Bugün Kıbrıs

Medya Etik Kurulu’ndan cinsel istismar haberlerine ilişkin uyarı: Linç dili değil, hukukun ve çocuğun üstün yararı gözetilmeli!

Bugün Kıbrıs

Medya Etik Kurulu tarafından yapılan açıklamada, cinsel istismar haberleri karşısında toplumun büyük bir öfke ve üzüntü duymasının “insan olmanın gereği” olduğu vurgulandı. Ancak bu duygusal tepkinin “linç histerisine dönüşmeden, hukukun üstünlüğü ve etik sorumluluklar çerçevesinde şekillenmesinin büyük önem taşıdığı” ifade edildi.

Açıklamada, özellikle çocukların maruz kaldığı cinsel istismar gibi son derece hassas konuların medyada ele alınışında, yalnızca habercilik etiğinin değil, insani ve anayasal sorumlulukların da gözetilmesi gerektiği belirtildi. Bu çerçevede, tüm basın mensupları ve yayın organları “temel ilkelere dikkatle uymaya” davet edildi.

“BUGÜN ÇOCUK OLAN MAĞDUR, YARIN BU HABERLERLE KARŞILAŞABİLİR”
Medya Etik Kurulu açıklamasında, bugün çocuk olan mağdurun ileride büyüyerek bu haber içerikleriyle karşılaşabileceğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Yayınlanan haberlerin dili ve içeriği, istismarın travmatik etkisini yeniden üretmemeli, mağdurun hak ve onurunu gözetmelidir.”

Açıklamada, cinsel istismar haberlerinin “mağdurun tekrar mağdur edilmesine neden olacak şekilde değil, toplumu bilinçlendirecek sorumlu bir yaklaşımla ele alınması gerektiği” vurgulandı.

MASUMİYET KARİNESİ HATIRLATILDI
Kurul açıklamasında, hukukun temel ilkelerinden biri olan masumiyet karinesi hatırlatılarak, “herkesin yargı kararıyla suçluluğu sabit olana dek masum sayılması gerektiği” belirtildi. Bu ilkenin medya tarafından ihlal edilmesinin “kesinlikle kabul edilemez olduğu” ifade edildi.

Ayrıca, Anayasa’nın ilgili hükümleri uyarınca çocuğun korunmasının devletin ve medyanın ortak sorumluluğu olduğu vurgulanarak, medyada yapılan her haberin “mağdurun kişisel haklarını ve onurunu koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiği” kaydedildi.

“HEDEF GÖSTEREN VE KKIŞKIRTICI DİLDEN KAÇINILMALI”
Medya Etik Kurulu açıklamasında, suçla mücadelede medyanın kamuoyunu bilgilendirme gibi hayati bir rol üstlendiği ancak bu rolün “hedef gösterici, teşhir edici, kışkırtıcı ve infial yaratıcı bir dile dönüşmemesi gerektiği” ifade edildi. Açıklamada, “linç çağrısı niteliği taşıyan ifadelerin medya etiğiyle bağdaşmadığı” vurgulandı.

Toplumu bilgilendirmekle kışkırtmak arasında “ince bir çizgi bulunduğu” belirtilen açıklamada, bu çizgiye “dikkatle yaklaşılması gerektiği” kaydedildi.

SORUMLU YAYINCILIK ÇAĞRISI
Açıklamanın sonunda, basın mensuplarının ve yayın kuruluşlarının adli olayları aktarırken etik sorumlulukla hareket etmesinin ve mağdur haklarını gözetmesinin elzem olduğu ifade edildi. Medya Etik Kurulu, tüm yazılı, görsel ve dijital basın kuruluşlarını; “anayasal haklar, gazetecilik meslek ilkeleri ve çocuk haklarına ilişkin uluslararası standartlar çerçevesinde yayın politikalarını gözden geçirmeye ve sorumlu yayıncılık anlayışına uygun davranmaya” davet etti.

Exit mobile version