Gazeteci-yazar Soner Yalçın, Nefes Gazetesi’nde yayımlanan bugünkü “İngilizce ezan” başlıklı yazısında ezanın Türkçe okunmasının tarihine ışık tuttu. Yalçın, pek bilinmeyen bir ayrıntıyı da hatırlattı: “Pek bilinmez; Kıbrıs’ta 1954-1966 arasında Türkçe ezan okundu…”
Yalçın, bugünün dünyasında da farklı dillerde ezan örneklerinin bulunduğunu belirtti:
“Endonezya, Nijerya, Senegal, Pakistan, Hindistan, Bangladeş, İran gibi kimi ülkeler, bazı camilerinde kendi yerel dillerinden ezan okumaktadır… Avustralya ve Kanada’da bazı camiler, topluluk üyelerinin anlaması için ezanın bir kısmını İngilizce okuyor… ABD/California Lighthouse Camii veya İngiltere/Doğu Londra Camii ise ezanın tamamını İngilizce okuyor.”
“İSLAM’I HURAFELERDEN KURTARMAK LAZIM”
Yazısında meseleye sadece Türkçe ezan açısından değil, dinin şekilcilik üzerinden tanımlanması bağlamında yaklaşan Yalçın, şu çağrıyı yaptı:
“Meselem Türkçe ezan meselesini tartışmaya açmak değil. Kur’an’da ‘ezan’ geçmezken, İslam neden hep şekilcilikle tanımlanıyor? Aydınlık İslam’ı cehalet elinden kurtarmak lazım, bize Kur’an Müslümanlığı lazım…”
MÜSTEHCENLIK TARTIŞMALARI
Yalçın, Türkiye’de iktidarın “ahlak anlayışı”na da değindi. Gülşen, Sezen Aksu, Aleyna Tilki gibi sanatçılar ile sosyal medya fenomenlerinin “müstehcen” damgasıyla hedef alındığını hatırlatarak şunu yazdı:
“Her şeye müstehcenlik damgası vurarak, keyfi yorumlarda bulunarak, tarihsel ve dini bağlamdan kopuk yaklaşımlar yaparak, sanat, edebiyat veya ifade özgürlüğü cezalandırılamaz…”
BALTACIOĞLU HATIRLATMASI
Yalçın, Cumhuriyet aydınlarından İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu’nun 1940’ta yazdığı şu sözlerini de aktardı:
“İnsanın ar ve namus duygularını inciten sanat eserleri hangileridir. İşte size topyekûn bir yanıt: hiçbiri! Konu ister çıplak, ister kapalı, ister ahlak ister ahlaksız olsun bir sanat eseri müstehcen olamaz…”