Bugün Kıbrıs
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, grup toplantısında Türkiye ve Kıbrıs’ı sarsan yasa dışı ilişkileri sert sözlerle gündeme taşıdı. Sedat Peker’in ifşalarıyla ortaya çıkan kasetleri hatırlatan Özel, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Peker’in peşinden Dubai’ye gitmesini sorguladı: “Görevden alındı ama hala bir köşede tutuluyor” dedi. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da doğrudan mesaj verdi: “Aileni karıştırmaya çalışanları uzaklarda arama. Bu kurduğum cümlelerde ara. Kıbrıs’taki yasa dışı bahis ağını da hatırlatan Özel, “Kasetler, tanıklar, ispatlar ortada. Ama bir soruşturma bile açılmıyor. Kıbrıs yıkılıyor!” sözleriyle hükümeti sert şekilde eleştirdi.
Özel’in sözleri şöyle:
“AİLENİ KARIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARI UZAKLARDA ARAMA”
“Savunmadıkları Kıbrıs’ı ne işlere zemin etmişler. Kıbrıs kadar turp çıktı heybeden, Kıbrıs kadar. Eski KKTC Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim. Eğmeden, bükmeden söyleyelim. Babası Maksut Serim. Akbil, İgdaş, Belbim davaları sırasında Vakıfbank Valide Sultan Şubesi’nin müdürü. Valide Sultan Vakıfbank Şube Müdürü. O günden beri o ilişki içindeler. Bir açıp okuyalım, bir açıp okuyalım neler olmuş Akbil’de. Nasıl yolsuzluktan yargılanılmış. Harun Karaca en son. Bütün Akbil yolsuzları nasıl yıllarca milletvekilliliği ile kaçırılmış. Sonra o davalara neler yapılmış. Maksut Serim ya, Vakıfbank’ın şube müdüründen örtülü ödenek başkanı yaptı. Yanından ayırmıyor her işinde. Gelmiş onun oğlu Yasin Ekrem Serim. Meslekten gelmez, dış işlerine sokulmuş. Özel kalem yapılmış, büyükelçi yapılmış, Kıbrıs gibi yere meslekten gelmeyen büyükelçi atanmış. Altı ay sonra buradan söyledim, Pis kokular geliyor, ne oluyor’ diye. Görevden aldılar. ‘Niye aldınız kardeşim, söyleyin’, cevap yok. Bakın bir hesap hareketleri var, gemiler var, onunla ilgili kimler kimler var. Hakan Fidan’ın, Binali Yıldırım’ın isimleri geçiyor. Ben geçen hafta da aynı özeni söyledim. Çocukların ismi geçiyor, ama biz bir kişi düzgünce soruşturup, yargılanıp, ceza alıp kesinleşmeden, ne kişiye bir şey deriz ne ailesine bir şey deriz. Buradan Sayın Hasan Doğan, Sayın Erdoğan’ın Özel Kalemi. Bazı konuşmaların bazı kısımlarını Sayın Erdoğan’ın dikkatine sunduğunu duyuyoruz. Bu kısmını söyleyin. İzlesin Erdoğan. Bir; bizim kitabımızda aileyle uğraşmak yok. Eğer ailenin bir suçu varsa o babasının oğlu olduğu için zan altına girerek değil, bizzat kendisi sorgulanır, yargılanır, ceza alır. Kesinleşirse orada kesinleşir. Hani siyaset, belli sınırların içerisinde yapılacak ya. Biz öyle aileye, sağa-sola saldırmayız. Ama şuna bakın şuna, Sayın Erdoğan. Şimdi bir yandan 45 kaset, 40’ı var beşi kayıp. O beşinde neler var neler diye söyleyenler. Her tarafa dökülen bilgiler. Bu 40 kaset, 45 kaset işini ilk söyleyen Sedat Peker. Söylediği Süleyman Soylu. O gün İçişleri Bakanı. İçişleri Bakanı ne işi var Dubai’de? Sedat Peker’in peşine Dubai’ye. O günden sonra bakanlıktan alındı ama, burada bir kenarda tutuluyor. Şimdi o birileri ‘Ya bu işte Süleyman Soylu var da Hakan Bey yok mu? Binali Yıldırım’ın oğlu yok mu? Erdoğan’ın oğlunu Özgür Özel niye konuşmuyor’ diye bize alttan bilgi akıtanlar var ya Sayın Erdoğan, senin aileni karıştırmaya çalışanları uzaklarda arama. Bu kurduğum cümlelerde ara. Çok soylu bir davranış var. Kendini kurtaracak ya. O yüzden izlesin bunu Sayın Erdoğan. ‘Ya o kasetler bizde de var. İçinde bir ben mi varım? Özgür Özel’e söyleyin, birazcık da soyadı Erdoğan olanları konuşsun.’ Ey Süleyman Soylu, ben nerede ne konuşacağımı senden öğrenecek olsam senden beter olurdum. Ama milletimizin de vicdanına sığınırız. Bir tarafta Kıbrıs yıkılıyor, kasetler, söylenenler, tanıklar, ispatlar, onu söyle… Ya bir soruşturma açılmıyor. Öbür tarafta aha da devletin televizyonuna bak. ‘Usulsüz yapıya kullanım izni, İmamoğlu inşaatlarında usulsüzlük, çatıyı yükseltti, terası büyüttü, teras büyüklüğüyle oynadı, kat planı proje büyüklüğüne aykırı değişti.’ Bir tarafta onlara susacaksın, burada teras küçülmüş, yatak odası büyümüş diye İmamoğlu’nu hapiste tutacaksın. Milletimize şikayet ediyorum, milletimize.”