Bugün Kıbrıs
ANKARA’NIN GÖLGESİNDE SEÇİM
19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren emekli Türk diplomat Mehmet Ratip, Foreign Policy dergisindeki analizinde seçimlerin “demokrasinin değil, Ankara’nın gücünün testi” olacağını yazdı. Ratip’e göre, Kıbrıslı Türkler iki farklı vizyon arasında tercih yapacak: Türkiye hükümetinin otoriter çizgisine tam uyum vaat eden Ersin Tatar ve Ankara ile sağlıklı, eşit ve karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki kurmayı hedefleyen Tufan Erhürman.
“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM” MASKESİ
Ratip, Tatar’ın politikalarının “iki devletli çözüm” söylemiyle süslenmiş bir bağımlılık ilişkisi yarattığını belirtiyor. Birleşmiş Milletler’in hala “iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” modelini geçerli saydığını hatırlatan diplomat, hiçbir ülkenin KKTC’yi tanımaya niyetli olmadığını vurguluyor: “Tatar’ın çizgisi, en iyi ihtimalle statükoyu kalıcılaştırıyor; en kötü ihtimalle KKTC’yi Türkiye’nin fiili bir eyaletine dönüştürüyor.”
ERHÜRMAN DENGE UMUDU
Ratip’e göre Cumhuriyetçi Türk Partisi lideri Tufan Erhürman, hala Ankara’nın revizyonist çizgisinin dizginlenebileceğine inananlara umut verse de, seçimlerin özgür ve adil geçmesi halinde bile Kıbrıslı Türkler Ankara’nın kararlarında söz sahibi olamayacak. Çünkü Erdoğan’ın Türkiye’sinde kararlar, Ankara’daki dar bir çevre tarafından, halktan ve Kıbrıslı Türklerin iradesinden uzak biçimde alınıyor.
ERDOĞAN İÇİN STATÜKO EN GÜVENLİ SEÇENEK
Ratip’in analizinde en çarpıcı bölüm, Türkiye’nin askeri ve stratejik çıkarlarına ilişkin tespitler: “Kıbrıs’ın kuzeyi artık Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ileri karakolu.”
Geçitkale Havaalanı’nın insansız hava araçları üssüne dönüştürülmesi, Türkiye kökenli şirketlerin kamu ihalelerini domine etmesi ve vatandaşlık verilen on binlerce kişiyle değişen demografi, KKTC’yi “Türkiye’nin batmaz İHA gemisine” dönüştürüyor.