İnsanların sadece yüzde 12’lik bir kısmı ‘şiddetli’ bir şekilde şeriat kurallarının gelmesini savunuyor.
ABD merkezli araştırma kuruluşu Pew Research Center, 28 Ocak Salı günü ‘Dünya Genelinde Dini Milliyetçilik Düzeylerinin Karşılaştırması’ çalışmasını yayınladı.
Raporda dini milliyetçilik kavramının tanımı, “Bir ülkede tarihsel olarak baskın olan dinin ulusal kimliğin bir parçasına dahil edilmesi ve politikaları etkilemesi,” ifadeleriyle yapılıyor.
Çalışma kapsamında 2024 yılının Ocak-Mayıs aylarında 30’u aşkın ülkeden yaklaşık 55.000 kişiyle konuşuldu ve görüşlerine yer verildi.
DİNİ MİLLİYETÇİLER
Araştırmaya Türkiye’den katılan bir kişinin “dini milliyetçi” sayılması için şu kıstaslar öne çıkarıldı: “Türk-İslam vurgusu, ülke lideriyle aynı dini inancı paylaşma, kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’in yasalar üzerindeki etkisi, halk ile Kur’an-ı Kerim’in ‘çatıştığı’ durumlarda kutsal kitabı referans alma.”
Pew Research Center’in belirlediği bu senaryoda, Türkiye’de “dini milliyetçi” tanımına uyanların oranı sadece yüzde 11 seviyesindeydi.
Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerden Endonezya, Bangladeş ve Malezya’da, araştırmaya katılanların “dini milliyetçilik” oranı ise, sırasıyla yüzde 46, yüzde 45 ve yüzde 38’di.
Dünya Bankası’nın yayınladığı ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılaları (GSYİH) baz alındığında, gelişmiş ülkelerdeki “dini milliyetçilik” oranı, gelişmekte olan ülkelerdeki orana kıyasla gözle görülür biçimde daha azdı.
Örneğin, Avrupa Birliği üyesi Hollanda, Fransa, Almanya’da bu oran yüzde 1’di. ABD’de ise, Amerika kıtasındaki diğer ülkelerle eş değer şekilde yüzde 6’ydı.
Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanlar, genel olarak, “Din, topluma fayda sağlar, hoşgörüyü teşvik eder, batıl düşüncelerden ayrık tutar,” düşüncelerine sahipti.
Yine Müslüman ülkelerin neredeyse tamamında ezici çoğunluk, bir ülkenin dinle beraber demokratik yapıya sahip olabileceğine inanıyor. Bangladeş’te bu oran yüzde 86, Tunus’ta yüzde 82, Malezya’da yüzde 80, Endonezya’da yüzde 70, Türkiye’de yüzde 67. İsrail’de de aynı düşüncedeki insanların oranı yüzde 73.
DİNDAR LİDER
Çalışmanın devam eden bölümünde katılımcılara ülkeyi yöneten liderin dini inancının önemi soruldu. Gelişmekte olan ülkeler, raporun diğer başlıklarında olduğu gibi gelişmiş ülkelere kıyasla liderin dininin önemli olduğunu söyleme eğilimindeydi.
Bangladeş’te liderle aynı dine mensup olmanın önemini vurgulayanların oranı yüzde 75’ti. Bu oran Endonezya’da yüzde 73, Malezya’da yüzde 66, Hindistan’da yüzde 61, Filipinler’de yüzde 59, Kenya’da yüzde 55’ti. En düşük oranlar yüzde 4’le İsveç ve Japonya’daydı.
Türkiye’de bu oran yüzde 49’du ve yüzde 51’lik çoğunluk, liderle aynı dine sahip olmanın “önemsiz” olduğunu söyledi.
“Aynı dine mensup olan veya olmayan dindar lider” kategorisinde de bu oran diğer tüm ülkelerde düşmekle beraber Türkiye’de yüzde 23’e kadar geriledi. Yüzde 77’lik ezici çoğunluk “dindar lider” istemedikleri cevabını verdi.
DİN TOPLUMA KATKI SAĞLAR MI?
Pew Research Center’in araştırmasında yer alan 36 ülkeden insanların önemli bir çoğunluğu (yüzde 77), farklı dini değerlere, sosyolojilere, ekonomik durumlara sahip olmalarına karşın dinin topluma fayda sağlayacağı görüşünde birleşti.
Endonezya’da yüzde 100 olan bu oran, Tunus’ta yüzde 98, Bangladeş’te yüzde 94, Tayland’da yüzde 94, Türkiye’de yüzde 87,5, Hindistan’da yüzde 82,5, Malezya’da yüzde 92,93, Kenya’da yüzde 91, Güney Kore’de yüzde 78,26, Macaristan’da yüzde 77,66, İsrail’de yüzde 76,14, ABD’de yüzde 75, İtalya’da yüzde 67,71’di.
ŞERİAT
Son bölümde Müslüman ülkelerdeki katılımcılara “şeriat” kurallarıyla yönetilmeyi isteyip istemedikleri soruldu.
Şeriat, Kur’an ve İslam peygamberi Hz. Muhammed’in sözlerinden veya eylemlerinden yola çıkılarak oluşturulan bir dini hukuk sistemini ifade eder. Müslümanların yaşadıkları dönem ve coğrafyaya göre ilahi mesajı yorumlayarak ortaya koydukları hukuk sistemine verilen isim olarak kabul edilir.
Nasıl uygulanması gerektiği, muhafazakar ve liberal Müslümanlar arasında her zaman bir tartışma konusu oldu ve hala da tartışılıyor.
Araştırmaya Türkiye’den katılan insanların yüzde 65’i şeriatla yönetilmeye karşıyken, yüzde 32’si ılımlı veya “şiddetle” gelmesini savunan kimselerden oluşuyordu. Yüzde 3’ü cevap vermedi.
Şeriat kurallarıyla yönetilmeyi isteyen yüzde 32’lik dilimin yüzde 20’si “ılımlı” olduğunu söylerken, yüzde 12’si “şiddetle” gelmesini savunanlardandı.
Şeriatın “şiddetli” destekçileri Malezya’da yüzde 72, Bangladeş’te yüzde 69, Endonezya’da yüzde 52, Nijerya’da yüzde 51’di.