Bugün Kıbrıs
Kıbrıs Yurtsever Hareketi dün, güneydeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis ile bir araya geldi. Görüşmede, Mart ayında yapılması planlanan “Beş Artı Bir Gayrı Resmi Kıbrıs Zirvesi” öncesinde hareketin endişeleri dile getirildi ve Cumhurbaşkanı Hristodulidis’e bir açık mektup takdim edildi.
Görüşme sonrası açıklamayı Arif Hasan Tahsin Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Şener Elcil yaptı. Elcil, Kıbrıs’ın bölünmüşlüğüne vurgu yaparak, adadaki statükonun Kıbrıslı Türkler için kabul edilemez olduğunu belirtti:
“Benim aslında iki ismim var. İki pasaportum, iki kimliğim, iki telefonum var. Çünkü biz bölünmüş bir adada yaşıyoruz. Sayın Hristodulidis’ten randevu talep ettik ve bugün bizi kabul etti. Kendisine teşekkür ediyoruz. Görüşmede Kıbrıs sorunu ve özellikle Kıbrıslı Türk gençleri için güven artırıcı önlemleri ele aldık. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuda çok olumlu bir yaklaşım sergilediğini gözlemledik.”
Elcil, Hristodulidis’in müzakereleri 2017’de Crans-Montana’da bırakıldığı yerden devam ettirmek istediğini ve BM kararlarını temel alan bir çözümden yana olduğunu ifade ettiğini aktardı.
“Sayın Hristodulidis, eğer bir çözüm olacaksa, bunun sadece Kıbrıs için değil, Yunanistan, Türkiye ve Avrupa Birliği için de olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyor. Kendisinin iyi niyetli olduğunu gördük.”
“TATAR, TÜRKİYE’NİN MEMURU GİBİ HAREKET EDİYOR”
Elcil, Kıbrıslı Türk lider Ersin Tatar’ın toplumu temsil etmediğini ve Türkiye’nin doğrudan müdahaleleriyle göreve getirildiğini söyledi:
“Biz, Mart ayında yapılacak zirvenin ‘Beş Artı Bir’ değil, ‘Dört Artı Bir’ olacağını düşünüyoruz. Çünkü Kıbrıslı Türkleri temsil eden bir irade yok. 2020 seçimlerinde Türkiye yetkilileri köy köy, ev ev dolaşarak insanları Tatar’a oy vermeye zorladı. Tatar, seçimle değil, Türkiye tarafından atanarak göreve getirilmiştir.”
Türkiye’nin adanın kuzeyine sistematik olarak nüfus taşıdığına ve bunun Kıbrıslı Türk kimliğini tehlikeye attığına dikkat çeken Elcil, “Kültürümüzü ve demografimizi korumak zorundayız” dedi.
Ayrıca, Türkiye’nin 2020 seçimleri öncesinde 12 bin kişiye vatandaşlık dağıttığını, Ekim ayındaki seçime kadar bu sayının iki katına çıkabileceğini öne sürdü:
“Bu seçimlerin, Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesini yansıtmayacağı açıktır. Türkiye, kimin kazanacağına çoktan karar vermiş durumda. Biz ise halkın iradesini geri kazanmak ve adamızı birleştirmek için mücadele ediyoruz.”
HRİSTODULİDİS: “ORTAK DEĞERLERİ PAYLAŞIYORUZ”
Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı adına açıklama yapan Basın Bürosu Direktörü Viktoras Papadopoulos, toplantının oldukça verimli geçtiğini söyledi:
“Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Yurtsever Hareketi’nin randevu talebini memnuniyetle kabul etti. Kendisi, Kıbrıslı Türklerin endişelerini dikkatle dinledi. Bu görüşme, Sayın Hristodulidis’in düzenli olarak Kıbrıslı Türk bireyler ve sivil toplum örgütleriyle yaptığı temasların bir parçasıdır.”
Hristodulidis’in müzakereleri Crans-Montana’da kaldığı yerden sürdürmek istediğini belirten Papadopoulos, “Aynı değerleri paylaşıyoruz. Cumhurbaşkanı, BM kararları çerçevesinde müzakerelerin yeniden başlaması için elinden geleni yapacaktır” dedi.
“Cenevre’de, müzakerelerin yeniden başlaması için somut önerilerle ve net hedeflerle bulunacağız” diyen Papadopoulos, görüşmenin ardından olumlu bir atmosfer oluştuğunu ve sürecin devam etmesi gerektiğini belirtti.
