Bugün Kıbrıs

KTEZO: Ülke şantiyeye döndü; planlama yok, yağma var!

Bugün Kıbrıs

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), yaptığı açıklamayla ülkedeki ekonomik durgunluk, mülkiyet belirsizlikleri ve pahalılık nedeniyle Güney Kıbrıs’a kayan tüketici alışkanlıklarını değerlendirdi. Açıklamada, “üniversitelerden sonra mülkiyet krizinin de patlamasıyla tüm sektörlerin zarar gördüğü, günlük ciro ve gelir kayıplarının arttığı, işsizlik ve işletme kapanmalarının yaygınlaştığı” vurgulandı.

“PAHALILIK GÜNEY’E KAÇIRIYOR, BİZ SADECE İZLİYORUZ”
KTEZO, özellikle artan fiyatlar ve denetimsizlik nedeniyle Kıbrıslı Türk tüketicilerin Güney Kıbrıs’a yöneldiğini, buna karşın yerel üreticilerin, esnafın ve hizmet sektörünün yalnız bırakıldığını ifade etti.

“Güney Kıbrıs’ın giderek artan saldırgan politikalarından hiç kuşkumuz olmadı. Asıl sorun, bizde bu saldırganlığa karşı nasıl bir politika izlendiğidir” denilen açıklamada, hükümetin üretimi değil, inşaat odaklı ve kısa vadeli kazanç anlayışını tercih ettiği kaydedildi.

“ÜLKENİN HER YERİNİ ŞANTİYEYE ÇEVİRMEYİ MARİFET SANDILAR”
KTEZO açıklamasında dikkat çeken şu ifadelere yer verildi:

“Ülkeyi; dağı, taşı, sahili, tarlası, bahçesi ile şantiye yapmanın marifet olduğunu böbürlenerek sağır sultanlara dahi duyurduk.”

Oda, plansız yapılaşmanın, sürdürülebilir ekonomi ve toplumsal geleceği yok ettiğini belirterek, hükümetin “iki devletli çözüm” söyleminin arkasına saklanarak kamu yönetimini işlevsizleştirdiğini vurguladı.

“MAL TAZMİN KOMİSYONU BİLE ÇALIŞTIRILAMADI”
KTEZO, açıklamasında Mal Tazmin Komisyonu’nun dahi yeterince işletilemediğine işaret etti:

“Uluslararası hukukun bizlere tanıdığı imkânlardan biri olan Mal Tazmin Komisyonu’nu dahi çalıştıramadık. Yeterli kaynak ayrılmasına uzun süre karşı çıktık, var olan kaynağı da devlet giderleri için harcadık.”

“İKİ DEVLETLİ POLİTİKA ADI ALTINDA YAPILAN HER ŞEY YAĞMADIR”
KTEZO açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu politika, iki devletli çözüm değil, iki dudağın arasından çıkan her şeye ‘evet’ demekle ilerleyen bir teslimiyet politikasıdır. Ekonomi, mülkiyet, eğitim ve sosyal yaşam alanları bu teslimiyetin bedelini ödemektedir.”

Exit mobile version