Bugün Kıbrıs
Gazeteci Şener Levent hakkında Türkiye’de verilen hapis cezası nedeniyle gönderilen teslim tebligatı ve iade talebine yönelik tepkiler büyüyor. Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve CTP Sözcüsü Asım Akansoy sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamalarda bu girişimi “hukuk garabeti” olarak nitelendirerek, Kıbrıs Türk halkının kendi yazarına, ifade özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkması gerektiğini vurguladılar.
AKINCI: “LEVENT’İ TÜRKİYE’YE GÖTÜRME GİRİŞİMİ GETİRİLDİĞİMİZ NOKTANIN ÖZETİDİR”
Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Şener Levent’in Türkiye’de hapsedilmek istenmesine tepki göstererek, “Bu girişim, vilayetleştirme politikasının son örneğidir, sessiz kalamayız” dedi.
Akıncı’nı paylaşımı şöyle:
“Ne kadar güncel siyasetin dışında olsanız da bazı olaylar vardır ki sessiz kalmanız mümkün değildir. Şener Levent’in Kıbrıs’tan alınıp Türkiye’de hapsedilmek istenmesi de böyle bir durumdur ve getirildiğimiz noktanın özeti gibidir. Eminim “Bu kadarı da olmaz” diyenlerimiz çoktur ve zaten bizim hukuk mevzuatımız buna engeldir. Ancak unutmayalım, kendi Anayasasını bile çiğneyen bir rejim söz konusudur ve bize bakış açısı da şöyledir: Türkiye’nin herhangi bir yerinde rejime karşı ağzını açan, iki satır eleştiri yazan içeri sokulduğu gibi “Kıbrıs vilayetinde” de aynısı olacaktır.
Burası ayrı devletmiş, ayrı kurumları varmış, hem de iki devletli çözüm isteniyormuş vs. Hepsi hikaye. Daha önce de birçok defa ifade ettiğim gibi gerçekte yürürlükte olan bir vilayetleştirme politikası. Bu da son örneklerden biri. Henüz ayakta kalmayı başarabilmiş Kıbrıslı Türk sivil toplum örgütlerine, kendi yazarına çizerine ve aslında kendi toplumsal geleceğine sahip çıkmak için her zamankinden çok görev düşüyor.”
ERHÜRMAN: “LEVENT’İN TÜRKİYE’YE İADESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman da, gazeteci Şener Levent hakkında Türkiye’de verilen hapis cezası üzerinden yürütülen tartışmalara ilişkin yazılı bir açıklama yaparak “Bir KKTC vatandaşının suç sebebiyle Türkiye’ye veya başka bir ülkeye verilmesi söz konusu değildir” dedi.
Erhürman’ın paylaşımı şu şekilde:
“Sn. Şener Levent ile ilgili mahkeme kararı dolayısıyla yürütülen tartışmaları takip ediyorum.
Hukuken tartışma konusu olmayan bir ilkeyi bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum. Bir KKTC vatandaşının suç sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne veya başka bir ülkeye verilmesi söz konusu değildir.
Nitekim bu ilke Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesinde de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, “Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez”.
Dünyanın pek çok ülkesinde geçerli olan bu ilkenin Sn. Şener Levent için de geçerli olduğu yalnızca ilkesel bazda değil, mevzuat ve uygulama bazında da açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla Sn. Levent’in söz konusu mahkeme kararı çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti’ne verilmesi (iadesi) hukuken mümkün değildir.”
AKANSOY: “BU HUKUK GARABETİNE SESSİZ KALMAYACAĞIZ”
CTP Sözcüsü ve milletvekili Asım Akansoy ise, Şener Levent hakkında Türkiye’de çıkarılan iade talebine tepki göstererek, “Kendi vatandaşını iade etmeyi aklından bile geçirmek, kendini inkar etmektir” dedi.
Akansoy’un açıklaması şöyle:
“Şener Levent’in, kendi hukuk sistemimizde beraat etmiş olduğu davalara rağmen Türkiye’de yeniden yargılanması ve hakkında tutuklama ile iade talebinde bulunulması, hukukun en temel ilkelerine açıkça aykırı olup, tam anlamıyla bir hukuk garabetidir.
Hiçbir gerekçe, bu hukuksuzluğu mazur gösteremez. Toplumu gerilime sürükleyen, kendi kurumsal gücünü yok sayan, düşünce ve ifade özgürlüğünü hedef alan bu ve benzeri uygulamalara karşı, özellikle “egemen devlet” iddiasını yüksek sesle dile getirenlerin, yurttaşlarının temel haklarına sahip çıkma sorumluluğu bulunmaktadır. Kendi vatandaşını iade etmeyi aklından bile geçirmek, kendini inkar etmek demektir.
Hukukun üstünlüğüne, demokrasiye ve insan haklarına her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, adaletin siyasi hesaplara alet edilmesine izin vermemek hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bu çerçevede dayanışmamı bildirir, hukukun çiğnenmesine asla sessiz kalmamamız gerektiğini belirtmek isterim.”