TAK
Adıyaman Grand İsias Otel’in 6 Şubat depremlerinde yıkılmasıyla ilgili, kamu görevlilerinin yargılandığı davanın ilk duruşması, yarım saatlik aranın ardından yeniden başladı. Duruşmada söz alan aileler, hayatlarını kaybeden çocuklarının acısını mahkeme salonuna taşıdı. “Bir belgeye imza atmadan önce ne olduğunu bilirdim, onlar sorgusuz sualsiz imzaladılar”, “Bu binayı 16 saniyede toprağa gömdüler, çocuklarımızı bir haftada çıkardık”, “Bu bir cinayetti, sadece bina değil, çocuklarımız da göçtü” diyen aileler, sanıkların olası kastla yargılanmasını ve tutuklanmalarını talep etti.
BİLGEN
Oğlu Hasan Bilgen’i kaybeden Mehmet Akif Bilgen, imza sorumluluğunun ne demek olduğunu sordu ve çok ağır duygular içinde olduklarını, yıllarca yöneticilik yaptığın ve bir tane bile belgeye ne olduğunu bilmeden imza atmadığını söyledi.
Bilgen imza atanlara güvenip çocuklarını Adıyaman’a gönderdiklerini kaydetti. Bilgen bayramlarda çocuklarına ve torunlarına el öptürmek yerine mezara gittiklerini de söyleyerek: “Hepsinden şikayetçiyim, en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum.” diye konuştu.
İÇME
Özgür Içme’nin babası Meriç İçme, bunun ikinci dava olduğunu söyleyerek, belediyenin tüm makamlarına “belediye ne iş yapar, neyi denetler” diye sordu. İçme: “Belediye hiç bir şeyi denetlemeyip, bu binayı otele çevirdi. Bina 16 saniyede kum yığını oldu, biz çocuklarımızı bir haftada kumdan çıkardık. Çocuklarımızın hepsi boğularak öldüler. Bu binayı imza atanlar bunları yarattı. Sadece enkaza bakarak sanıklara olası kast verilmesi lazım hepsinden şikayetçiyim.” dedi.
AKTUĞRALI
Aras Aktuğralı’nın babası Murat Aktuğralı da enkazdan kurtulanlardan biri olduğunu anımsattı ve: “Bizim bütün mücadelemiz sizin çocuklarız için. Biz sadece beş günlüğüne voleybol turnuvasına gelmiştik. Bu enkazın yaratılmasında burada sanık diye oturtulanların sorumluluğu var” dedi.
Depremden sonra İsias enkazının başında olduğunu ve insanlığımdan utandığı günler yaşadığını kaydeden Aktuğralı: “Sanıklar görevlerini sorumlulukla yapmış olsalardı biz de bugün burada olmayacaktık. Japonların ahlaklı davranışlarını örnek alıp kendileri de yapmalıdırlar. Bu salondan çıkarken hepimizin yüzüne baksınlar.” dedi. Aktuğralı, davanın takibini yapacağını, şikayetci olduğunu söyledi ve sanıkların tutuklanmasını talep etti.
EKİZ
Aykan Ekiz’in babası Murat Ekiz de: “Hepsinden şikayetçiyim davayı takip edeceğim.” diye konuştu.
ÇETİNTAŞ
Osman Çetintaş’ın babası Nafi Çetintaş ise sanıklar için: “İsias Otel’in sahipleri, katilleri kadar suçludurlar” dedi ve tutuklanmalarını istedi. Çetintaş: “Biz yasımızı tutamadık. Hepsinden şikayetçiyim davamıza devam edeceğiz” diye konuştu.
TAN
Rehber Umut Ulaş Tan’ın annesi Nurten Tan, İsiasın yaratılmasından sorumlu herkesten şikayetçi olduğunu, tümünün olası kastla cezalandırılmasını istediğini vurguladı.
AKIN
Doruk ve Alp Akın’ın babası Osman Akın ise, iki yılı aşkın bir zamandır adalet sürecini takip ettiklerini, mal sahipleri kadar bina için onay veren kamu görevlilerinin de suçlu olduğunu dile getirdiklerini kaydetti. “Davalar birleştirilmedi. Geçmiş dava neticelenmediği gibi bu davanın da sonuçlanamayacağını düşünüyoruz. Bu davaların birleşmesi lazım. 72 can gitti attıkları imzalarla.” diye konuşan Akın, bilim ışığında yapılan tüm değerlendirmeleri göz önünde bulundurarak davanın sonuçlandırılmasını istedi, şikayetçi olduğunu söyledi.
KOÇ
Rehber Ozan Koç’un babası Orhan Koç şöyle konuştu: “Sorgusuz imzalamışlar belgeleri, sorgusuz imzaladılarsa sonuçlarına da katlanacaklar. Binayı deprem yıktıysa bu bina da yıkılmak zorundaydı, o yıkıldıysa burada her türlü usulsüzlük var demektir.” Koç, imza sahiplerinin tek tek cezasını çekeceğini de belirtti.
