Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor, komisyonda yaptığı konuşmasında Türkiye’nin Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına dikkat çekerek tam otoriter bir modele doğru ilerlendiği uyarısında bulundu.
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi milletvekilleri Çarşamba günü 48 lehte, 3 aleyhte ve 23 çekimser oyla kabul edilen bir raporda, mevcut koşullarda Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin yeniden başlatılamayacağını belirtti.
Erdoğan hükümetinin temel demokratik eksiklikleri gidermek için gerekli adımları atmadığı ifade edilirken “katılım sürecinin zararına olabilecek farklı bir ilişki çerçevesine” yönelme eğiliminin arttığı ifade edildi.
Vekiller, Türkiye’de demokratik standartların giderek kötüleşmesinden ve Türk makamlarının eleştirel seslere yönelik amansız baskısından derin endişe duyduklarını dile getirirken siyasi partilerin ve muhalefet üyelerinin sürekli hedef alınmasını kınadı. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanarak görevinden uzaklaştırılmasının siyasi sebeplere dayandırıldı.
AP vekilleri, İmamoğlu’nun tutuklanmasının yaklaşan seçimlerde meşru bir rakibin aday olmasını engellemeyi amaçlayan siyasi bir hareket olduğunu ve ülkeyi tamamen otoriter bir modele doğru ittiğini belirttiler.
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor, “Türk yetkililerden sürekli olarak AB üyeliğine sözde bağlılıklarını ve güvenlik ve jeopolitik nedenlerle bu süreci canlandırmanın bizim için ne kadar önemli olduğunu duyuyoruz, ancak yanlış anlıyorlar. Üyelik demokrasiyle ilgilidir ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasında da görüldüğü gibi tam otoriter bir modele doğru ilerledikçe AB üyeliğinden uzaklaşıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Vekiller, Türkiye’nin stratejik ve jeopolitik önemine dikkat çekerek bloğun Türkiye ile dinamik ve stratejik bir ortaklık yönünde çalışmaya devam etmesi gerektiğini belirtti.
Komisyonda kabul edilen raporda AB üyeliğinin demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıklara saygıyı ve azınlıkların korunmasını, iyi komşuluk ilişkilerini, uluslararası hukuka uyumu ve AB’nin ortak dış ve güvenlik politikasına uyumu garanti eden istikrarlı kurumları gerektirdiğini ve mevcut şartlarda Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin yeniden başlatılmasının mümkün olmadığı ifade edildi.