğunu vurgulayarak şu uyarıyı yaptı:

“Toplumu kutuplaştıran ve nefreti körükleyen kişi ya da grupların söylemlerine meşruiyet kazandırmayın. ‘Haber değeri’ gerekçesiyle bu söylemleri ekranlara ve manşetlere taşımak, doğrudan bu tehlikeli dili yaygınlaştırmak anlamına gelir.”

Sendika, özellikle televizyon ekranlarında ve sosyal medyada sıkça yer bulan ayrımcı açıklamaların, medya eliyle yeniden üretilmemesi gerektiğini belirtti.

“NEFRET SÖYLEMİNİ GÖRÜNÜR KILMAK BU SUÇA ORTAK OLMAKTIR”
Açıklamada, gazetecilerin kamunun haber alma hakkını gözetirken aynı zamanda şiddete, ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı tavır almak zorunda oldukları hatırlatıldı. Basın-Sen, bu konuda yayıncı kuruluşlara şu ifadelerle seslendi:

“Gazeteciler, kamunun haber alma hakkını gözetirken, aynı zamanda ayrımcılığa, şiddete ve ırkçılığa karşı net bir duruş sergilemek zorundadır. Nefret söylemini görünür kılmak, bu suça ortak olmaktır.”

“GAZETECİLİK HALKIN VİCDANIYLA BULUŞMALI”
Açıklamanın sonunda, medya kuruluşlarının kişisel ya da siyasi çıkarlar uğruna toplumun bir kesimini hedef gösteren dil ve kampanyalara alet olmaması gerektiği vurgulandı:

“Yayın politikalarında dikkatli, ilkeli ve tutarlı bir çizgi izlenmeli; kişisel çıkarlar uğruna toplumu hedef alan nefret diline geçit verilmemelidir.”

Basın Emekçileri Sendikası, bu sorumluluğun farkında olan tüm gazetecilere destek verdiğini belirterek, meslektaşlarını şu sözlerle göreve çağırdı:

“Gazeteciliği kirli politik hesapların değil, halkın vicdanı ve ortak aklı doğrultusunda sürdürmeye çağırıyoruz.”