Bugün Kıbrıs

Maviş: “Kayıplar konusu siyasi malzeme değil, Kıbrıslıların ortak vicdanıdır”

Bugün Kıbrıs

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilen ‘kayıp şahıslar’ konulu kararın insani bir meseleyi siyasetin malzemesi haline getirdiğini belirterek, tek taraflı yaklaşımın hem tarihsel gerçeklere hem de ortak insanlık değerlerine zarar verdiğini söyledi.
Maviş, “Bu trajedi kimsenin tekelinde değildir; kayıplar hepimizin ortak acısıdır. Kayıpların anısı siyasi hesaplarla değil, insanlık onuruyla yaşatılmalıdır.” dedi.

“AVRUPA PARLAMENTOSU KARARI TARİHSEL GERÇEKLERE AYKIRI”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, Avrupa Parlamentosu’nda 22–24 Ekim 2025 tarihlerinde kabul edilen ve DİSY milletvekili Michalis Hadjipantela tarafından gündeme getirilen “kayıp şahıslar” konulu kararın, insani bir meseleyi siyasallaştırdığını ifade etti.
“Avrupa Parlamentosu’nda alınan bu karar, 1974 yılında kaybolanlara ve mağdurlara yönelik bir anıtın Parlamento binasında inşa edilmesini öngörmektedir. Ancak bu tek taraflı yaklaşım hem tarihsel gerçeklere hem de ortak insanlık değerlerine zarar vermektedir.” diyen Maviş, kararın Kıbrıslı Türk kayıpları yok saydığını vurguladı.

“KAYIPLAR MESELESİ 1974’TE BAŞLAMADI”
Maviş, kayıplar konusunun yalnızca 1974’e indirgenemeyeceğini belirterek, “Kayıplar meselesi 1950’li ve 1960’lı yıllardan itibaren bu adanın kanayan yarasıdır. 1963–64 olaylarında yüzlerce Kıbrıslı Türk, 1974’te ise çok sayıda Kıbrıslı Rum kaybolmuştur. Bu trajedi, kimsenin tekelinde değildir. Hepimizin ortak acısıdır.” dedi.

Birleşmiş Milletler gözetiminde 1981 yılında kurulan Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (CMP) bugüne kadar 492 Kıbrıslı Türk ve 1.510 Kıbrıslı Rum kaybın akıbetini araştırdığını belirten Maviş, “Komite’de iki toplumdan uzmanlar, insanlık onuru için yıllardır omuz omuza çalışmaktadır. Bu insani çabayı gölgeleyen her siyasi girişim, hem mağdur ailelere hem de barış umuduna zarar verir.” ifadelerini kullandı.

“BRÜKSEL’DEKİ TEMSİLCİLİKLER SESSİZ KALDI”
Maviş, KKTC bütçesinden ciddi kaynak ayrılan dış temsilciliklerin, özellikle Brüksel’deki misyonların bu tür gelişmeleri yakından izleyip iki yönlü doğru bilgi akışı sağlaması gerektiğini söyledi, “Avrupa Parlamentosu’nda doğrudan bizi ilgilendiren bir karar alınırken sessiz kalınması ciddi bir temsil zafiyetidir. Eğer bu kurumlar görevlerini yerine getiremiyorsa, bunun siyasi ve kurumsal sorumluluğu açıkça sorgulanmalıdır” dedi.

“TATAR DÖNEMİNDE MÜZAKERELER DURDU, GÖRÜNÜRLÜĞÜMÜZ ZAYIFLADI”
KTÖS Genel Sekreteri Maviş, son yıllarda Ersin Tatar döneminde tamamen duran müzakerelerin, işlevsiz hale getirilen iki toplumlu teknik komitelerin ve koparılan iletişim kanallarının Kıbrıslı Türklerin uluslararası görünürlüğünü zayıflattığını vurguladı.
Maviş, “Avrupa Parlamentosu’ndaki bu karar, bu kopukluğun bedelini açık biçimde göstermektedir. Avrupa Birliği’nin Kıbrıs konusunda özel temsilci atama girişimlerine karşı çıkan anlayış da bu görünmezliği derinleştirmiştir. Diyalogdan kaçan, Brüksel’den uzak duran bir siyaset, Kıbrıslı Türklerin sesini kısmaktan başka bir işe yaramamaktadır.” dedi.

“KAYIPLARIN ANISI İNSANLIK ONURUYLA YAŞATILMALI”
Burak Maviş, kayıplar gibi insani meselelerin hamasetle veya milliyetçi duygularla çözülemeyeceğini, siyasilerin bu konularda bir değil, bin kere düşünmesi gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:

“Kayıp yakınlarının acısı üzerinden siyaset üretmek, yaraları onarmak yerine derinleştirir. Kayıpların anısı, siyasi hesaplarla değil, insanlık onuruyla yaşatılmalıdır. Eğer bir anıt yapılacaksa, bu yalnızca sembolik olmamalıdır. Böylesi anıtlar, öncelikle kendi adamızda, her iki toplumda da görünür, ulaşılabilir ve kapsayıcı biçimde inşa edilmelidir. Amaç ayrışmayı değil, her iki toplumun kayıplarına ve yakınlarının ortak acısına saygıyı öne çıkarmak olmalıdır.”

Exit mobile version