Bugün Kıbrıs
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Güner Ersen, Ada TV’de Nupelda Karabuğday’ın sunduğu “Günaydın Ada” programına konuk oldu.
Ersen, mevcut statükonun seçim kazanmak için “tarihi geçmiş yöntemlere” başvurduğunu belirterek, Kıbrıs Türk toplumunun yeniden özne olması için 19 Ekim’de değişimin şart olduğunu söyledi.
“50 YILLIK VATANDAŞLARI ÖTEKİLEŞTİRME POLİTİKASI SEÇMENE İŞLEMEZ”
Ersen, statükonun çaresizlik içinde bölücü bir dil kullandığını savunarak, Avrupa Birliği vatandaşlığı kesinleşmiş Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlarına yönelik söylemleri eleştirdi.
“50 yıldır bu topraklarda yaşayan vatandaşları ‘Türkiyeli’ diyerek ötekileştirmek, artık seçmene işlemiyor” diyen Ersen, “Kıbrıslı Türk toplumu dediğimizde bu tabirin kimleri kapsadığını herkes çok iyi biliyor” ifadelerini kullandı.
“TATAR’IN POLİTİKASI GÜVENSİZLİĞİ AÇIKLAYAMADI”
Kıbrıs sorunundaki tıkanmayı değerlendiren Ersen, Mustafa Akıncı döneminde Türkiye ile istişare içinde yürütülen müzakerelerin başarıyla ilerlediğini, ancak Rum lider Anastasiadis’in masadan kalkmasının güven krizine yol açtığını söyledi.
Türkiye’nin bu güvensizlik sonrası politika değişikliğine gitmesinin anlaşılabilir olduğunu belirten Ersen, “Ancak Tatar bu stratejiyi yönetemedi, kamuoyuna açıklayamadı” dedi.
Ersen, Türkiye’nin son dönemdeki Mısır, Suriye ve Kürt açılımlarına dikkat çekerek, “Türkiye, Kıbrıs Türk halkının geleceğini tehlikeye atacak şekilde iki devletlilikte ısrarcı olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇARE DİYALOG VE TUFAN ERHÜRMAN”
Kıbrıs Türk toplumunun yeniden özne olabilmesi için halkın haklarını ciddiyetle savunacak bir Cumhurbaşkanına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ersen, “Kaybedecek beş yılımız daha yok. Çare diyalogdur” dedi.
Rum tarafı, Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık ve BM ile müzakere masasına dönülmesi gerektiğini söyleyen Ersen, “Beş yıldır uygulanan politika Rum tarafına alan açtı, Hristodulidis kendini dünyaya ‘çözüm isteyen taraf’ olarak tanıtabildi” ifadelerini kullandı.
Ersen, seçime katılım çağrısında bulunarak, oy vermeyen her vatandaşın yönetim hakkını statükoya bıraktığını söyledi ve şu sözlerle noktaladı:
“Çocuklarımızın geleceği için, aklımızla dalga geçilen bu temsiliyetten kurtulmak zorundayız. Biz TDP olarak tüm travmalarımıza rağmen Pazar günü oyumuzu Tufan Erhürman’a veriyoruz.”