Bugün Kıbrıs

Aslı Murat: “Operasyon görüntüleri hukuk devletinden çok aksiyon filmi sahnelerini andırıyor”

Bugün Kıbrıs

Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Aslı Murat, Kıbrıs’ın kuzeyinde dün gece birçok bölgede gerçekleştirilen “huzur operasyonları”na ilişkin sosyal medya üzerinden yazılı bir açıklama yaparak görüntülerin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını belirtti. Murat, açıklamasında operasyon sırasında insanların duvarlara dizilerek üst aramasına tabi tutulması, yüzlerinin ifşa edilmesi ve bu görüntülerin medya tarafından açık şekilde yayımlanmasının ciddi hak ihlalleri barındırdığını vurguladı.

Murat açıklamasına, “Trafik suçu denetimi, üst araması, kimlik kontrolü ve genel asayiş taraması yapılması elbette kamu güvenliği kapsamında devletin görevlerinden biridir. Ancak bu görev yerine getirilirken ortaya çıkan görüntüler, bir güvenlik politikasından çok aksiyon filmi sahnelerini andırıyor” sözleriyle başladı.

“TEŞHİR VE İFŞA MEŞRU KILINAMAZ”
Murat, insanların yüzleri açık biçimde teşhir edilmesinin ağır bir hak ihlali olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İnsanlar duvarlara dizilerek üst araması yapılırken yüzlerinin ifşa edilmesi, medyada kimliklerinin görünür kılınması ve operasyonun bir gösteriye dönüştürülmesi; hukuk devleti, insan hak ve özgürlükleri açısından ciddi sorunlar barındırmaktadır.”

Açıklamada, hukuk devletinin temel ilkeleri başlıklar halinde hatırlatıldı:

• “Masumiyet karinesi: Kişi, mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edilemez.”
• “Mahremiyet hakkı: Üst araması yapılıyor olması kişinin teşhir edilmesini meşru kılmaz.”
• “Ölçülülük ilkesi: Kamu gücünün kullanımı, amaca uygun, zorunlu ve orantılı olmalıdır.”
• “Kişi güvenliği ve haysiyeti: Anayasa’nın en temel koruma çerçevesi altındadır.”

“ARTAN SUÇ KAYGISINI GİDERMEK İÇİN HAK İHLALİ YAPILAMAZ”
Murat, toplumdaki güvensizlik hissinin farkında olduğunu belirterek, “Artan suç oranları, toplumda haklı bir kaygı yaratıyor. İnsanlar kendilerini güvende hissetmiyor; kimse ülkenin bir ‘sorma gir hanı’ olmasını, tetikçilerin kolaylıkla giriş yapmasını, trafikte ölüm ve yaralanmaların sürmesini kabullenmiyor. Ama suçla mücadele etmek, temel hakları çiğneme serbestisi vermez” dedi.

Operasyonların insan haklarını gözetmeyen biçimde yürütülmesinin güvenliği artırmayacağını vurgulayan Murat, açıklamasını şu tespitlerle sürdürdü:

“Toplumsal kaygıyı gidermek adına ölçüsüz güç kullanmak, ihlal niteliğindeki görüntüleri servis etmek, insanların mahremiyetini yok saymak hukuk devletiyle bağdaşmaz; güvenliği güçlendirmez, tam tersine güvene olan inancı zedeler.”

“KAMU DÜZENİNİN ADI ZORBALIK OLMAMALIDIR”

Güvenlik politikalarının hak ve özgürlükleri gözeten, şeffaf ve denetlenebilir bir zeminde oluşturulması gerektiğini belirten Murat, “Güvenlik politikaları, ancak hak ve özgürlükleri gözeten, keyfiliğe kapı aralamayan, şeffaf ve denetlenebilir bir zeminde oluşturulduğunda gerçek anlamda güvenlik sağlar” dedi.
Açıklamasını çarpıcı bir uyarıyla sonlandırdı:

“Ülke için yararlı olduğunu iddia ettiğiniz adımlarda bile terazinin dengesini tutturamıyorsunuz. Kamu düzenini sağlamak zorunludur, evet; ama bu düzenin adı ‘zorbalık’ olmamalıdır.”

Murat, temel talebi net bir cümleyle ifade etti:
“Biz hem güvenli bir toplum istiyoruz, hem de temel haklarımızın keyfi şekilde ihlal edilmediği bir düzen. Bunların birbirine alternatif değil, birbirinin tamamlayıcısı olduğunu hatırlatmak zorundayız.”

Exit mobile version