İPEKÇİOĞLU
Pervin Aksoy İpekçioğlu da enkazdan yaralı olarak çıkanlardan olduğunu anımsattı. İpekçioğlu: “O anı ve o acıyı sonrasında yaşadıklarımızı anlatmak mümkün değil. Ama anlamadan bilmeden menfaat sağlayıp belki rüşvet alarak attıkları imzalar sayesinde ömrümü verdiğimi kaybettim, ömrümü çalanlar ömür yaşamaya çalışıyorlar.” diye konuştu.
Herkesin adaletinin farkı olduğunu dile getiren İpekçioğlu, mahkemenin kanunun öngördüğü koşuşlar ve vicdanı çerçevesinde bir karar vereceğini kaydetti. Yürüdükleri yolun çok zor olduğunu belirten İpekçioğlu, davaların birleştirilmesini istedi.
İşin içinde tam rüşvet ve yolsuzluk olduğunu kaydeden İpekçioğlu: “İçerik sahteciliği var. Biliyoruz ki Mehmet Göncüoğlu’na ait statik hesap alınamadığı için Halil Bağcı’dan aldılar. Savcılık iddianameyi bilinçli taksirden hazırladı ama bunun olası kasta çevrilmesi gerekiyor.” dedi.
Maliyetten kaçınmak için binanın ne yıkıldığını, ne de güçlendirildiğini belirten İpekçioğlu, sorumluların olası kastla yargılanmalarını istedi ve tutuklanmaları gerektiğini kaydetti.
ARKAR
Fahri Arkar’ın babası Ramadan Arkar da, herkesten şikayetçi olduğunu ve davanın takipçisi olacağını söyledi.
KILIÇ
Havin Kılıç’ın babası Recep Kılıç: “Sanıklardan şikayetçiyim davayı takip edeceğim.” dedi.
İPEKÇİOĞLU
Serin İpekçioğlu’nun babası Sertaç İpekçioğlu da, şöyle konuştu: “Sözüm mahkeme heyetine olacak, birliğin ve düzenin temelidir adalet. Adaletin olmadığı yerde devlet birlik ve düzen de kalmaz onun için büyük sorumluluk sizde.” İpekçioğlu, şikayetçi olduğunu ve davanın takipçisi olacağını da belirtti.
ÇEVİK
Nehir Çevik’in annesi Safiye Çevik: “Hepsinden şikayetçiyim canımın yarısını Nehirimin geleceğini aldılar. Sonuna kadar katılacağım.” dedi.
AYDOĞDU
Rehber İmran Aydoğdu’nun annesi Seher Aydoğdu da: “Geldik gene aynı tiyatroları izliyoruz.” diye konuştu ve sanıkların olası kastla yargılanmasını istediklerini söyledi. Aydoğdu: “Biz sadece nefes alıyoruz. Tek fark evlatlarımızın mezarı var bizim yok. Ne yaşattılarsa onlar da yaşasınlar. Şikayetçiyim.” dedi.
İmran Aydoğdu’nun ablası İrem Aydoğdu da sanıkların tutuklu ve olası kastla yargılanmalarını istedi.
KONUKLU
Pamir Konuklu’nun eşi Atakan Celal Konuklu’nun annesi Şenay Atakan Konuklu ise: “Adıyaman’a çocuğumu ve eşimi yolladım. Adıyaman’a yollarken önce dedim ki sana güveniyorum çocuğum sonra anavatana emanet. Benim çocuğum nerde anavatan nerde.” diye konuştu. 26 aydır adalet çığlığı attıklarını dile getiren Konuklu: “Hani sizin kurallarınız.” dedi.
ÇEVİK
Nehir Çevik’in kardeşi Irmak Çevik, kardeşinin 12 yaşında olduğunu anımsatarak: “Ben onu toprağa koyduğumu unutamıyorum annemin çığlıklarını babamı. Her gün ölmek istiyorum diyen babamı unutamıyorum. Ben 16 yaşındayım neyin doğru yanlış olduğunu biliyorum.” dedi.
Sanıkların neye imza attığını bilmemesini eleştiren Çevik: “Nehirim gibi onlar da gökyüzünü göremesinler.” dedi.
ÖZ
Rehber Hasan Öz’ün annesi Hüsniye Öz, sanıkların olası kasttan ceza almasını isteyerek tümünden şikayetçi olduğunu dile getirdi. Öz: “En ağır cezayı aldıkları zaman bizim içimiz rahatlayacak. Ben üç yıldır oğlumun mezarına gidemiyorum.” diye konuştu.
GENÇALİOĞLU
Hayal Gençalioğlu’nun babası Yaşar Kemal Gençalioğlu: “Katil bir yapının altından canımızı aldık. Aynı acıyı aynı duyguları yaşıyoruz. Bugün gene bir tiyatro izledik herkes bunun farkında.” diye konuştu.
Kendini savunabilen ve suçsuz olan susmaz” diyen Gençalioğlu, sorulara cevap vermeyenlerin suça ortak olduğunu düşündüğünü kaydetti. Gençalioğlu: “Bunların son bulmasını istiyoruz, sonuna kadar bu davanın peşinde olacağız. Hepsinden şikayetçiyim.” dedi.