KIBRIS YURTSEVER HAREKETİ’NDEN HRİSTODULİDİS’E AÇIK MEKTUP
Kıbrıs Yurtsever Hareketi, Hristodulidis’e sunduğu açık mektupta, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin iradesine müdahale ettiğini vurguladı. Mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye’nin 1974 sonrası adanın kuzeyine, Cenevre Sözleşmeleri’ne aykırı olarak nüfus taşıması ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki kolonizasyon süreci, Kıbrıs Türk toplumunun siyasal iradesini özgürce ortaya koymasını engellemektedir.”
Mektupta, Ersin Tatar’ın Kıbrıslı Türkleri temsil etmediği ve Türkiye’nin talimatları doğrultusunda hareket ettiği ifade edildi:
“Türkiye’nin talimatları doğrultusunda, Ersin Tatar’ın ‘iki ayrı egemen devlet’ talebi, adamızın kalıcı olarak bölünmesi anlamına gelmektedir. Bu asla kabul edilemez.”
Çözümün aciliyetine vurgu yapılan mektupta, federasyon temelinde birleşik bir Kıbrıs için çağrı yapıldı:
“Kıbrıslı Türkler ve Rumlar olarak birlikte yaşamak istiyoruz. Çözüm, tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslararası kimlik temelinde olmalıdır.”
Hareket ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklerle bağlarını güçlendirecek adımlar atması çağrısında bulundu:
“Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kıbrıslı Türklerin bağlarını güçlendirecek adımlar atmanızı talep ediyoruz. Bu adımlar, çözüme büyük katkı sağlayacaktır.”
KIBRISLI TÜRKLERE YÖNELİK AÇILIM ÖNERİLERİ SUNULDU
Kıbrıs Yurtsever Hareketi, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti ile bağlarını güçlendirecek açılımlar yapılmasını önerdi. Hristodulidis’e sunulan mektupta, Türkiye’nin Kıbrıslı Türkleri asimile etme ve bağımlı hale getirme politikalarına dikkat çekildi.
EĞİTİM, KÜLTÜR VE SOSYAL YAŞAMDA KÖPRÜLER KURULMALI
Öneriler arasında, ara bölgede iki toplumlu bir okul açılması, eğitim kitaplarından şovenist ifadelerin çıkarılması, Türkçenin seçmeli ders olarak okutulması, Kıbrıslı Türkler için burs programları oluşturulması, kardeş aile projesinin hayata geçirilmesi ve Kıbrıslı Türklere sınavsız sürüş ehliyeti verilmesi yer aldı.
SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENCE HAKKI
Kıbrıslı Türklerin GESY sağlık sisteminden faydalanması için bir yol bulunması gerektiği belirtilirken, Avrupa’da eğitim gören Kıbrıslı Türk öğrencilere sağlık kartı verilmesi talep edildi.
EKONOMİ VE ÇALIŞMA HAYATINDA EŞİTLİK
Yeşil Hat Tüzüğü’nün güncellenmesi, ticari işbirliğinin artırılması, Kıbrıs Cumhuriyeti kamu kurumlarında Kıbrıslı Türkler için belirli bir kontenjan ayrılması öneriler arasında yer aldı. Ayrıca, Türkiye’den taşınan nüfusa yönelik verilen fonların, Kıbrıslı Türk üretici ve esnafa yönlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
SİYASİ TEMSİL VE GEÇİŞ KAPILARININ ARTIRILMASI
Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi komitelerinde dinlenmesi, yeni geçiş kapılarının açılması ve karma evliliklerden doğan vatandaşlık sorunlarının çözülmesi için girişimlerde bulunulması gerektiği belirtildi.
“TÜRKİYE’NİN MÜDAHALESİ ENGELLENMELİ”
Mektubun sonunda, Türkiye’nin 1974’ten itibaren adanın kuzeyine sistematik olarak nüfus taşıdığı ve demografik yapıyı bozduğu vurgulandı.
“Türkiye’nin açık müdahalesi nedeniyle Kuzey’de yapılan seçimler demokratik değildir ve seçilenler Kıbrıslı Türkleri temsil etmemektedir. Kıbrıslı Türklerin gerçek siyasi iradesi ancak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin denetiminde düzenlenecek bir seçimle belirlenebilir.”
Kıbrıs Yurtsever Hareketi, İrlanda modeli bir çözümün önünün açılması ve adanın yeniden birleşmesi için bu önerilerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.