Ankara Barosu, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanması ve görevden uzaklaştırılmasıyla başlayan protestolara yönelik uygulanan hukuksuz uygulamalara yönelik yürüdü.
Ulus Atatürk Heykeli önünde başlayan yürüyüşe CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu da kortej önünde yan yana yürüyerek katıldı.
Avukatlar, yürürken, “Boyun eğme memlekete sahip çık”, “Savunma susmadı, susmayacak”, “Hak, hukuk, adalet”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.
Yürüyüş, Ankara Barosu binasının önünde tamamlandı. Yürüyüşe Yurtsever Hukukçular da katıldı.
SAĞKAN: KARANLIĞIN EN AĞIR SÜRECİNDEYİZ
TBB Başkanı Erinç Sağkan yürüyüş sonrası konuştu. Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Sağkan yaptığı açıklamada ”Baromla gurur duyuyorum. Cumhuriyetin başkentinin barosunun avukatlarıyla ayrı ayrı gurur duyuyorum. Çok karanlık bir süreci yaşıyoruz. En yakın süreçte meslek taşımız Can Atalay’ın AYM kararına uyulmamasında yaşadık. O gün de söyledik, bu anayasal süreçten vazgeçmek demekti. Karanlığın en ağır sürecindeyiz. Cumhuriyete hâlâ bir inanç varsa bu sizlerin sayesindedir” ifadelerini kullandı.
KÖROĞLU: TÜRKİYE DERİN BİR YARGI KRİZİ İÇİNDE
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, eylemin basın açıklamasını yaptı.
Köroğlu, şunları söyledi:
”Türkiye derin bir yargı krizi içindedir. Savcılar iddianame hazırlamadan hüküm niyetinde kararlar almaktadır. Gizli tanıklar, ifade özgürlüğü istismarı sistematik oldu.
Balyoz ve Ergenekon’un yarattığı tahribat hafızalarımızda duruyor. Bugün benzer bir durum yaşanmaktadır. Hak gaspları sürmektedir. Basın, seyahat, siyasi haklar gasp edilmektedir.
İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulunun görevden alınması hukuk üstünlüğünün yok olmasıdır. Avukatlık savunma mesleğidir.
Talebimiz hukuktur, hukukun talebi ise seçimle seçilmiş belediye başkanlarının, siyasilerin serbest bırakılması, gösteri hakkını kullanan yurttaşların gözaltına alınmaması, baroların üstündeki baskıların yok edilmesi, barış ve kardeşliğin sağlanmasıdır. Hukuk bir güvencedir, baskı aracı olarak kullanılamaz. Unutmayın, hukuka bir gün herkesin ihtiyacı olacak.
Barolar özgürlük kaleleridir, bu kaleler asla yıkılmayacak. Adaleti kötü kullanmaktan daha büyük bir yolsuzluk yoktur.
Hiçbir zaman iktidara boyun eğmedik, hukuksuzluğu da kabul etmiyoruz. Vatandaşa nefes olmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet için, demokratik hak ve hürriyet için, hukuk ve meslek onuru için mücadele edeceğiz.”