Bugün Kıbrıs
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, bir grup ekonomistle bir araya gelerek vizyonunu paylaştı. Erhürman’a Genel Sekreter Erkut Şahali ve bazı milletvekilleri de eşlik etti. Erhürman, “Tanınmamış bir devlete sahibiz ve bütün dış ilişkilerimizi Cumhurbaşkanı üzerinden yürütmek zorundayız. Ekonomimizin önemli bir kısmı da bu dış ilişkiler üzerinden belirleniyor” dedi.
“BÜTÜN DIŞ İLİŞKİLERİMİZİ CUMHURBAŞKANLIĞI ÜZERİNDEN YÜRÜTMEK ZORUNDAYIZ”
Erhürman, Cumhurbaşkanlığının ekonomiyle bağlantısını sorgulayan yorumlara yanıt verdi: “Bizde Cumhurbaşkanının ekonomiyle ne alakası var?” sorusunun yanlış bir değerlendirme olduğunu ifade etti. “Tanınmamış bir devlete sahibiz ve bütün dış ilişkilerimizi Cumhurbaşkanı üzerinden yürütmek zorundayız. Ekonomimizin önemli bir kısmı da bu dış ilişkiler üzerinden belirleniyor. Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği ile kurulan ilişkiler üzerinden şekilleniyor. Bunun dışında turizm ve yükseköğretim de dışarıdan gelen gelirle öne çıkıyor. Yani hem ekonomimizin hem de gelişme imkânlarının dışarıyla doğrudan ilişkisi vardır” diye konuştu.
“DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ KONUSUNDA ISRARCI OLMASI GEREKEN MAKAM CUMHURBAŞKANLIĞIDIR”
Avrupa Birliği ile ilişkileri de değerlendiren Erhürman, 2004 referandumları öncesinde gündeme gelen üç tüzüğe dikkat çekti: “AB ile ilişkilerde Yeşil Hat Tüzüğü, Mali Yardım Tüzüğü ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü vardı. Yeşil Hat ve Mali Yardım Tüzükleri yürürlüğe girdi. Ancak Rum tarafı AB üyesi olduktan sonra Doğrudan Ticaret Tüzüğü veto konusu haline geldi ve yürürlüğe girmedi. Mali Yardım Tüzüğü ise kısa süre önce Hristodulidis’in girişimiyle adeta devre dışı kalma noktasına geldi, son anda direkten döndü” dedi.
Erhürman, Mali Yardım Tüzüğü’nün devamlılığını sağlamak ve sağlanan gelirin doğru alanlara kaydırılması için uğraş vermenin Cumhurbaşkanlığının sorumluluğunda olduğunu belirtti. “Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki, KKTC’nin ihracatının ithalatı karşılama oranı yalnızca yüzde 6’dır. Ada ekonomilerinde bu oran yüzde 35-40 civarındadır. Yüzde 6’lık ihracatın yüzde 72’si Türkiye’ye, yüzde 10’u Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden Güney’e gidiyor. Kalan kısmı ise diğer ülkelere. Yani Yeşil Hat Tüzüğü yalnızca yüzde 10’larda kalmasına rağmen ihracatta ikinci sırada. Bu nedenle Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda ısrarcı olması gereken makam Cumhurbaşkanlığıdır” ifadelerini kullandı.
“HEP BİRLİKTE ÜRETECEĞİZ”
Türkiye ile ekonomik ve mali konularda verimli iletişim sağlanabilmesi için meselelerin Cumhurbaşkanı düzeyinde kurulmasının zorunlu olduğunu belirten Erhürman, Türkiye’nin sisteminde mütekabiliyet ilkesinin bunu gerektirdiğini kaydetti.
Ekonominin merkezinde yer alan konulardan birinin de Taşınmaz Mal meselesi olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Taşınmaz Mal Komisyonu 2005’te Cumhurbaşkanlığında hazırlandı. Dolayısıyla bu mesele de Cumhurbaşkanlığının doğrudan ele alması gereken bir konudur” dedi.
Erhürman sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalışmanın, emeğin karşılığını bulduğu, herkesin insan onuruna yaraşır bir yaşam süreceği bir ülke için gece gündüz çalışacağız. Bu ülkenin üreticisinin, girişimcisinin, sanayicisinin, turizmcisinin, esnafının içerideki ve dışarıdaki adil olmayan uygulamalarla ezilmesine engel olacağız. Ayaklarımız üzerinde duracak, hep birlikte üretecek, pastayı büyütecek ve adil biçimde paylaşacağız.”