Bugün Kıbrıs

Tatar devre dışı: Ankara’nın sözcüsü müzakere masasına yaklaştırılmıyor

Bugün Kıbrıs

TATAR’A ÇİZİLEN ÇERÇEVE
Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik diplomatik trafik yeniden hareketlenirken, Kıbrıslı Türk toplum lideri Ersin Tatar bu sürecin dışına itildi. BM Özel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in yürüttüğü temaslar, uluslararası toplumun çözüm arayışını ciddiyetle sürdürdüğünü gösterirken, Tatar yalnızca engelleyen, şikayet eden ve süreci tıkayan bir aktöre dönüştü. Üstelik bunu kendi inisiyatifiyle değil, Ankara’nın çizdiği çerçeve dahilinde yapıyor.

‘GÖRÜŞMEM, KONUŞMAM, BARIŞMAM’
Tatar, Holguín’in çağrısıyla gündeme gelen üçlü görüşme fikrini sert bir dille reddetti. Gerekçe yine aynı: “mal-mülk konusu.” Tatar, Rum tarafının Interpol aracılığıyla Kıbrıslı Türkleri “terörize ettiğini” ileri sürerek, bu hamlelerin müzakere zeminini yok ettiğini savundu. Ancak bu açıklamalar, gerçek bir diplomatik iradeden çok, dışarıdan dayatılmış bir söylemi andırıyor. Ankara’nın “masaya oturma, tanıma, uzlaşma” direktifleri, Tatar’ın tüm diplomatik hamlelerine yön veriyor.

DÜNYA NOTUNU VERİYOR
BM Temsilcisi Maria Angela Holguin, Tatar’la görüşmesini “verimli” olarak tanımlasa da, diplomasi kulislerine göre asıl verim Ankara’nın pozisyonunu anlamaktan ibaret kaldı. Holguin, Cenevre’de Mart ayında üzerinde anlaşılan güven artırıcı önlemleri hatırlatarak, Temmuz ayında New York’ta somut bir sonuca varılması gerektiğini belirtti. Açıklama, Tatar’ın müzakere masasından uzaklaşan tavrına karşı uluslararası sabrın tükenmekte olduğunun sinyali olarak okundu.

HRİSTODULİDİS’DEN CEVAP
Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ise Holguin ile yaptığı görüşmenin ardından üçlü görüşmeye açık olduğunu ve Tatar’dan gelecek olumlu bir yanıtı beklediğini tekrarladı. Tatar’ın “yargı terörü” çıkışı hakkında ise, “yürütme hiçbir şekilde yargıya müdahale etmez” yanıtını verdi. Hristodulidis ayrıca Holguin’in Türkiye temaslarının belirleyici olacağına dikkat çekti.

EDİTÖRÜN NOTU:
Kıbrıslı Türkler yıllardır uluslararası arenada eşitlik ve varoluş mücadelesi veriyor. Ancak bu mücadele, kendi iradesiyle hareket edemeyen, çözümden kaçan ve Ankara’nın emirlerini tekrarlayan bir “liderle” kazanılamaz. Kıbrıs’ta çözüm, önce iradenin özgürleşmesiyle mümkün olacak.

Exit mobile version