Birkaç gündür Ekrem İmamoğlu’nun diploması ve geçerliliği hem Türkiye Cumhuriyeti hem de KKTC gündemini meşgul etmektedir.
İddia sahipleri kavramlara dikkat etmeden, ne anlama geldiklerini bilmeden veya anlamları bilerek değiştirerek yazılarını ve taleplerini kaleme alıyorlar ve bir sonucu keşfetmek için değil arzu ettikleri sonuca ulaşmak için çaba göstermektedirler. Aslında bu kavram manipülasyonu Türkiye’de çok uzun yıllardır yapılıyor. Kavramların içi boşaltılıyor, içine kendi işlerine gelen farklı anlamlar yükleniyor ve özellikle de genç beyinler ve konuyla uzaktan ilgilenenler, anlama ve düşünme manipülasyonuna maruz bırakılıyorlar. Örneğin demokrasi kavramına farklı anlam yükleyerek, tek adam rejimlerini veya totaliter rejimleri demokratik olarak pekâlâ gösterebilirsiniz. Bu girişten sonra konuya daha yakından bakalım.

Ekrem İmamoğlu, üniversitenin arşiv kayıtlarına göre 05.09.1988 tarihinde, o zamanki unvanıyla Universty College of Nord Cyprus adıyla, diplomalarının denkliği YÖK tarafından da tanınan Southeastern Üniversty’nin Kıbrıs afiliye kampüsü olarak faaliyet gösteren üniversitenin İngilizce İşletme bölümüne kaydolmuştur. YÖK 6 Kasım 1981 tarihinde kurulmuştur. 1982 yılında yatay geçişe ilişkin esaslar bir yönetmelikle belirlenmiştir. Burada bir parantez açalım:

Hukukta çok az istisna dışında hiçbir kural ve/veya karar geriye yürümez. Her olay gerçekleştiği zamanda mevcut mevzuat çerçevesinde değerlendirilir. O nedenledir ki, işlendiği tarihte suç olmayan bir fiilin, sonradan çıkan kanuna göre suç sayılması halinde, yeni kuralın suç sayma tarihinden önceki fiillere uygulanması mümkün değildir. Bu kavram öncelikle aklımızın bir köşesinde dursun!

Ekrem İmamoğlu, 1990 yılında yatay geçiş için müracaat etmiştir. O halde neye bakacağız? O tarihte geçerli olan kurallara. O tarihte de 1982 yılında belirlenmiş esaslar geçerlidir. Buna göre; aranan şart 100 üzerinden 60 not ortalamasıdır. Aday müracaat eder, not ortalaması tutuyorsa, müracaat ettiği fakülte yönetim kurulu müracaat eden adaylar arasında not ortalaması bakımından sıralama yapar ve geldiği üniversitede aldığı dersler eşdeğerse, bu sıralamaya göre, tespit edilen kontenjanı doldurur. Bunun için kontenjanlar ilan edilir. T.C. İstanbul Üniversitesi’nin açıklamalarından ve YÖK raporundan açıkça anlaşıldığı üzere; T.C. İstanbul Üniversitesi gibi köklü bir üniversite de tüm usul ve esaslara uyarak ilana çıkmış, kontenjanı belirlemiş ve İmamoğlu da bu kontenjana başvurmuştur. Başvurusu yatay geçiş komisyonu tarafından incelenmiş, sıralamaya konulmuş ve İmamoğlu yatay geçişe hak kazanmıştır.

O ZAMANDA YÖK tarafından belirlenmiş başkaca bir usul ve esas yokken ve işlem o zamanda geçerli usul ve esaslara göre yapılmışken, bu işlemde usulsüzlük nerededir? T.C. İstanbul Başsavcılığı hem hukuk hem de tarih karşısında nerede usulsüzlük gördüğünü açıklamak zorundadır!

“Girne Amerikan Üniversitesi o zaman tanınmıyordu.”, “denkliği yoktu.” şeklindeki argümanlar hukuken yanlıştır. Ya bilmeden ya da kasten yanıltmak amacıyla kullanılmaktadır. Nedenini giriş bölümde açıkladım. Kavram kargaşasından uzak durmak gerekir.
“Denklik” kavramıyla “yatay geçiş” kavramı birbirlerinden tamamen farklı kavramlardır. Denklik diplomalarla ilgilidir ve yurtdışından alınan diplomaların bir başka ülkede, meslek icra etmek üzere kullanılabilmesi için o devletin belirlediği makamından verilen eşdeğerlilik iznidir. Somut olaya uygun ifade edersek, denklik, yurtdışından alınan diplomanın Türk yükseköğretim sisteminde hangi akademik alan ve dereceye eş değer olduğunu gösteren belgedir. İmamoğlu olayında denklikten bahsetmek abesle iştigaldir. Ortada alınmış bir diplomanın Türkiye’deki aynı alanda alınan diplomalara eşdeğer olup olmadığı talep edilmemiştir. Henüz diploma alınmadan, yani yurtdışındaki üniversitede öğrenim devam ederken, öğrenimin bir Türk üniversitesine nakledilmesi talep edilmiştir. Buna da “yatay geçiş” denilmektedir.

Yatay geçişin tanımı da basitçe şöyle yapılmaktadır: Yatay geçiş, ilgili yönetmeliklere uygun olarak bir okuldan bir başka okula geçme işidir. Denklikle uzaktan yakından alakası yoktur.

İlgili yönetmelik hangisidir? Yatay geçişin yapılacağı tarihte geçerli olan yönetmeliktir. İmamoğlu olayında ilgili yönetmelik, 1982 yılında belirlenmiş olan esasları belirleyen yönetmeliktir. Örneğin, yatay geçişlerde ÖYS puanı şartı 21 Eylül 2013’te getirilmiştir. Bu yönetmelik İmamoğlu’nun yatay geçişi bakımından TAMAMEN İLGİSİZDİR! Çünkü, biraz evvel de gördük, yeni tarihli bir kural geriye yürümez. Taban puanı şartı 2013-2014 öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. İmamoğlu o tarihte çoktan mezun olmuştu.

Burada sözü edilecek başka kurallar da vardır: idari işlemlerin geriye yürümeyeceği, kazanılmış hak, zamanaşımı gibi. Bunları şimdilik açıklamayalım. O nedenle açıklamaları burada keselim.

Gelelim sonuca:
İmamoğlu’nun 1990 yılında talep ettiği işlem denklik değil, yatay geçiştir. Talep tarihindeki ilgili yönetmelik hükümlerine uyularak yatay geçiş işlemi yapılmıştır. Yatay geçiş sonrası, İmamoğlu 1994 yılında mezun olmuş ve diploması kazanılmış hak olmuştur. Geriye yürüme yasağı olduğu için 2013’teki yeni yatay geçiş şartlarının uygulanması söz konusu bile olamaz. Aldığı diploma hukuken geçerlidir. Bunun dışındaki iddia ve soruşturmalar hukuksal değildir. Hukuksal olmayan bir soruşturmaya hukukçu kimliğimle cevap vermeyeceğim.