Bugün Kıbrıs

Aslı Murat: “Cahitoğlu’nun tabancası nerede?”

Bugün Kıbrıs

Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu hakkındaki suçlamaların yalnızca ceza soruşturmasının konusu olmadığını, devlet yönetimindeki kurumsal çöküşün en somut göstergesi olduğunu ifade etti. Murat, “Başbakanlık Müsteşarı hakkında ortaya çıkan ağır suç isnatları, hükümet döneminde bir süredir gözlenen kurumsal çöküşün en somut göstergesidir. Her ne kadar iddia aşamasında olsak da, devlet yönetimi söz konusu olduğunda bu tür vakalar ‘bekleyelim görelim’ rahatlığıyla karşılanamaz” dedi. Açıklaması boyunca denetim ve gözetim mekanizmalarının işletilmediğine dikkat çeken Murat, Sayıştay raporlarında yer alan bulguların altını çizdi.

SİYASİ SORUMLULUK VE SEÇİME GİDİLMESİ ÇAĞRISI
Açıklamasında yürütme organının sorumluluklarını yerine getirmediğini belirten Murat, bunun yalnızca yargısal süreçlerle çözülemeyeceğini vurguladı. “Sayıştay raporlarında ortaya konan usulsüzlükler, ihalelerdeki yapısal çürümüşlük ve MİK Başkanı hakkında yürütülen cezai süreç, yürütmenin denetim ve gözetim yükümlülüklerini yerine getirmediğini açıkça göstermektedir. Bu tablo, sadece yargısal süreçlerle değil, siyasi sorumluluk mekanizmasıyla da ele alınmalıdır” ifadelerini kullandı.

Demokratik işleyişe işaret eden Murat, “Demokratik sistemlerde siyasi sorumluluğun hesabı seçimle verilir. Bu nedenle hükümet edenlerin hiçbiri bu yükümlülüğün dışında değildir. Topluma yeniden sözün iade edilmesi, yönetimdeki tahribatın giderilmesinin ön koşuludur” diyerek erken seçim çağrısını açık şekilde dile getirdi.

KAMU GÜVENLİĞİ SORUSU: KAYIP TABANCA NEREDE?
Murat, Cahitoğlu’nun evinde bulunan şarjör ve mermilere ilişkin kritik bir güvenlik sorusu da yöneltti. “Müsteşarın evinde bulunan şarjör ve mermilerin ait olduğu tabanca nerededir? Silahın parçalarının bulunup kendisinden söz edilmemesi, kayıt dışı silahlanmanın arttığı bir dönemde ciddi bir güvenlik zafiyetine işaret etmektedir” ifadeleriyle, kamu güvenliği bakımından yaratılan riskin altını çizdi.

Açıklama, Kıbrıslı Türklerin yönetimde hesap verebilirlik, denetim ve güvenlik taleplerinin daha da görünür hâle geldiği bir dönemde yapıldı.

Exit mobile version