Bugün Kıbrıs

Fransa anlaşmayı imzaladı: Yeni Kaledonya’da özel statülü bir devlet kuruluyor

Screenshot

Paris yakınlarında 10 gün süren kapalı kapılar ardındaki görüşmelerin ardından varılan bu kurumsal gelecek anlaşması, Kaledonya’ya özgü bir vatandaşlık oluşturulmasını ve bazı egemenlik yetkilerinin kademeli olarak devredilmesini de öngörüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda bu tarihi anlaşmayı “güvenin bir tercihi” olarak nitelendirdi. Fransa Denizaşırı Topraklar Bakanı Manuel Valls ise, bu anlaşmanın Paris ile Kaledonya’nın başkenti Nouméa arasında bağı sürdürürken, Yeni Kaledonya’ya daha fazla egemenlik tanıyan “akıllıca bir uzlaşı” olduğunu belirtti.

2024 baharında, “Le Caillou” (Kayalık) lakaplı takımadada, Fransız hükümetinin yerel seçimlerdeki seçmen sayısını genişletme planına karşı çıkan bağımsızlık yanlılarının tepkisiyle patlak veren ayaklanmalarda 14 kişi hayatını kaybetmiş, maddi zarar 2 milyar Euro’yu aşmıştı. Bağımsızlıkçılar, bu hamlenin yerli Kanak halkının etkisini azaltmaya yönelik olduğunu savunuyordu.

Yeni anlaşma, Fransız yanlısı yerel partilerce “tarihi bir anlaşma” olarak tanımlandı. Bu partiler, anlaşmanın adada yeni bir istikrar dönemi başlatacağını ve çok sayıda Kaledonyalının yeniden seçmen listelerine girmesini sağlayacağını duyurdu. Anlaşmaya göre, en az 10 yıldır Yeni Kaledonya’da yaşayanlar seçmen olabilecek.

“FRANSIZ VATANDAŞLIĞIYLA BİRLİKTE ÇİFTE VATANDAŞLIK HAKKI”
Anlaşmada, “güvenin tercihi” başlığı altında, Kaledonya vatandaşlığına sahip kişilere Fransız vatandaşlığıyla birlikte çifte vatandaşlık hakkı tanınıyor. Kurulacak “Yeni Kaledonya Devleti” Fransız Anayasası’na eklenecek ve uluslararası toplum tarafından tanınabilecek bir yapıya sahip olacak. Ancak bu durum, Yeni Kaledonya’nın Birleşmiş Milletler’de ayrı bir koltuk sahibi olacağı anlamına gelmiyor. Paris yönetimi, ada yönetiminin egemenlik alanlarında kapasitesini artırmasına destek verecek.

Anlaşmada ayrıca, adanın ekonomik geleceği için bir “ekonomik ve mali yeniden yapılanma paktı” da yer alıyor. Bu kapsamda, bölgenin temel zenginliği olan nikel için stratejik bir kalkınma planı hazırlanacak. Özellikle Kanakların çoğunlukta olduğu Kuzey Eyaleti’nde kapanan nikel fabrikasının yeniden faaliyete geçirilmesi planlanıyor.

2026’DA REFERANDUMA GİDİLECEK
Fransa Parlamentosu’nun iki kanadının yıl sonunda Versailles’da ortak oturumda toplanarak anlaşmayı anayasal hâle getirmesi bekleniyor. Ardından Şubat 2026’da Yeni Kaledonya’da anlaşmanın halk tarafından onaylanması için referandum yapılacak. Mayıs-Haziran 2026’da ise yeni kurumsal yapıya uygun olarak il meclis seçimlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Fransız anayasa hukukçusu Benjamin Morel, bu yeni yapının benzersiz bir “bağımsızlıkla bağlantılı birlik modeli” olduğunu ve klasik bir sömürge statüsünden, daha çok bir “koruma altındaki devlet” statüsüne geçiş anlamına geldiğini söyledi.

YENİ KALEDONYA TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ
Yeni Kaledonya, Güney Pasifik’te yer alan ve 1853 yılında Fransa tarafından ilhak edilen bir ada topluluğudur.

Yüzyıllar boyunca Fransız yönetimi altında kalan adada, yerli Kanak halkı uzun süredir bağımsızlık mücadelesi yürütüyor. 1988 Matignon Anlaşması ve 1998 Nouméa Anlaşması ile özerklik süreci başlamış, son olarak 2018, 2020 ve 2021 yıllarında yapılan üç bağımsızlık referandumunda ada halkı Fransa’da kalma yönünde oy kullanmıştı.

Ancak referandum sonuçları toplumu ikiye bölmüş, etnik ve siyasi gerilimleri artırmıştı. Fransa’nın 2024’te yaptığı anayasa reformları ile Yeni Kaledonya’nın özel statüsü daha da pekiştirildi ve şimdi adanın kendi kurumlarına sahip, Fransa’ya bağlı özel statülü bir devlet olarak yapılandırılması gündemde.

Yaklaşık 270 bin nüfusa sahip olan adada etnik çeşitlilik dikkat çekiyor. Nüfusun yaklaşık %40’ını Melanezyalı kökenli yerli Kanak halkı oluştururken, kalan kesimi Fransız asıllı yerleşimciler (Caldoche), Wallis ve Futuna Adaları’ndan gelen Polinezyalılar, Endonezyalılar, Vietnamlılar ve Ni-Vanuatu gibi topluluklar meydana getiriyor. Bu çok etnili yapı, adadaki siyasi talepleri ve özerklik tartışmalarını şekillendiriyor. Yeni kurulacak özel statülü yapı, yerli halkın haklarını gözetirken Fransız egemenliğinin de devam edeceği hassas bir denge arayışına dayanıyor.

Exit mobile version