İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar, SEGBİS aracılığıyla mahkemeye ifade verdi. Mahkeme, davanın duruşmasını 9 Şubat 2026’ya erteledi.
Başkent Ankara’da 24 Ocak 1993’te evinin önünde düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybeden Uğur Mumcu ile Ankara Barosu eski Başkanı Muammer Aksoy, akademisyen Bahriye Üçok ve siyasetçi Ahmet Taner Kışlalı’nın ölümünün de aralarında bulunduğu 22 faili meçhul cinayeti kapsayan davanın 13’üncü duruşması, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kamuoyunda “Umut Davası” olarak adlandırılan davada ifade vermesi için eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’a tebligat yapılmıştı. Ağar, bugün SEGBİS aracılığıyla İstanbul’dan mahkeme salonuna bağlanarak ifade verdi.
1996’da Güldal Mumcu ile arasında geçtiği iddia edilen ‘duvar’ diyaloğuna ilişkin bir soru üzerine Ağar, “Bu konu soruldu. Bu konu tamamıyla yanlış anlaşıldı. Ölümünden ben de üzüntü duydum. Kendisi mülkiyeden sınıf arkadaşımdır. Zaman zaman evine gidip gelirdim, fikir alışverişinde bulunurduk. Ben o dönem kendisine koruma ekibini de görevlendirdim. Ülkenin tam bağımsızlığı, her türlü teröre karşı olmak ve hukuk devleti konularında hemfikirdik. ‘Duvar’ sözünü ben söylemedim. Keşke bunu ucundan yakalasaydık. Ardından Bahri Üçok, Muammer Aksoy cinayetleri çözülürdü.” dedi.
Ağar, “Sizi devlet içinden tehdit eden oldu mu?” sorusu üzerine, “Ben neden korkayım. Duvar da tuğla da çekerim, kimseden korkmam. O dönemin sıkıntısı yoğun terörle mücadeleydi. Bu olayla ilgili zaten devletin devamlılığı esastır. Bu cinayetin çözülmesini her polis ister” dedi. Ağar, “Devlet mekanizmasında engellemeye şahit oldunuz mu?” sorusuna ise “Asla öyle bir şey söz konusu değil; hatta çözülmesi için çaba sarf edildi.” cevabını verdi.
Eski bir Hava Kuvvetleri mensubunun ‘Mossad’ın işidir’ sözüne ilişkin sorulan soruya Ağar, “Somut bir delil olmadan değerlendirme yapmak olmaz; aksi durumda devleti sıkıntıya sokarız” dedi. Ağar, “O dönem elinize istihbari bilgi geçti mi?” sorusuna da “Biz Meclis komisyonunda da söyledik. O dönemde, alt rütbelerdeyken biz terörün arkasında Sovyet Rusya’nın olduğunu düşünüyorduk; sonradan Batılıların arkasında olduğunu fark ettik. Yaptığımız işlerin devlet kayıtları vardır. Gladyo diye bir şeyin bizimle alakası yoktur. Bunlar hayali meselelerdir.” dedi.
Mahkeme heyeti, kamuoyunda “Umut Davası” olarak adlandırılan davanın duruşmasını 9 Şubat 2026’ya erteledi.