Bugün Kıbrıs
Kıbrıs’ın Rum müzakerecisi Menelaos Menelaou, yıllardır süren çıkmazın ardından BM’nin Güvenlik Konseyi kararlarına yaptığı açık vurgu sayesinde çözüm sürecinin yeniden hareketlenebileceğini söyledi. Kathimerini’den Andreas Kimitris’e konuşan Menelaou, “egemen eşitlik” ısrarının iki ayrı devleti işaret ettiğini, bugün ise odak noktasının siyasi eşitlik olduğunu vurgulayarak, bunun doğrudan federal çözüm çerçevesine geri dönüş anlamına geldiğini belirtti.
Menelaou’ya göre bu ayrım kritik: Egemen eşitlik iki devlet demekti; siyasi eşitlik ise BM kararlarının tarif ettiği iki toplumlu, iki bölgeli federasyonun yani tek egemen devletin temelini oluşturuyor.
“YENİ BİR ZEMİN OLUŞTU”
İki liderin BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Maria Angela Holguin’le gerçekleştirdiği son görüşmeye ilişkin soruları yanıtlayan Menelaou, yeni bir aşamaya girildiğini ifade etti:
“Önceki Kıbrıs Türk liderliğinin iki devlet ısrarı nedeniyle mümkün olmayan bir şey, bugün ilk kez tartışılıyor: Meselelerin özüne inmek.”
Tufan Erhürman’ın çözüm temelini açıkça federasyon olarak ifade edip etmediğine ilişkin soruya ise Menelaou, Türk tarafında “egemen eşitlikten” uzaklaşan bir yönelim gördüklerini, ancak Türkiye’nin niyetleri de dahil olmak üzere hala açıklığa kavuşması gereken önemli hususlar bulunduğunu söyledi.
BM KARARLARININ VURGULANMASI “KRİTİK BİR ADIM”
BM’nin son açıklamasında “siyasi eşitlik” ve Güvenlik Konseyi kararlarına yapılan atfa dikkat çeken Menelaou, “Bu ifade, uzlaşılan çerçeveye dönüş yolunda atılmış ciddi bir adımdır” dedi.
“Egemen eşitlik iki devletti. Siyasi eşitlik ise tek egemenliğe sahip federal devleti işaret eder. Fark burada.”
Rum tarafının iki bölgeli, iki toplumlu federasyon (BBF) temelinin daha net yazılmasını isteyip istemediği sorusuna Menelaou, “Tutumumuz açık ve şartsızdır: Çözüm zemini BBF’dir. İfadenin tam bu şekilde yer almamış olmasının gerekçeleri bize açıklandı” diye yanıt verdi.
“CRANS-MONTANA’DAN DEVAM EDİLMESİ GEREKİR”
Menelaou, Rum tarafının müzakerelerin Crans-Montana’da kaldığı yerden devam etmesi gerektiği konusundaki net tutumunu yineledi:
“Crans-Montana müktesebatı, yani çözümün üzerinde uzlaşılan zemini, tüm yakınlaşmaları ve Genel Sekreter’in altı maddesini korumalıyız.”
Türk tarafının da kamuoyunda yakınlaşmaların korunmasına vurgu yaptığını belirtti.
SİYASİ EŞİTLİĞİN ANLAMI
Menelaou, siyasi eşitliğin “sayısal eşitlik” değil, federal devletin tüm karar alma mekanizmalarında iki toplumun “etkin katılımı” olduğunu vurguladı.
“Bu, yürütme, yasama, yargı, karar alma yöntemleri, temsil ve çıkmaz çözüm mekanizmalarında zaten Crans-Montana’ya kadar tanımlandı. Yakınlaşmalar teyit edildiğinde siyasi eşitlik konusunda temel bir açık nokta kalmıyor.”
Dönüşümlü başkanlık konusunun da bu bağlamda ele alınması gerektiğini belirten Menelaou, “Bu konu Türk tarafı için ne kadar önemliyse, bizim için de hayati diğer başlıklar var. Bunlar bütüncül ele alınmalıdır: Yönetişim, toprak, mülkiyet, garantiler, askerler, AB hukuku” dedi.
ZAMANLAMALAR VE BEKLENTİLER
BM Genel Sekreteri’nin yeni bir genişletilmiş konferans toplaması için yıl bitmeden karar alınması gerektiğini belirten Menelaou, “Aralık ayının ikinci yarısına girdik, zaman daralıyor. Sadece tarih belirlemek değil, olumlu sonuç verecek bir toplantı koşullarını oluşturmak önemli” diye konuştu.
Keskin takvimlerin geçmişte işe yaramadığını söyleyen Menelaou, “Önemli olan güçlü temellerdir; daha evlilik yapılmadan boşanma hükümleri konuşmak değil” ifadelerini kullandı.
GÜVEN YARATICI ÖNLEMLER VE ULUSLARARASI ROL
Ek geçiş kapıları konusunda ilerleme olsa da güzergâh anlaşmazlıkları nedeniyle henüz sonuç çıkmadığını belirtti; özellikle Athienou–Pyroi–Aglantzia hattının sorunlu olduğunu söyledi.
AB’nin rolüne özel vurgu yapan Menelaou, bir çözümün AB hukuku ile uyumlu olmasının zorunluluğuna dikkat çekti ve bir sonraki konferansta AB’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn’ın mutlaka bulunması gerektiğini söyledi:
“Tutumumuz nettir. Orada olmalıdır.”
