Bugün Kıbrıs

Kanatlı: “Dün yapılan operasyon doğrudan Başbakan Ünal Üstel’in sorumlu olduğu işlere yapıldı”

Bugün Kıbrıs

Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada dün yaşananların “tam anlaşılmadığını” belirterek, müsteşarın görev ve konum itibarıyla Başbakanlıktaki Ünal Üstel’in en yakınındaki kişi olduğunu ifade eden bir değerlendirme yaptı. Kanatlı, “Başbakan müsteşarı siyasi atamadır, başbakanın sağ koludur, güvendiği kişidir, başbakan adına onun işlerini görür… Odası da başbakanın odasının dibindedir” diyerek müsteşarlık makamının konumunu hatırlattı.

Kanatlı, tüm bu yakınlığa rağmen olayın “münferitmiş” gibi gösterilmesine karşı çıktığı açıklamasında, “Dün BAŞBAKAN’ın birinci adamı gözaltına alındı, BAŞBAKANLIK binasındaki odası arandı ve bunun münferit bir olay sayıp, başbakanının da karıştığı işlerden haberinin olmadığına inanıp, ‘hade temiz eller operasyonu yapıyoruz, kirli bürokratları değiştiriyoruz’ denmesine göz yumacağız…” ifadelerini kullandı.

“OPERASYON BİZZAT ÜNAL ÜSTEL’E YAPILDI”
Kanatlı, açıklamasında müsteşarlık makamının anlam ve tarihsel kökenine de yer verdi. “Müsteşar, bir bakanlıkta bakandan sonra en yüksek rütbeli kamu yöneticisidir. Arapçada kelime anlamı ‘kendisinden bilgi alınan, kendisine danışılan kimse’ demektir ve görevin adı da buradan gelmektedir” ifadelerini paylaştı.

Bu tanıma dayanarak operasyonun doğrudan müsteşara değil, Ünal Üstel’in sorumluluğundaki işlere yönelik olduğunu vurgulayan Kanatlı, “Yani Türkçe çevirisi ile polis dün müsteşar falan operasyonu yapmadı, direk olarak Ünal Üstel’in sorumlu olduğu işlerde yapılan yolsuzluklara, usülsüzlüklere operasyon yaptı yani operasyon bizzat Ünal Üstel’e yapıldı, bunun tanımını doğru yapmak gerek yoksa ‘kirli bürokratları değiştiriyoruz, temiz idare kuracağız’ lafazanlıkları zemin kazanır…” dedi.

“BU YAŞANAN ÜLEŞİM KRİZİDİR”
Kanatlı, Kıbrıs’ın kuzeyindeki devlet yapısına ilişkin değerlendirmelerinin de altını çizdi. “Ve gene söyleyelim kktc üleşme üzerine kuruldu, sonsuza kadar yaşatacağız dendiğinde söylenen devlet değil üleşmedir… Bu yaşanan da üleşim krizidir…” ifadelerini kullanarak yaşananların sistemsel bir çöküşün işaretleri olduğunu söyledi.

Exit mobile version