Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, genç bir kadının silahla vurularak hayatını kaybetmesine ilişkin ilk açıklamada olayın intihar yönünde değerlendirildiğinin belirtilmesini hatırlatarak, kadın hakları savunucularının bu açıklamaya yönelik şüphelerinin geçmiş deneyimler nedeniyle haklılık taşıdığını söyledi. Esendağlı, olay intihar olsa dahi soruşturmanın aile içi şiddet olasılığı dahil tüm yönleriyle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
“İNTİHAR OLSA DAHİ AİLE İÇİ ŞİDDET OLASILIĞI SORUŞTURULMADAN ADALET SAĞLANAMAZ”
Esendağlı, açıklamasında olayın intihar olarak değerlendirilmesi halinde bile sürecin kapatılamayacağını belirterek, şu ifadeyi kullandı:
“Olay intihar olsa dahi; bunun sebepleri, özellikle aile içi şiddet olgusu olasılığı soruşturulmadan adli süreç tamamlanmamalıdır.”
Kadın hakları örgütlerinin şüphelerini geçmiş örneklere ve yaşanan deneyimlere dayandırdığını aktaran Esendağlı, bu kuşkuların son derece haklı görülebileceğini dile getirdi.
“KKTC ADLİ MAKAMLARININ TSK MENSUPLARI ÜZERİNDE CEZAİ YARGILAMA YETKİSİ YOKTUR”
Açıklamasında en kritik noktayı vurgulayan Esendağlı, KKTC adli makamlarının ve mahkemelerinin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensupları üzerinde cezai yargılama yetkisi bulunmadığını hatırlattı. Esendağlı bu durumu şu sözlerle ifade etti:
“KKTC adli makamlarının ve mahkemelerinin TSK mensupları üzerinde cezai yargılama yetkisi bulunmamaktadır. Yani ne yazık ki KKTC polisi istese dahi bu konuda ileri bir işlem yapma şansı bulunmamaktadır.”
Bu çerçevede mevcut yetki sınırlarının, soruşturmanın ülke içindeki otoriteler tarafından derinlemesine yürütülmesini engellediğine dikkat çekti.
“SORUŞTURMANIN TC ADLİ MAKAMLARINCA SÜRDÜRÜLMESİ DAHA GERÇEKÇİ GÖRÜNMEKTEDİR”
Bu yetki eksikliği nedeniyle gerçeğin ortaya çıkarılması için en uygun yolun Türkiye Cumhuriyeti adli makamları üzerinden ilerlemek olduğunu belirten Esendağlı, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Bu sebeple konunun takibinin TC adli makamları üzerinden sürdürülmesi şansız kadının ölümünün açıklığa kavuşturulması açısından daha gerçekçi görünmektedir.”
Esendağlı, kamuoyundaki hassasiyete ve kadın örgütlerinin takip rolüne dikkat çekerek, adaletin sağlanması için soruşturmanın kapsamlı ve doğru merciler tarafından yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