TEBERRÜKEN ULUÇAY
Evren, Elvin ve Havva Çavdır’ın dayısı, CTP Gazimağusa Milletvekili Teberrüken Uluçay: “İsias’ta bir aileyi kaybettik. Adalet için buradayız. Birinci davadan çok ümitliydik. Ama olmadı. Bu davada verdikleri veya vermedikleri ifadelerle ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördük. Bu bina 1993’te başladıkları gibi olsa bizim çocuklarımız ölmeyecekti. Bugün kamu görevlilerinin verdikleri ifadeleri görünce anladım ki otele dönüşme süreci organize planlanmış bir iş olarak duruyor. Maalesef imar affı da bu sürecinin bir parçası oldu. Yakında yeniden imar affı olacağını söyledi sanıklardan biri… Emsal teşkil etmesini çok arzulamıştık.” diye konuştu.
Mahkemeden çıkan karar ne olursa olsun çocukları geri getirmeyeceğini ve kendilerini tatmin etmeyeceğini kaydeden Uluçay, kararın Türkiye’nin geleceğine damga vuracağını söyledi.
Yaşanmışlıklardan ders çıkarılması gerektiğini belirten Uluçay: “Olası kastla sonuçlandırılması gereken bu davanın sonucu Türkiye için bir emsal teşkil edecek, o zaman belki ortada olmayan İsias, gelecek nesilleri çok mutlu edecek. Yeni imar affını durdurun. Mahkeme heyetinin emsal kararlarıyla durur imar affı… Şikayetçiyim, takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.
FERYAL DOĞRU
Özgür İçme’nin halası Feryal Doğru, otelin inşasında parmağı olan herkesten şikayetçi olduğunu vurguladı. Doğru: “Yitirdiğimiz canların hiçbiri geri gelmeyecek. Bizim mücadelemiz başka İsias olmaması içindir. Gerçekten adaletin tecelli ettiğini görmek istiyorum.” dedi.
BAYTEKİN
Rehber Hazar Baytekin’in abisi Hakan Baytekin, sanıkların hepsinden şikayetçi olduğunu ve mahkemeye güvenmediğini kaydetti.
GENÇALİOĞLU
Hayal Gençalioğlu’nun amcası Mustafa Gençalioğlu, davada sanık konumunda olan herkesin tutuklu yargılanmasını ve adaletli olunmasını istedi.
ÖZBERKMAN
Sahil Özberkman’ın babası Tayip Özberkman, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti. Açılmayan kamu davası ve birleştirilmeyen dava yüzünden gerçeğin gün yüzüne çıkarılamadığını söyleyen Özberkman, sorumluluğu olan herkesin davaya dahil edilmesini istedi.
Özberkman: “Kimse ceza almadığı için benzer makamlarda bulunanlar benzer suçları işlemeye devam edecektir. Adalete olan inancım bir önceki davada zedelendi, inşallah bu davada da olmaz. Bütün sanıklardan şikayetçiyim.” dedi.
ALTINÇAY
Serin İpekçioğlu’nun teyzesi Emine Aksoy Altınçay: “6 Şubat 2023’ten bu yana nefes alamıyoruz.” diyerek sanıkların hepsinden şikayetçi olduğunu belirtti.
TOPUKÇUOĞLU
Mert Niyazi Topukçuoğlu’nun dayısı da sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
AKTUĞRALI
Aras Aktuğralı’nın annesi Afet Aktuğralı: “Şikayetçiyim, sanıkların tutuklu yargılanmasını talep ediyorum. İstediğimiz sonucu alana kadar mücadele edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
GÖKÇEN
Rehber Müzeyyen Gökçen’in annesi Özlem Gökçen: “Kızımın tek hayali rehber olmaktı ama kartını bir kere boynuna takamadı kızım… Katil İsias yüzünden… Tüm sorumluların yargılanmasını istiyorum.” diye konuştu.
KUMSAL
Hayal Gençalioğlu’nun annesi Sibel Kumsal ise: “Şu anada nefes alamayan ve nefes alabilen çocukların hakları ve kızım için geldim.” dedi.
Kumsal, İsias’taki yıkımın göz göre göre olduğunu belirterek: “Eksik belgeleri imzalayan herkes biliyordu o binanın yıkılacağını…” dedi.
Kumsal: “Buradaki sanıkların sus pus oluşuyla suçlu oldukları belliydi. Kızımın ayaklarında simsiyah bir şey vardı ve sorduğumda görevliden aldığım cevap bedenin çürümeye başladığıydı. Bunu bir görevliden öğrenmek zorunda kaldım. Görevini kötüye kullanan insanlar yüzünden öldü bizim çocuklarımız. Çocukların yaşam hakkının elinden alınması kader değildir. Sadece ceza değil cezanın doğru tanımının yapılmasını istiyorum. Bu bir olası kasttır. Ve cezanın da buna göre verilmesini, sanıkların bu çerçevede yargılanmasını talep ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Mahkemede ailelerin ardından avukatlar dinlenmeye başlandı.