Bugün Kıbrıs
Arif Hasan Tahsin Tarih ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Şener Elcil, Kıbrıslı gazeteci Ayşemden Akın’ın ortaya çıkardığı kara para aklama ve rüşvet ağının ardından Erdoğan ve AKP yetkililerinin “inkâr ve saldırı” politikasıyla gerçeği örtbas etmeye çalıştığını söyledi. Elcil, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bizi kölesi gibi görüyor, bize haddimizi bildirmek için adaya geliyor” diyerek tepki gösterdi.
Erdoğan’ın açıklamalarının Türkiye’nin gerçek anlamda adadaki idarenin sahibi olduğunu açıkça itiraf ettiğini belirten Elcil, “Bu bir nefret söylemidir. Biz Kıbrıslı Türkler bu dayatmaları sahibine iade ediyoruz” dedi. Elcil, yurtsever güçleri, Kıbrıs’ı bu bataklıktan çıkarıp barış adasına dönüştürmek için Türkiye’deki demokratik güçlerle omuz omuza kitlesel bir eyleme çağırdı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“1974 yılında, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulan anayasal nizamını tekrardan tesis etmek ve toprak bütünlüğünü korumak için, garantörlük sorumluluğu çerçevesinde, askeri müdahalede bulunan Türkiye, adanın kuzeyini fuhuş, kara para aklama, kumar, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı merkezi haline getirmiştir.
Uzun yıllardan beri, yüksek enflasyon ile yaşayan Türkiye ekonomisinin, kaynağı belirsiz kara para ile ayakta tutulduğu bilinmeyen değildir. Özellikle Erdoğan-AKP Hükümeti döneminde zora giren ekonomiyi ayakta tutmaya yönelik bu işlerin daha da yoğunluk kazanması, yargının siyasetin kılıcı haline getirilmesi, devlet denetiminin ortadan kalkmasına bağlı olarak, Erdoğan rejimi siyasetçilerinin rüşvet iddialarını ayyuka çıkarmıştır. Kıbrıslı gazeteci Ayşemden Akın’ın konunun canlı tanıklarıyla yaptığı röportajlar sonunda, açığa dökülen kara para aklama ve rüşvet çarkı konusunda Erdoğan – AKP yetkilileri “inkar” yolunu seçerken, olayın üstünü örtmek için her zaman yaptıkları gibi alışkanlık haline getirdikleri Kıbrıslı Türklere saldırı yolunu seçmişlerdir.
Kıbrıs’ın kuzeyini koloni haline getirip ”bizde ne varsa sizde de olacak” diyerek, ülkemizi yandaşlara paylaştırdıkları yetmezmiş gibi, dini siyaset aracı olarak kullanan Erdoğan –AKP iktidarı misyoner imamları, tarikatları ve asker- sivil bürokratları ile Kıbrıslı Türklere baskı yapmaya devam etmektedir.
Son olarak T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bizi kölesi olarak görmüş olacak ki, bize “haddimizi bildirmek ve istediklerini yapmamız konusunda sıkılaştırmak” için adaya geleceğini beyan etmiştir. Geçmişte EOKACILAR’ın tehdit dolu açıklamalarını hatırlatan bu beyanat karşısında bizi yönettiğini söyleyenlerin ve yönetmek için öne çıkanların sessizliği Erdoğan’ın memuru olduklarının göstergesidir.
Kıbrıs Türk Toplumu’na yapılan bu vahşi saldırı, aslında Kıbrıs’ın kuzeyinin işgal ve istila edilmesinin, burada yaşayan insanların hiçbir öneminin olmadığının, idarenin gerçek anlamda Türkiye’de olduğunun açık itirafı ve Erdoğan’ın Kıbrıslı Türkler ’den nefret ettiğinin göstergesidir.
Erdoğan’ın bu açık tehdidi karşısında, Kıbrıs Türk Toplumu’nun kitlesel tepkisini ortaya koyması tarihi bir sorumluluktur. Bu çerçevede yapılan hakaret ve dayatmaları sahibine iade etmek, ülkemizi içine düşürdükleri bu iğrenç bataklıktan çıkararak, barış adası yapmak ve Erdoğan – AKP faşist yönetimine karşı Türkiye’de mücadele eden demokratik güçlerle dayanışma göstermek için tüm yurtsever güçleri ortak kitlesel bir eylem yapmaya davet ederiz.“