Kara Harp Okulu’nun 30 Ağustos’ta düzenlenen mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan ve protokolde resmi yemini okuduktan sonra kılıçlarını çatarak geleneksel yemini okuyan 5 teğmene ve 3 komutana silahlı kuvvetlerden ayırma cezası verildi.
Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki (YDK) oylamada 5 teğmenin ihracı kararı tek oyla çıktı. 9 üyeli kurulda 5 üye ihraç yönünde oy kullanırken, 4 üye bu karara karşı çıktı.
GEREKÇE ORTAYA ÇIKTI
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 5 teğmen için verdiği, “Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası”nın gerekçesi, teğmenlere yazılı olarak tebliğ edildi.
ANKA Haber Ajansı’nın ulaştığı 47 sayfalık gerekçede, teğmenlerin, “yemine ilişkin metnin okunmasını daha önceden planlandığının anlaşıldığı, disiplin amirleri tarafından talep reddedilmesine rağmen, tören sonrası dahi olsa emirlerin hilafında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarının millet nezdinde zedelendiği” ifade edildi.
Teğmenlerin eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, “toplumda ayrışma yaratan bir sonuca neden olduğu” öne sürülen gerekçede, “Ebru Eroğlu’nun, andın değiştirilmesine yönelik düzenlemeyi protesto etmek yönünde planlama yaparak, yönergeden kaldırılan andın okunmasında öncü rol oynadığı” iddia edildi.
‘EYLEMLER TSK’Yİ TARTIILIR HALE GETİRDİ’
Gerekçede, şunlar kaydedildi:
“Somut olayın her biri tek tek değerlendirildiğinde TSK ve Harp Okulları’nın temel değerlerine ilişkin olan fiillerin tören günüden daha önceki günlerden başlayan süreç ve olayın oluş şeklinin toplumda karşıtlık hissi oluşturabilecek, Subay Andı olarak bilinen ve yönergeden kaldırılan andın içeriğindeki değerlerin dışlandığına dair algı yaratacak ve sonuç olarak TSK’nin tartışılmasına neden olabilecek protest bir davranış disiplinsizlik olarak kabul edilecektir. Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığı ifade eden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sözünü amacı dışında ve karşıtlık içeren protest bir eylemde kullanmak disiplinsizlik olacağı gibi sözün değerini de azaltan bir davranış olacaktır.
Böylelikle eylemler, TSK’yi tartışılır hale getirerek, toplumda ayrışmalara sebep olmuş ve ordunun vatan millet Atatürk’e olan sevgisinden hiç şüphe duymayan millet nezdinde yıpranmasına neden olmuştur. Söz konusu eylem toplumda asker yemininden vazgeçilmiş gibi TSK’ye olan güveni sarsar bir kanaat oluşmasına sebep olmuştur.
Askeri tören alanında program dışı izinsiz olarak icra edilen fiilin askeri hizmete de olan olumsuz etkisi disiplinsizliğin işlendiği yer ve sonuçlarının TSK’ye menfi etkileri ile personelin eylem bütünlüğü içinde değerlendirildiğinde devletin ve TSK’nin itibarına zarar verecek nitelikte ağır disiplinsizlik teşkil eden bir eylem olduğu dikkate alınarak 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu’nun 20/1. Maddesi’nin c fıkrası gereğince ‘hizmete engel davranışta bulunmak’ disiplinsizliğini oluşturduğu kanaatine varılmıştır.”
KURMAY BAŞKANI DAHİL 4 ÜYE KARŞI OY GEREKÇESİ YAZDI
Yüksek Disiplin Kurulu’nun 5 üyesinin oyçokluğuyla alınan karara 4 üye karşı oy gerekçesi yazdı.
Karşı oy gerekçesinde, “30 Ağustos resmi töreninde de yürürlükteki yönergede yer alan andın okunduğu, resmi tören bitiminde söz konusu andın okunmayacağı yönünde malum ve muayyen hale getirilmiş hizmete ilişkin bir emrin bulunmadığı” belirtildi.
‘DİSİPLİNSİZLİK TEŞKİL EDEN FİİL OLARAK KABUL EDİLEMEZ’
Resmi törenin bitiminde söylenen “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” söylemi ile okunan andın içeriğinin, Anayasa’nın 2. maddesi ile Harp Okulları Kanunu’nun maddeleri dikkate alındığında hukuka aykırılık teşkil etmediği aktarılan karşı oy yazısında, “Bir önceki gece yapılan kutlamada bir kısım Harbiyelilerce söz konusu andın plansız şekilde de olsa okunması hususu birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, personelin eyleminin devletin ve TSK’nin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranış veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiil olarak kabul edilemeyeceği ve buna bağlı olarak Silahlı Kuvvetler’den ayırma cezasını gerektirir ‘Hizmete engel davranışlarda bulunmak’ disiplinsizliğini de oluşturmayacağı” görüşüne yer verildi.
Karşı oy yazısında, “Aksi yöndeki kabulün orantılılık, gereklilik ve elverişlilik alt ilkelerini içeren ‘ölçülülük’ ilkesine uygun olamayacağı gibi hakkaniyete de uygun düşmeyeceği, bu nedenle personel hakkında Silahlı Kuvvetler’den ayırma cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatinde olduğumuzdan aksi yöndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmadık” denildi.