Bugün Kıbrıs
CTP Milletvekili Sami Özuslu, Meclis’te tartışılan ikinci ilahiyat koleji protokolünü sert sözlerle eleştirdi. Özuslu, 19 Ekim seçim sonuçlarının halkın hükümete ‘git’ mesajı olduğunu vurgulayarak, “Bu halk sizinle yol yürümek istemediğini açıkça ortaya koydu, ama siz hâlâ halkın yakasından düşmüyorsunuz” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda söz alan Özuslu, hükümeti toplum mühendisliğiyle suçladı ve ülkenin gerçek sorunlarından uzaklaşılarak halkın değer yargılarına aykırı bir ideolojik dayatma süreci işletildiğini savundu. Seçim sonuçlarının halkın hükümete açıkça “artık sizi istemiyoruz” dediğini belirten Özuslu, buna rağmen erken seçim çağrılarının duyulmadığını, hükümetin halkın iradesini yok sayarak ısrarla görevde kalmaya çalıştığını kaydetti.
“EĞER YOLLARINIZ YOL OLSAYDI, OKULLARINIZ OKUL OLSAYDI…”
Konuşmasında Hala Sultan İlahiyat Koleji üzerinden yürütülen protokolü “leğen örtüsü” benzetmesiyle eleştiren Özuslu, ülkenin öncelikli ihtiyaçlarının sağlık, eğitim ve altyapı olduğunu vurguladı. Bu alanlarda yaşanan eksiklikler giderilmeden “yeni ilahiyat kolejleri” gündeme getirmenin toplumun asıl ihtiyaçlarını görmezden gelmek anlamına geldiğini söyledi:
“Yollarınız yol olsaydı, her yıl elli insanımız trafik kazalarında hayatını kaybetmeseydi, konteyner sınıflarda eğitim verilmeseydi, 15 Kasım’da açılacağı söylenen ama hâlâ bitmeyen hastanelerimiz olmasaydı, o zaman anlayacaktık ki artık sıra ‘leğen örtüsüne’ geldi. Ama öyle değil.”
Özuslu, ülkede yoksulluğun ve çaresizliğin giderek arttığını, halkın sağlık hizmetlerine ve ilaca erişemediğini, çocukların aç okula gittiğini, gençlerin spor altyapısına erişemediğini ve yaşlılara dönük bakım hizmetlerinin yetersiz kaldığını ifade etti. “Bu kadar sorun varken siz kalkıp halkın sırtına bir de ideolojik protokol dayatıyorsunuz” dedi.
“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI SADECE ARSA VE YOL VERİYOR”
Konuşmasında protokolün içeriğine de detaylı biçimde değinen Özuslu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimden tamamen el çektiğini ve sadece arsa temini, yol, kanalizasyon ve altyapı gibi işlere sıkıştırıldığını belirtti. Buna karşın müfredat, yönetim ve denetim gibi temel alanlarda yetkinin Türkiye’ye devredildiğini savundu:
“Bu protokolle Eğitim Bakanlığı, sadece yolları açıyor, kanalizasyonu bağlıyor. Eğitimden elini yıkayıp çekiliyor. Peki o zaman bu bakanlığın ne anlamı kaldı? Eğitimle ilgili hiçbir yetkiniz kalmamışsa neden o koltuktasınız?”
Özuslu, protokolde açıkça KKTC’de Hala Sultan’da uygulanan müfredatın yeni kolejde de uygulanacağının yazıldığını, gerekirse mevzuat değişikliği yapılacağına dair ifadelerin yer aldığını belirtti. Bu ifadelerin, eğitimde egemenlik devri anlamına geldiğini ve ciddi sakıncalar taşıdığını söyledi.
“NE ÖĞRETMENE, NE VELİYE, NE BÜROKRATA DANIŞTINIZ!”
Hükümetin hiçbir ihtiyaç analizi yapmadan, ilgili paydaşlara danışmadan protokol imzaladığını belirten Özuslu, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’na şu sözlerle yüklendi:
“Eğer siz bu ülkenin öğretmenine, müdürüne, müsteşarına, velisine sordunuz ve onlardan ‘ilahiyat koleji şarttır’ gibi bir geri bildirim aldıysanız, ben adımı değiştireceğim! Bize danışmadığınız gibi kendi bürokratlarınıza da sormadınız. Bu kadar keyfi davranamazsınız.”
Özuslu, Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Yarın hep birlikte okulları gezelim. Öğretmenleri, müdürleri, velileri dinleyelim. Bu ülkenin gerçekten böyle bir okula ihtiyacı olup olmadığını birlikte görelim” dedi.
“3 PARTİ YÜZDE 35 OY TOPLANDINIZ, HALA GİTMİYORSUNUZ”
19 Ekim’de yapılan seçim sonuçlarına dikkat çeken Özuslu, hükümetin üç parti birleşerek ancak yüzde 35 oy alabildiğini hatırlattı. “Halk size git dedi, siz hâlâ inatla kalmaya çalışıyorsunuz. Bu halk sizi istemiyor, bunu anlayın” dedi.
Özuslu, hükümetin demokratik meşruiyetini kaybettiğini ve halkın iradesini yok sayarak geleceğe dönük büyük projeler yapmaya kalkmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Fiber protokolünü de hatırlatarak, artık bu hükümetin uzun vadeli kararlar almaya yetkisinin kalmadığını vurguladı.
“LAİKLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAKTAN VAZGEÇİN”
Son olarak, “Atatürkçüyüm, laikim” diyen vekillere de çağrıda bulunan Özuslu, bu protokole sessiz kalmanın, Mustafa Kemal’in fikirlerine ihanet anlamına geldiğini söyledi. Vekillerin protokole açıkça karşı çıkmaları gerektiğini belirtti:
“Mustafa Kemal oradan sizin tarafa fena fena bakıyor. Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun. Halk sizden bunu bekliyor.”
